Sille tokat tartışmak maalesef bizim geleneğimizde vardır

Güncelleme Tarihi:

Sille tokat tartışmak maalesef bizim geleneğimizde vardır
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2001 00:00

ÜNLÜ vatan şairi Namık Kemal'in, ‘‘Barika-yi hakikat müsádeme-yi efkárdan doğar’’ (Gerçeğin ışığı, düşüncelerin çarpışmasından doğar), sözünün bugün için geçerli olmadığını, Yılmaz Karakoyunlu'nun Salkım Hanımın Taneleri romanı ve filmi üzerine tartışmaları okurken gülerek hatırladım.Edebiyatta vatan hainliği suçlaması yeni değil. Bir zamanlar Servet-i Fünun yazar ve şairlerine de, eskiyi savunanlar vatan haini gözüyle bakmışlardı.Tartışma, polemik üslubunun nasıl olması gerektiğini Ebüzziya Tevfik özetlemiş:‘‘Yerine göre tahakküm (hükmetme) de caizdir, istihza (ince alay) da, yerine göre tariz de (dokundurma) lázımdır, takdir de, fakat en ziyade dikkat olunacak ve en ziyade ihtiraz edilecek (kaçınılacak), hal-i tahakkümü (hükmetme durumunu) zevzeklik, istihzayı maskaralık, tarizi tahkir (hakaret etme), takdiri iğfal (gaflet) vadilerine düşürmektir.’’Düello geleneği olmayan bir ülkede, komplekslerin giderilme alanıdır atışmak.Vur gözünün üstüne mantığı, taraftar histerisinin zirvesidir.Hadi birbirinize sarılın, öpüşün, sözü de düello teşebbüsünün Doğu laçkalığındaki bitiş cümlesidir.* * *POLEMİK, seyirci arayan bir sörf gösterisidir, bence.Cemal Süreya, ‘‘Folklor şiire düşman’’ diye hálá tartışılan bir deneme yazdı. Şiir tartışmaları yön değiştirdi.Özdemir İnce'nin Adam Sanat'ta (kasım) yayınlanan ‘‘Şiir nereye, neye dayandı?’’ yazısında; bu sözün bugün çağrıştırdığı zenginlikleri okuyabilirsiniz.Tartışmalarda, polemiklerde kullanılan bir cümle vardır: ‘‘Ben senin cemaziyelevvelini bilirim.’’Refik Halit, bu sözün nereden geldiğini yazmış.Vaktiyle devlet dairesindeki bir memur, Arabi aylardan, cemaziyelevvel yazılı torbaya akşama kadar evrak doldururmuş. Bir gün müdür, bu memurunu hamamda soyunurken görmüş. Bir de ne görsün, memurunun iç donunda kocaman cemaziyelevvel yazıyormuş. Gel zaman git zaman, adam yüksek mevkilere geçmiş. Müdür, ne zaman ondan söz edilse, ‘‘Ben onun cemaziyelevvelini bilirim’’ dermiş.Bence insanlar cemaziyelevvelini bilirim, sözünü kullanmamalı.Basın ve edebiyat tarihimize bakarsak, bu ayın adının bolca geçtiğini görürüz.Kızgınlığın derecesi, intikamın ateşi ne santigratla ölçülür, ne Fahrenheit'la.Ali Naci Bey'in Arif Oruç'a hitap ettiği yazının ilk cümlesi şu:‘‘Bu gazeteyi çıkarmak kararını verdiğimiz zaman, bazı 'itlerle' dalaşmak mecburiyetinde kalacağımızı esasen biliyorduk.’’Tartışmalarda kullanılan bazı zarif(!) deyimleri de bir yere yazın, dilerim lazım olmaz.İt dişi domuz derisine, sandıktaki saklılar, sepetteki b..lular ortaya çıktı.Belki de bir edebiyat tarihçisi, cemaziyelevvel'i eksen alarak eğlenceli, dikenli bir yazarlar sözlüğü yapabilir.Názım Hikmet, Peyami Safa'ya 'mütereddi küçük burjuva münevverliğini' yakıştırırken o da Názım'a 'Cici Bolşevik' diyor.* * *TRISTAN TZARA, ‘‘Banalitenin de estetiği vardır’’ diyor.Fark burada galiba. Arabeskin estetiği yok.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!