Sincan incelemesi yargıya gözdağı mı

Güncelleme Tarihi:

Sincan incelemesi yargıya gözdağı mı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2009 00:00

Muhalefet, Ergenekon şikáyet başvurularını değil de, Gül ve Erdoğan hakkındaki ’takipsizlik’ kararlarını bozan Sincan 1. Ağır Ceza Hákimi Kaçmaz hakkında inceleme başlatan Adalet Bakanlığı’nı topa tuttu.

CHP, kararı, "Yargıya baskı. Herkes ayağını denk alsın" diyerek eleştirdi. MHP ise kararı şöyle yorumladı: "Amaç, yargı üzerinde idari baskı. Hükümet-yargı kavgasının tipik örneği." AKP’den ise, "Bakanlığı takdiri. Gerekçeler hukuki, karar subjektif" savunması geldi.

ADALET Bakanlığı’nın Ergenekon davasıyla ilgili şikáyet başvurularını değil de, Sincan 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ni gündemine alması siyasette tartışma yarattı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan hakkındaki takipsizlik kararlarını kaldıran Mahkeme Başkanı Osman Kaçmaz hakkında inceleme başlatılması, "Yargıya gözdağı" olarak nitelendirildi.

AKP, kararı savunurken, CHP ve MHP, incelemeyi aleyhlerine karar veren hakim ve savcılardan alınmak istenen intikam olarak yorumladı. Kararla ilgili tepkiler şöyle:

’Gerekçeler objektif’

Nurettin Canikli (AKP Grup Başkanvekili): "Bakanlığın takdiridir. Subjektif nedenlerle açıldığını sanmıyorum. Olay ve gerekçeler hukukidir, objektiftir. Ergenekon savcılarıyla ilgili şikáyetlerin de değerlendirilmesi gerekir. Ergenekon soruşturmasında kamuoyunu rahatsız eden görüntüler oldu. İçeriğini ve nedenleri bilmiyorum, ama bakanlık değerlendirecek. Ancak, böylesine kapsamlı ve Türkiye’nin illegal geçmişini temizlemeye yönelik yapılan olağanüstü bir yargılama sürecinde esas gözden kaçırılmamamalıdır."

’Yıldırma politikası’

Mustafa Özyürek (CHP Sözcüsü): "Yargıya bir baskıdır. Yargıçları korkutma ve yıldırma politikasıdır. ’Niye böyle karar verdin’ diye teftiş geçirmesi görülmüş bir olay değildir. ’Herkes ayağını denk alsın’ baskısıdır. Sincan Mahkemesi’nin aldığı 2 karar, AKP’yi rahatsız etmişti. Biri başbakanın ’Sayın Öcalan’ davasındaki takipsizliğin kaldırılması, diğeri Cumhurbaşkanı Gül’ün kayıp trilyon davasından yargılanabileceği kararıdır. Yargıçların yasalara ve vicdanlarına göre verdikleri kararlardır. Bu tip kararların itiraz yolları belldir. Ama ’Sen nasıl böyle karar verirsin’ diye teftişe giderek ’Gördünüz mü hoşumuza gitmeyen kararları veren hakimlerin başına neler geliyor’ diye korku salmak istiyorlar. Ergenekon davasıyla ilgili şikáyetler ortada dururken, yakın buldukları kişilerle ilgili soruşturma taleplerini görmezden geliyor, işleme koymuyorlar."

’Kötü şeyler oluyor’

Mehmet Şandır (MHP Grup Başkanvekili): "Hükümet ile yargının kavgasının çok tipik bir görüntüsünü izlemekteyiz. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda uzun süren pazarlıklar sonucu anlaşılıyor ki; hükümet verdiği tavizi kendi yetkisi içinde sorguluyor. Sincan savcı ve hakimi yerinde kaldı ama onların üzerine idari baskı kurmaya çalışıyorlar. Türkiye’de kötü şeyler oluyor. İktidarın sevmediği kararları veren hakimler hesap vermek zorunda kalıyor."

İnceleme nedeni bir şikáyet

KAYIP trilyon davasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkındaki "takipsizlik" kararını kaldırarak yargılanması yönünde karar veren Sincan 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz hakkında başlatılan inceleme, mahkemenin diğer üyelerini de kapsıyor. Kaçmaz da müfettişlere ifade verecek.

Sincan mahkemesindeki teftiş, yakalama emri bulunan bir sanığın, mahkemeye geç çıkarılması gerekçesiyle başlatıldı. Bir yıl kadar önce meydana gelen olayda 18.30 sıralarında Sincan Adliyesi’ne getirilen ancak heyet toplanamadığından nöbetçi mahkemeye çıkarılması için bir gün polis nezaretinde tutulan sanık, şikáyet etti.

Sincan Adliyesi’nden bir yetkili, Hürriyet’e soruşturmayı şöyle değerlendirdi:

Soruların yarattığı şüphe

"Böyle bir şikáyet dilekçesinden yola çıkarak bizi yıldırıp baskı altına almaya çalışıyorlar, ama biz hukukçular bu tür olaylar karşısında daha güçleniyoruz. Müfettişlerin soruları mahkeme heyetinin dinlenip izlendiği şüphesi yarattı. Yasal olmayan yollardan kayda geçirilen görüşmeleri, yasal hale getirmeye çalışıyorlar. Örneğin ’Şurada şunu konuşmuşsun, burada şu görüşmede doğru beyanda bulunmamışsın’ gibi saptamaları var."

Müfettişler, Kaçmaz ile görüşen gazeteciler olup olmadığı, bilgilerin kim tarafından ve nasıl sızdırıldığı yönünde de sorular sordu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!