Yabancı gazetelerde yayınlanan ‘Türkiye’deki Kürtler Ne İstiyor’ ilanında imzası bulunan bazı kişilerin, ‘Benim haberim yoktu’ ya da ‘Ben onu kastetmemiştim’ türünden açıklamalar yapması, tarihteki benzer olayları akıllara getirdi. Bunların en ünlüsü, 1984’teki ünlü Aydınlar Dilekçesi’ydi. İşte yakın tarihte benzer tartışmalara yol açan bazı dilekçeler:1984’te Aziz Nesin öncülüğünde bir grup aydının hazırladığı Aydınlar Dilekçesi, Türk dilekçe tarihinin en ses getiren eylemi oldu. 12 Eylül’ün Devlet Başkanı Kenan Evren’in kabule bile tenezzül etmediği dilekçe, imzacıların başını belaya sokmakta da gecikmedi. Mahkemeye verilenlerden biri olan imza sahiplerinden sinema oyuncusu Öztürk Serengil, Emin Çölaşan’a verdiği mülakatta şöyle savunacaktı kendisini:‘Orada beni katakulliye getirdiler. Biz kahvede oyun oynuyoruz. Kemal diye bir adam var. Kendisi yayıncıdır ve sol görüşlü olmasına rağmen itibar ettiğim biridir. Çok enteresan, benim en iyi arkadaşlarım hep solcudur.
Film piyasasında benden başka sağ görüşlü hıyar yoktur. Kemal bana dedi ki: ‘Evsiz barksız sanatçılar için bakanlık nezdinde girişimde bulunacağız. İmza topluyoruz, sen de at...’ Ben bugüne kadar 29 tane evden olmuşum. Okumadan şak diye imzayı patlattım. Meğer içinde işkence görenler falan varmış. Ben öyle şeye imza atar mıyım. Sonra mahkemeye çağırdılar, hákime anlatınca o da gülmeye başladı.’Erbakan Hoca’nın’cihat’ imzası11 Nisan 2002’de Türk basınında çıkan Associated Press kaynaklı bir haberde, ‘Hamas, Hizbullah ve Müslüman Kardeşler gibi İslamcı örgütlerin, Filistin için cihat ilan edilmesini isteyen bildirisini Necmettin Erbakan da imzaladı’ deniliyordu. Hatta Erbakan bildiriyi, ‘Reis-i Vüzera-i Sabık (Eski Başbakan)’ olarak imzalamıştı. Erbakan’ın avukatları, hemen o gün yaptıkları bir açıklama ile bunu yalanlayacaklar, Erbakan’a yakınlığıyla bilinen bir başka isim de, ‘Hoca kolay kolay bir şeyin altına imzasını atmaz’ diyecektir.Tepkiler gelince: Otonomi istemedikGEÇEN hafta Le Monde ve Herald Tribune’de yayımlanan ‘Türkiye’deki Kürtler ne istiyor’ başlıklı yarım sayfalık ilandan sonra da, Türk dilekçe tarihinin bilinen süreci bir kez daha işledi. Eski DEP’li milletvekilleri Leyla Zana ve arkadaşları, kamuoyunda yükselen tepkiler karşısında, kendilerinin imzaladığı metnin yayımlanan metin olmadığını ve kesinlikle otonomi gibi bir taleplerinin bulunmadığını söylediler. İlanı ve attığı imzayı savunanlardan biri de Akşam Gazetesi yazarı Ahmet Tulgar oldu.Ali Şen kutladı Yıldırım rahatsız oldu24 Aralık 1995 seçimlerinden birkaç gün önce, Cumhuriyet Gazetesi’nde, ‘Oyum İşçi Partisi’ne’ başlıklı bir ilan çıkar. İlanın altındaki isimlerden bir kısmının haberi bile yoktur bu işten. Ama bilerek imzalayanlardan biri o dönem
Fenerbahçe’de top koÅŸturan Kemalettin’di (Åžentürk). Söz konusu imza, bütün futbol hayatını deÄŸiÅŸtirecektir Kemalettin’in: ‘İmza metnini bir arkadaşım getirdi. Baktım YaÅŸar Kemal’den tutun, Orhan Pamuk’a kadar bir çok tanınmış yazar ve sanatçı İşçi Partisi’ne oy vereceÄŸini açıklamış. Ben de zaten bilinçlenmeye baÅŸladığım zamandan itibaren sol görüşlüydüm. Hiç düşünmeden imza attım. Ali Åžen BaÅŸkan çok olgun davrandı. Hatta herkesin içinde beni tebrik bile etti. Ama Aziz Yıldırım ve etrafındakiler rahatsız oldu. Hatta olayın çok daha ileriye gittiÄŸini öğrendim. O zaman ligde görev yapan subay hakemler rahatsızlık duyuyorlarmış. Zaten maçlarda da bana çok kolay kart çıkarıyorlardı.’Apo’ya karşı Kendal NezanARALARINDA Leyla Zana ve arkadaÅŸlarının da bulunduÄŸu 200’ü aÅŸkın kiÅŸinin imzasını taşıyan ilanın yankıları sürerken, olayın Paris Kürt Enstitüsü BaÅŸkanı Kendal Nezan’ın Ä°mralı’ya karşı geliÅŸen bir Kürt aydın hareketi olduÄŸu yönündeki görüşler de ortaya atılmaya baÅŸlandı. Gazeteci Cengiz Çandar, Le Monde ve Herald Tribune Gazetesi’ndeki ilanın hazırlayıcısı Nezan ile bildiride görüşlerinin yansıtılmadığını söyleyen Zana ve arkadaÅŸlarının durumunu Ä°mralı ve Kürt aydınlar arasında bir ayrışma olarak yorumladı. Çandar şöyle yazdı:‘Bu bildiriyi Leyla Zana ve arkadaÅŸlarının iÅŸi, yani ‘İmralı kökenli’ görmek yanlış tam tersine, söz konusu bildiri ‘İmralı’dan bağımsız’ bir Kürt aydın hareketinin sahneye çıkması gibi görülmeli. Leyla Zana ve arkadaÅŸlarının gelen tepkiler üzerine ‘yan çizmesi’, Türkiye’deki Kürt hareketinde ‘İmralı’ ile geniÅŸ Kürt aydın yelpazesi arasındaki bir ‘ayrışma’nın ilk belirtileri olarak deÄŸerlendirilmelidir.’KelimelereklenmişÖZERKLÄ°K talebi içeren Kürt ilanında imzası bulunan Tunceli Belediye BaÅŸkanı Songül Erol Abdil, kendisine gösterilen metindeki bazı kelimelerin bilgisi dışında deÄŸiÅŸtirildiÄŸini söyledi. Abdil, ‘İlanda yer alan federasyon, otonomi ve özerklik gibi kelimeler, bizim bilgimiz dışında metne eklenmiÅŸtir’ dedi. Â
button