Şeytanice bir öneri mi?

Güncelleme Tarihi:

Şeytanice bir öneri mi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2013 18:04

ABD’nin öncülük ettiği bir askeri müdahale masadayken Rusya’nın önerisiyle Suriye rejimi tarihinde ilk kez kimyasal silah bulundurduğunu, uluslararası denetime açacağını ve imhasını hem kabul etti hem de bunu dünya kamuoyu önünde resmi olarak açıklamış oldu. Oysa daha düne kadar kimyasal silah bulundurduğu iddialarını hep yalanladığı halde açık kaynaklar 1967, 1973 ve daha sonra 1982 yılında İsrail’e karşı savaş kaybeden Suriye’nin 70 li yılların başından beri kimyasal silah üretimi ve stoku yapmaya başladığını bildiriyordu.

Haberin Devamı

Kimyasal silah olmadığı yalanı Suriye’de sadece baba Hafız Esad döneminde değil, oğlu Beşar Esad döneminde de devam ettirildi fakat askeri müdahale kapıya dayanınca da, yıllardır tekrarlanan yalanın doğru olmadığı ortaya çıktı. Bu durum hem olası bir savaşı durdurduğu için hem de Esad rejimi ya da içeride savaşan muhaliflerin kimyasal silahları kullanmasını engelleyeceği ve belki bir barış konferansıyla orta yol bulma ihtimaline yol açtığı için bölge açısından çok önemli bir adım.

MUALLİM TEMİNAT VERDİ AMA
Hem ‘Birleşmiş Milletler’ Genel Sekreteri Ban Ki-mun, hem de ‘Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü’ Genel Direktörü Büyükelçi Ahmet Üzümcü Suriye yönetimine birkaç kez mektup göndererek, ‘Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi’ne taraf olması konusunda uyarılarda bulundu. Aralık 2012 ortalarında Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Üzümcü’nün mektubuna verdiği cevapta, “eğer varsa” vurgusuyla, kimyasal silahların hiçbir surette ve hiçbir koşulda kullanılmayacağına ilişkin teminatta bulunuyor ve bu silahların varlığından haberleri yokmuş havası veriyordu.

Haberin Devamı

SAVAŞ KAPIYI ÇALINCA…
Askeri müdahale konusu ciddi olarak gündeme gelip savaş kapıyı çalınca Rusya’nın teklifini kabul eden Suriye Dışişleri Bakanı Muallim, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Genel Direktörü Üzümcü’ye 12 Eylül 2013 Perşembe günü bir mektup göndererek, Suriye hükümetinin ‘Kimyasal Silahların yasaklanması Sözleşmesi’ne taraf olmak için aldığı kararı bildirdi, daha doğrusu bildirmek zorunda kaldı. Muallim mektubunda bu kararla ilgili kanun hükmündeki kararnameyi de BM Genel Sekreterine ilettiklerini belirtti. Mektubun ardından Bakan Yardımcısı Faysal Mekdad da dün Üzümcü’yü telefonla arayarak aldıkları bu kararla ilgili teknik yardım istediklerini bildirdi. Büyükelçi Üzümcü, Mekdad’a Suriye’nin isteğinin resmi olarak dikkate alınması için önce Sözleşmenin Geçici Uygulama maddesine göre başvurunun gözden geçirilmek üzere örgüte üye taraf devletlere ileteceğini bildirdi.

“ÇOK AKILLICA HATTA ŞEYTANİCE BİR ÖNERİ”
Peki bu Suriye rejiminin bir zaman kazanma, askeri müdahale riskini zamana yaymak için bir taktiği mi? Kimyasal Silahların teslimi, imhası ne kadar zamanda olur? Fransa 'Stratejik Araştırmalar Vakfı' kimyasal silahlar uzmanı Olivier Lepick bu konuda Le Figaro gazetesine yaptığı açıklamada, Suriye kimyasallarının imhasının on yıllarca süreceğini belirtti. Lepick, “Bu çok akıllıca ve hatta şeytanice düşünülmüş, görüntü olarak sağduyulu ve iyi niyetli bir öneri gibi görünüyor. Konuyu bilmeyenler için kimyasal silahların imha işleminin hemen ve kolay olacağı sanılıyor. Kontrolü ve imhası tabii ki mümkündür fakat teknik olarak bu programın uygulaması yıllarca sürer. Suriye’nin kimyasal silah stoku Ortadoğu’nun hatta bana göre dünyanın en büyüğüdür diyebilirim. Zira rejim kimyasal silahları hem üretmek hem de yaygınlaştırmak için gerekli tüm kaynakları geliştirdi” dedi.

Haberin Devamı

1000 TONUN ÜZERİNDE KİMYASAL
Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan ‘Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ Genel Direktörü Üzümcü ile geçen Ocak ayında hem örgütün kimyasal silah imha çalışmaları hem de iç savaşın sınırımıza dayandığı Suriye’nin kimyasal silah tehdidini görüşmüştük.

