Sezer'den Ecevit'e gerekçeli yanıt

Güncelleme Tarihi:

Sezerden Ecevite gerekçeli yanıt
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2001 00:00



Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, Avustralya'da vefat eden, Nakşıbendi tarikatının lideri Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan ile damadı Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel'in, Süleymaniye Camii Haziresine defnine izin verilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararını imzalamamasına ilişkin olarak Başbakan Bülent Ecevit tarafından kendisine yöneltilen eleştirileri yanıtladı.



Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu tarafından yapılan yazılı açıklamada, Sezer'in kararı 1580 sayılı Belediye Yasası'na, Mezarlıklar Hakkındaki Nizamnameye, 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Yasası'na, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası'na, Anayasa'nın 10. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle imzalanmadığı belirtildi. Ayrıca Süleymaniye'nin bir kültür varlığı olduğu vurgulandı.

Açıklamada daha önce imzalanan benzeri kararlara ilişkin nedenler de sıralandı. Bu çerçevede, yine Süleymaniye'ye defnedilen Yusuf Bozkurt Özal'la ilgili kararın, Özal defnedildikten sonra Cumhurbaşkanlığı'na sunulduğu belirtildi. Atiye Selma Ercihan isimli vatandaşın Beşiktaş'taki Şeyh Yahya Efendi Camii bahçesindeki mezara defnine izin verilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı'nın ise "Yusuf Bozkurt Özal'ın kararıyla birlikte aynı gün imzaya sunulduğu için ve farklılık yaratmamak düşüncesiyle" imzalandığı vurgulandı. Açıklamada, "Bakanlar Kurulu'nca aynı yolda kararların alınması, hukuka aykırılığın ve yanlışlığın genişletilerek sürdürülmesi anlamına gelecektir" denildi.

Açıklamanın tam metni

Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamanın tam metni şöyle:

"Avustralya-Sidney'de vefat eden Prof.Dr. Mahmud Esad COŞAN ile Prof.Dr. Ali Yücel UYAREL'in İstanbul İli, Süleymaniye Camii Haziresine defnine izin verilmesine ilişkin 06.02.2001 günlü Bakanlar Kurulu Karar Taslağı incelenmiştir.

03.04.1930 tarihli, 1580 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinin beşinci bendinde "Belediye mezarlıkları ve fenni cenaze yıkama yerleri tesis ve idare etmeyi ve belediyelerce gösterilen mezarlıklardan başka yerlere ölü gömdürmeme" belediyelerin görevleri arasında sayılmakta; anılan yasaya dayanılarak çıkarılan Mezarlıklar Hakkındaki Nizamname'nin 5. maddesinde de "Belediyece tesbit olunan umumi mezarlıktan başka yerlere ölü gömülmesi yasaktır." biçiminde açık, kesin ve buyurucu bir kurala yer verilmektedir. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında, "Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 211 ve 218. maddelerine göre yapılacak muameleler bu hükümden müstesnadır." denilerek, belirtilen kuralın ayrık durumu gösterilmiştir.

24.04.1930 günlü, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun, Kararname Taslağı'na da dayanak tutulan 211. maddesinde, genel mezarlıklar dışındaki yerlere hangi koşullarda ölü defnedilebileceği konusuna daha da açıklık getirilmektedir. "Mezarlık ittihaz olunan yerlerden başka yerlere ölü defni memnudur. Fevkalade hallerde ve sıhhi mahzur mevcut olmadığı takdirde icra vekilleri heyeti kararıyla muayyen ve malum mezarlıklar haricinde ölü defnine müsaade olunur." hükmünü taşıyan bu maddenin birinci tümcesi, Tüzüğün 5. maddesine koşut bir düzenleme getirmekte ve belediyelerce tesis edilen mezarlıklardan başka yerlere ölü defninin yasak olduğunu vurgulamaktadır. Maddenin ikinci tümcesi ile Bakanlar Kurulu'na tanınan ayrık yetkinin ise mutlak olmayıp, kimi koşullara bağlı tutulduğunu belirtmek gerekir. Buna göre, Bakanlar Kurulu savaş, deprem, sel baskını, salgın hastalıklar veya benzeri doğal afetler gibi "olağanüstü durumlarda" ve "sağlık yönünden sakınca bulunmaması" koşuluyla belediyelerce tesis edilen mezarlıklardan başka yerlere ölü defnine izin verebilecektir.

