Serhat, çık ortaya

Güncelleme Tarihi:

Serhat, çık ortaya
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2000 00:00

Haberin Devamı

‘‘Oğlun köprüden atladı’’ dediler, inandıramadılar. Bir gün ruhlara sordu onu, bir gün hocalara. Hepsi de ‘‘Serhat yaşıyor’’ dedi. Anne Gönül Okanlar, hasretiyle yandığı oğlunun bir an önce eve dönmesini bekliyor.

ASKERE gitme hazırlığı yapan 19 yaşındaki Serhat Okanlar, 13 Eylül 1999 gecesi evine gitmedi. Merak içindeki ailesine, birkaç saat sonra Kavacık Polis Karakolu'ndan telefon geldi.

‘‘Oğlunuz Serhat Okanlar, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden atladı’’ dediler. Semih ve Gönül Okanlar çifti, alelacele karakola gitti.

Serhat, geride montunu ve ikametgáh suretini bırakarak intihar etmişti polise göre. ‘‘Cesedi beş-on güne kalmaz çıkar’’ dediler. Karı-koca yıkılmış halde evlerine döndü.

Gönül Okanlar, kocasının ve yakınlarının tüm ısrarlarına rağmen, ‘‘Oğlum, intihar edecek yapıda değil. Hele köprüden asla atlamaz’’ diyerek, yas tutmayı reddetti. ‘‘Çocuğumun cenazesini görmeden, öldüğüne inanmam’’ diye ısrar etti. Günler geldi, geçti, Serhat'ın cesedi denizden çıkmadı. Gönül Okanlar, artık emindi. ‘‘Serhat yaşıyordu işte!’’

Aradan geçen aylara rağmen, kimse Gönül Hanım'a inanmadı. Kocası, görümcesi, kayınvalidesi herkes onu teselli etmek, Serhat'ın ölümünü kabul ettirmek için çırpınıp duruyordu.

Onu dinleyen konu komşu, çeşitli önerilerde bulunmaya başladı Gönül Hanım'a. Rus asıllı bir arkadaşı, daha önce ruh çağırdığını ve ruhların her şeyi bildiğini söyledi.

Oğlum rehin tutuluyormuş

Hemen bir ruh çağırma tahtası hazırlandı.

Heyecan içinde tahtanın başına geçen Gönül Okanlar, o andan sonra defalarca çağırır oldu halasının ruhunu.

‘‘Halamın ruhu, bana oğlumun ölmediğini söyledi. Onun, şubat ayında çıkıp geleceğini söyledi. Şu anda Beyazıt'ta birilerinin elinde rehin tutuluyormuş çocuğum.’’

Üstüne harfler dizilmiş bir kartona, ipe geçirdiği iğneyi sallıyor, o iğne tek tek harflerin üzerine gidiyor, böylece sorduğu soruların cevabını alıyordu Gönül Okanlar.

Yalnız ruhlar inandı ona. 19 Ocak 2000 tarihine kadar.

Arkadaşı yolda görmüş

Yufka dağıtım işinde çalışan Uğur Kuru, Okanlar Ailesi'yle mahalleden tanışıyor. Kuru, evli ve bir çocuk babası. 19 Ocak 2000 tarihinde Şehremini Karakolu ve ardından Gayrettepe Asayiş Şube'de Serhat'ı görüp konuştuğu yönünde ifade verdi. Kuru'nun herkesi şoke eden ifadesi şöyle:

‘‘Alibeyköy'de yirmi gün önce dolaşırken Serhat'ı gördüm. Çocuğu zaten çok yakından tanıyorum. Mahalleden arkadaşıyım. Yanında tesettürlü bir kadın ve bir adam vardı. Ben ‘Serhat neredesin, ailen seni arıyor' dedim. ‘Niye kaçıyorsun' dedim. O daha cevap veremeden yanındaki adam ‘Fazla soru sorma, yoluna devam et!' diye beni eliyle tersledi.’’

Yaşadığına inandılar

Kuru'nun ifadesi, Gönül Okanlar hariç herkesi şaşırttı. Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'na giden Semih Okanlar'dan hemen ifadelerin fakslanması istendi. Şehremini Karakolu'nda Uğur Kuru'nun ifadesini alan polisler, ‘‘Tanıdığımız bir sima. Kesinlikle yalan konuşmaz. Uğur'un ifadesinden sonra biz de Serhat'ın yaşadığına inanıyoruz’’ dediler.

Dört ayını karakol karakol dolaşarak geçiren, son çare ruhlardan medet uman Gönül Okanlar aylar sonra ilk kez rahat uyudu. ‘‘Eskiden ‘Oğlumun kemiğine razıyım. Yeter ki başına ne geldiğini bileyim' diyordum. Bugünse onun gülen gözlerini istiyorum. Serhat'ımı istiyorum...’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!