Son Güncelleme:
Sinagogda çekemeyince kiÅŸileri Ermeni yaptık
"Salkım Hanım'ın Taneleri" filminin senaristi Etyen Mahçupyan: Yahudi cemaati, sinagogda çekim izni vermeyince filmdeki Yahudileri Ermeni yaptık.Yılmaz Karakoyunlu'nun romanından Etyen Mahçupyan tarafından senaryolaÅŸtırılan 'Salkım Hanım'ın Taneleri' filmi ile ilgili tartışmalar, farklı bir boyut kazandı. Mahçupyan, Yahudi cemaati gerekli izni vermediÄŸi için sinagogda ve Yahudi mezarlığında çekim yapamadıklarını, bu nedenle de karakterlerin ismini deÄŸiÅŸtirerek, Ermenice isimler vermek zorunda kaldıklarını söylüyor. Mahçupyan, filmde Türk karakterlerin olumsuz gösterildiÄŸi yolundaki iddiaları da kabul etmiyor. Ne diyorsunuz yapılan tartışmalara?- Filmin gösterimi sırasında da bazı tartışmalar olmuÅŸtu zaten. Ama TRT'de gösterildikten iki ay sonra yeniden gündeme getirilmesi, aslında bunun bir infial, bir alınganlık deÄŸil, hesaplanmış bir tepki olduÄŸunu ve temelde filmle ilgili olmadığını ortaya koyuyor. Benim bildiÄŸim TRT'yle ilgili olarak MHP kanadında bir rahatsızlık var. Yücel Erten ve Yılmaz Karakoyunlu'yu yıpratmak için filmi araç olarak kullanıyorlar.LEON, LEVON OLDUFilmle roman arasındaki farklar bir hayli tartışılmıştı daha önce. Romanda Yahudi cemaatinin maruz kaldığı Varlık Vergisi temel alınırken, filmde hadisenin asıl maÄŸduru Ermeniler gibi gösteriliyor. Neden böyle?- Romanda karakterlerden birisi Yahudi. DiÄŸer karakterler arasında Ermeniler, Rumlar ve Kürtler var. Bizim senaryomuzda, filmdeki Levon, Leon'du ve Musevi'ydi. Herhalde 12-13 defa geçtik senaryonun üzerinden ve her seferinde de Leon'du yani Musevi'ydi.Sonra ne oldu da Musevi Leon, birdenbire Ermeni Levon'a dönüştü?- Filmde, sinagogda ve Yahudi mezarlığında çekim sahneleri vardı. Yahudi cemaati bu izni bize vermedi. İzni, Ermeni cemaati verdi. Biz de mecburen kahramanları Ermeni yaptık. Ama sadece isimlerin deÄŸil, genel bakış açısının da deÄŸiÅŸtirildiÄŸi söyleniyor. Filmde Varlık Vergisi, Ermeniler'e karşı uygulanmış gibi görünüyor. Halbuki asıl maÄŸdur Yahudiler'di tezi var...- Niye en büyük maÄŸdur Yahudiler olsun ki? Bu para cinsinden mi, yoksa insan cinsinden mi ölçülüyor? EÄŸer Yahudi cemaati sinagogda çekim izni verseydi, böyle bir deÄŸiÅŸikliÄŸe gerek duymayacaktık ve filmde de hiç Ermeni olmayacaktı. Ermeni olmanızın bu deÄŸiÅŸiklikle álákası olduÄŸu yolundaki iddialara ne diyeceksiniz?- Siz Ermeni olsanız, bir kitaptaki Yahudi karakteri Ermeni yapar mısınız? Yönetmene bunu söyleyerek itiraz ettim ve ‘‘Birileri bununla uÄŸraşır'' dedim. Bugünkü tartışmalar, iki yıl önceki tartışmalardan hayli farklı bir zeminde seyrediyor. Nedir fark?- İki yıl önce daha ziyade sanatçılarla akademisyenler arasında bir tartışma vardı. Akademisyenler, filmin tarihsel gerçeklere uymadığını söylüyorlardı.Ayhan Aktar'la yaptığınız tartışmadan söz ediyorsunuz herhalde...- Evet. Sanat eseri, gerçekle birebir uyuÅŸmak zorunda deÄŸildir. Varlık Vergisi diye bir ÅŸey olmuÅŸ ve üzerine yazılmış sadece üç kitap var. Toplum bunu hiç tartışmamış ve ilk defa bir film bunu konu ediniyor. Ancak o zaman yapılan tartışmalar, ÅŸimdikiyle mukayase edilemeyecek kadar seviyeliydi elbette.İşin gelip Hamidiye Alayları'na mensup bir paÅŸa da düğümlenmesine ne diyorsunuz?- O senaryonun deÄŸil, kitabın asli bir parçası. Kitabın ilk baskısından beri vardı. Galiba bazılarının aklına ÅŸimdi geldi. Siyasi bir manipülasyon olduÄŸunu düşünüyorum.OLAYIN TARİHİ 1910Ama Karakoyun'lunun, ‘‘Türk paÅŸası deÄŸil, Hamidiye Alayları'na mensup bir paÅŸaydı’’ sözü, ‘‘Kürt'tür, dolayısıyla ondan her türlü melánet beklenir’’ tarzında okunmaya çok müsait deÄŸil mi?