Halen güncelliğini koruyan bu görüşmede Üzümcü, Suriye’nin, Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi’ne taraf olmadığı için ancak açık kaynaklardan edindikleri bilgilere göre Suriye’de kimyasal silah stoklarının oldukça yüksek miktarda olduğunun anlaşıldığının altını çizmişti. Üzümcü, “1000 tonun üzerinde bir stoktan söz ediliyor. Bunların büyük kısmının VX, Sarin ve hardal gazı gibi sinir sistemine doğrudan etki eden gazlar olduğu, ayrıca bu silahları taşıyacak olan top mermileri, havan topu, havadan atılan mermiler veya füze başlıkları hazırlandığı belirtiliyor. Nerelerde depolandıklarını tam olarak bilmiyoruz, birçok yere dağıtılmış olduğu söyleniyor. Bu da güvenlik riskini artıran bir durum” derken, kimyasal saldırı tehlikesine o gün işaret ediyordu.

Haberin Devamı

TÜRKİYE’YE KİMYASAL TEHDİT VEYA SALDIRI OLURSA
Üzümcü, Türkiye’ye yöneltilebilecek olası bir tehdit konusunda ise şöyle konuşmuştu:

“NATO, Patriot savunma sistemleri gibi savunmaya yönelik bir takım tedbirler alıyor. Türkiye, Kimyasal silah saldırısı veya buna ilişkin bir tehdit hissetmesi halinde bizden de yardım talebinde bulunursa elimizden geleni en iyi şekilde yerine getirmeye çalışırız. Bizim stoklarımız yok fakat kimyasal saldırı veya tehdit ortaya çıkarsa, gaz maskesi gibi, atropin iğnesi gibi, koruyucu elbiseler veya para yardımı gibi, taraf ülkelerin verdikleri bir takım sözler var. Uzmanlarımız bu yardımların eşgüdümünü sağlar. Bu talep saldırı tehdidi veya saldırı olduğunda Dışişleri Bakanlığı veya Büyükelçilik aracılığıyla direk başvuru şeklinde yapılabilir. Türkiye imkânları çok geniş büyük bir ülke, savunma bakımından da çok güçlü bir ülke, şüphesiz NATO üyesi olmasının da verdiği ayrı bir güvence var. Gerekli önlemleri en iyi ve etkin bir şekilde almakta olduğunu düşünüyorum.”

Haberin Devamı

İMHASI YILLARCA SÜRÜYOR
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nde çalışanlar 84 ayrı ülkeden geliyor, 120 kadarı denetleyici kadrosunda ve ana görevleri kimyasal silahların imha çalışmalarını denetlemek. Silahların imhası gece gündüz devam ediyor. Denetleyici uzmanlar imha yerine gidiyor ve kameraların bulunduğu bir denetleme odasından 24 saat aralıksız imha çalışmalarının çeşitli safhalarını sürekli izliyor. İmha edilen silahlardan gerekirse örnek alıyorlar ve bildirimlere uygun olup olmadığını kontrol ediyorlar. Ülkeler sözleşmeye taraf oldukları zaman ‘bir ay içinde’ kimyasal silahla ilgili olarak ne varsa, kimyasal silah stokları, üretim yerleri, üretim fabrikaları her şeyi bildirmek zorundalar. Bu bildirimlerden sonra imha planlarını Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne bildiriyorlar. Örgütün karar alma organları bu imha planlarını onaylıyor ve o planlara göre de imha çalışmaları gerçekleştiriliyor. Bu çok uzun bir süreç. Örneğin 15 yılda ABD kimyasal silah stoklarının yüzde 90’ını Rusya ise yüzde 70’ni imha etmiş durumda. İmha çalışmaları Libya örneğinde olduğu gibi sözleşmeye taraf olduğu halde çatışmalar nedeniyle kesiliyor. Bi rde imha çalışmalarına harcanan kaynakların çok büyük olduğunu unutmamak gerek. Örneğin ABD, kimyasal silahların imhası için bugüne kadar 25 milyar dolar harcadığını açıkladı. Buna göre silahların imhası üretiminden daha çok pahalıya mâl oluyor.

Haberin Devamı

ZAMAN GÖSTERECEK
Özetle Genel Direktör Üzümcü’nün anlattıklarına göre, kimyasal silah imha çalışmaları hem çatışma olan bölgelerde yapılamıyor hem de imhası milyar dolarları buluyor. Bunları bilen Suriye acaba Rusya ile danışıklı bir planla gerçekten askeri müdahale baskısını zamana mı yayıyor, yoksa hareket edecek alanı kalmadığı için mi bu yola başvurdu? Bunu zaman gösterecek ama gerçek şu ki, Suriye’nin ‘Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi’ni imzalaması, parlamentosunda onaya sunup kabul ettirmesi, kimyasal stoklarını uluslararası denetime açması ve imha ettirmesi yıllar alacak.

melveren@hurriyet.com.tr

Muammer ELVEREN

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!