Avustralya-Sidney'de vefat eden ve Kararname Taslağıyla İstanbul İlindeki belediye mezarlıklarından başka bir yere defnedilmesi öngörülen kişilere 1593 sayılı Yasa'nın 211. maddesinin ikinci tümcesindeki ayrık kuralın uygulanmasını gerektirecek yasal koşullar oluşmamıştır. Dolayısıyla, 1593 sayılı Yasa'nın 211. maddesinin Bakanlar Kurulu Karar Taslağı'na hukuksal dayanak yapılması uygun değildir.

Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu'nun örneği ekli 24.12.1976 günlü, E: 1975/384, K: 1976/360 sayılı kararı konunun hukuksal yönlerine yeterince açıklık getirmektedir.

Kaldı ki, Süleymaniye Camii korunması gerekli bir kültür varlığı olup; bu caminin bulunduğu yarım ada sur içi alanı İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun örneği ekli 12.07.1995 günlü, 6848 sayılı kararıyla "kentsel ve tarihi sit, kentsel ve arkeolojik sit ve sur-u sultani içinin 1. derecede arkeolojik sit alanı" olarak kabul ve ilan olunmuştur. 21.07.1983 günlü, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 3386 sayılı Yasa ile değişik 9. maddesinde, "Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında, her çeşit inşai ve fiziki müdahalede bulunmak, bunları yeniden kullanıma açmak veya kullanımlarını değiştirmek yasaktır. Onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, kazı veya benzeri işler inşai ve fiziki müdahale sayılır." denilmekte olup, Süleymaniye Camii Haziresine defin izni verilmesinin yukarıda belirtilen yasal kural ve karara aykırılık oluşturduğu açıktır.

Öte yandan, Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" başlığını taşıyan 10. maddesinde, "Herkes,dil,ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." denilmektedir. Dili, cinsiyeti, siyasi düşüncesi, felsefi inancı ne olursa olsun tüm yurttaşlarımız öldüklerinde belediyelerce tesis edilen mezarlıklara gömülürken, kimilerine, hiç bir haklı neden bulunmamasına karşın ayrık işlem yapılmasının eşitlik ilkesiyle bağdaşmayacağı kuşkusuzdur.

Yusuf Bozkurt ÖZAL'ın İstanbul İli Süleymaniye Camii Haziresine defnine ilişkin 09.01.2001 günlü Bakanlar Kurulu Kararı, adı geçenin, kararın Cumhurbaşkanlığı Makamına sunulduğu tarihte esasen defnedilmiş olması gözönünde tutularak; Atiye Selma ERCİHAN isimli vatandaşımızın ölümünden sonra İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, Çırağan Caddesi, Yahya Efendi Sokağı'nda bulunan Şeyh Yahya Efendi Camii bahçesindeki mezara defnine izin verilmesine ilişkin 20.11.2000 günlü Bakanlar Kurulu Kararı ise Yusuf Bozkurt ÖZAL'ın kararıyla birlikte aynı gün imzaya sunulduğu için ve farklılık yaratmamak düşüncesiyle imzalanmışlardır. Bakanlar Kurulu'nca aynı yolda kararların alınması, hukuka aykırılığın ve yanlışlığın genişletilerek sürdürülmesi anlamına gelecektir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, yukarıda belirtilen nedenlerle 06.01.2001 günlü, 2001/2007 sayılı Kararname Taslağı'nın imzalanmayarak geri gönderilmesini emretmişlerdir.







Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!