- Yılmaz Bey'in onu hangi amaçla söylediÄŸini bilmiyorum. Olayın failinin Türk, Kürt, İspanyol veya Yunanlı olması önemli deÄŸil, bu coÄŸrafyalarda, bize benzer kültürlerde böyle ÅŸeylere rastlanabiliyor. Dolayısıyla, ‘‘Türk deÄŸil Kürt'tü’’ demek, son derece ayıp, ideolojik anlamda ahláksız bir ÅŸey. Murat Bardakçı, bir maddi hatadan söz ediyor ve Hamidiye Alayları'na mensup bir paÅŸanın 1940 yılında en az 90 yaşında olacağını söylüyor...- Maalesef Murat Bardakçı'nın yaptığına, maddi hata bile diyemeyiz, çünkü daha vahim bir hata. Romanı okusa veya filmi izlese, Nora'nın 15-20 yaşında başından geçmiÅŸ bir olayı hatırladığını farkederdi. Yani olay 1910'larda meydana geliyor. Kendisinin yapabildiÄŸi bir hesabın, Karakoyunlu tarafından yapılamayacağını düşünmesi, bence çok abes. Filme yöneltilen bir baÅŸka eleÅŸtiri de, çizilen Türk karakterlerinin son derece olumsuz olduÄŸu yönündeydi. - Olumlu Türk tipi derken insanlar kendilerini kastediyorlar ve kendilerine benzemeyenleri 'olumsuz' karşılıyorlar. Bence iyi Türk, filmdeki Bekir ve Nimet gibi insanlardır, Ahmet Çakar gibiler deÄŸildir. AraÅŸtırmacı Rifat Bali de Varlık Vergisi’yle ilgili 37 sayfalık bir makale yazdı. Buradaki eleÅŸtirilere ne diyorsunuz?- Ben makaleyi okumadım ama ÅŸunu söyleyebilirim: Rifat Bali, Yahudi cemaatine bakışında eleÅŸtirel bir entelektüel gibi davranıyor. Fakat Yahudi cemaatinin dışına tam bir Yahudi gibi bakıyor. Yahudi'yi Ermeni yapmak, jenosit planının parçası AraÅŸtırmacı Rifat Bali, filmdeki Yahudi karakterlerin ErmenileÅŸtirilmesini, 1915 Ermeni tehcirinde yaÅŸanan olayların bir jenosit olduÄŸunu kamuoyunun hafızasına yerleÅŸtirmek için yapılan bir planın parçası olduÄŸunu söylüyor:‘Esas sorulacak soru ‘‘karakter deÄŸiÅŸimi neden yapıldı?’’ sorusudur. Ahmet Çakar'ın bu filmin ‘‘Ermeni mezalimi’’ gibi bir hava verdiÄŸi tespiti bir ölçüde yerindedir. Zaten amaç da Türk kamuoyu içinde ‘‘maÄŸdur Ermeni’’ figürünü zihinlere yerleÅŸtirmekti. Bu deÄŸiÅŸiklik bana kalırsa, 1915 Ermeni tehcirinde yaÅŸanan kırımın, bir jenosid olduÄŸu konusunda Türk kamuoyunda bir kanaat oluÅŸması için yapılan uzun vadeli planın bir parçasıdır. Yani hedef, ‘‘Ermeni halkı önce kırıma uÄŸradı, sonra Varlık Vergisi ile periÅŸan oldu, nihayet bugün de azınlık vakıflarında bir sürü sorunlarlarla karsılasıyor’’ havasını yaratmaktı. Elbette, 1915 kırımına maruz kalmış, bugün diÄŸer azınlık cemaatleri gibi vakıflarla ilgili haksızlıkla karşı karşıya olan Ermeni halkının en demokratik hakkı, bu olayları gerçek boyutuyla Türk kamuoyuna mal etmektir. Ancak, Varlık Vergisi'ni sadece Ermenileri hedef almış bir olay gibi gösterip, tarihsel bir gerçeÄŸi de tahrif etmemek lazımdı. Tahrif ettiÄŸinizde, maalesef böyle milliyetçi tepkiler oluÅŸmaktadır.’ MHP'li Ahmet ÇakarTRT'yi didik didik edeceÄŸizDevlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun aynı adlı romanından senaryosu yazılan ve TRT'de de gösterilen gösterilen ‘‘Salkım Hanım'ın Taneleri’’ filmiyle ilgili tartışmayı baÅŸlatan MHP'li TBMM İdare Amiri Ahmet Çakar, ‘‘Ben görevimi yaptım. Bu saatten sonra Yılmaz Karakoyunlu, kendini Türk devletinden korusun’’ dedi. Çakar, TRT yönetimi hakkında AraÅŸtırma Önergesi verip, ‘TRT'yi didik didik' edeceklerini de söyledi.Çakar, kuliste gazetecilerin soruları üzerine yaptığı deÄŸerlendirmede, ‘‘O filmin bir sahnesinde üniformalı bir Türk PaÅŸa'sı gelinine (OÄŸlum seni döllemezse, ben seni dölleyeceÄŸim) diyor. Böyle ÅŸey olur mu? Filmi saniye saniye seyrettim. Tüylerim diken diken oldu. Bu bir hainliktir’’ dedi. Çakar, gazetecilere, ‘‘Elhamdülillah Türk ve müslümanım. Soyumda sopumda bir karışıklık da yok. Ben görevimi yaptım. Görev sırası devlette. Hükümet ekonomik krizle uÄŸraşırken, ben de bunlarla uÄŸraşıyorum’’ dedi. Â