"Sendikalar ile ilgili kanun teklifine bu haliyle onay vermeyeceğiz"

Güncelleme Tarihi:

Sendikalar ile ilgili kanun teklifine bu haliyle onay vermeyeceğiz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2008 12:39

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu, sendikal yasalarda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin “reform” niteliği taşımadığını ve ILO normlarına uygunluktan uzak olduğunu belirterek, “Çünkü teklif, sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmamakta, toplu pazarlık hakkının kullanımını kolaylaştırmamakta, toplu pazarlık hakkından yararlanma kapsamını genişletmemekte ve grev uygulamasını istisna olmaktan kurtarmamaktadır” dedi.

Kumlu bu hali ile söz konusu Kanun teklifinin içerdiği değişikliklerin, endüstri ilişkileri sistemine olumlu katkı sağlamayacağı inancında olduklarını kaydederek, “Bu nedenle teklifle ilgili çekincelerimiz ve teklife bu haliyle onay vermeyeceğimiz ilgili Bakanlığa iletilmiştir” dedi.

Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası'nın 16. Olağan Genel Kurulu Dedeman Otel’de başladı. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Kumlu, burada yaptığı konuşmada, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifini, reform niteliğinde görmediklerini belirtti. Teklifin, sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmadığını, toplu pazarlık hakkının kullanımını kolaylaştırmadığını, toplu pazarlık hakkından yararlanma kapsamını genişletmediğini ve grev uygulamasını istisna olmaktan kurtarmadığını vurgulayan Kumlu, şöyle konuştu:

“Şöyle ki, teklif ile öngörülen işkolu barajı, toplu sözleşme yapmak isteyen işçi sendikasını, bir işçi konfederasyonuna üye olmak mecburiyetinde bırakmaktadır. Bu koşul, var oluş sebebi temsil ettiği üyeleri için toplu iş sözleşmesi imzalamak olan işçi sendikalarının bu hakkını kullanmak için bir konfederasyona üye olmasını mecbur kılmak anlamına gelir ki bu da sendikal özgürlüğü ortadan kaldırmak demektir. Söz konusu yaklaşım, ILO sözleşmelerine açık aykırılık teşkil etmektedir.”

Sendikal örgütlenmeyi ve toplu sözleşme yapabilmeyi engelleyen en önemli düzenlemenin, işyeri ve işletme düzeyinde yapılacak sözleşmeler için toplam işçi sayısının yarıdan fazlasını üye kaydetmenin mecbur kılınması olduğuna dikkat çeken Kumlu, “Bu kural yüzünden işletme düzeyinde toplu sözleşme yapabilmek hemen hemen imkansız hale gelmektedir” dedi. Kanun teklifinin mevcut hali ile toplu sözleşme yapma hakkını kural olmaktan çıkardığını ve toplu sözleşme yapabilmeyi istisna haline getirdiğini belirten Kumlu, “Bu düzenleme toplu pazarlık hakkını ortadan kaldıran bir düzenlemedir ve kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıca, yapılan işin niteliğini ve özelliğini dikkate almadan işkolları sayısını azaltan düzenlemenin, bazı işçi konfederasyonlarının bünyesel sorunlarına çözüm getirmeyi amaçladığı bilinmekte ve böylece uluslararası normlar dışlanmaktadır” diye konuştu.


12 EYLÜL'ÜN YASAKÇI ZİHNİYETİNİN DEVAM ETTİRİLMEK İSTENMESİ KABUL EDİLEMEZ"

Kumlu, teklifin, sendika üyesi işçinin işsiz kalması ve işsizlik halinin bir yılı doldurması durumunda sendika üyeliğini ortadan kaldıran bir düzenleme getirdiğini de söyleyerek, bu düzenlemenin işçi ile sendika arasındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen üyelik ilişkisinin kanun zoru ile sonlandırılmasına yol açacağını vurguladı. Kumlu şöyle konuştu:

“Bu durum üyelik haklarının korunmasını ortadan kaldırmakta ayrıca, her çalışanın sendikalara üye olma ve üyeliğini devam ettirme hakkını sınırlandırmaktadır ki, bu da Türkiye Hükümeti tarafından onaylanan ILO’ sözleşmelerine aykırıdır. Teklif, sendikaların kendi denetim organları ve denetçileri tarafından denetlenmesi temel kuralını değiştirmekte ve idarenin sendikaları denetlemesine olanak sağlamaktadır. Bu yaklaşım, AB normları ve ILO sözleşmeleri ile bağdaşmamaktadır. Sendikaların idare organları tarafından denetlenmesine yol açılması, sendikal hak ve özgürlüklere temelden aykırıdır. Sendikal hakların kullanımı ve toplu pazarlık hakkının etkinliğini sınırlandıran diğer bir düzenleme de, mevcut kanundaki grev yasaklarının aynen korunuyor olmasıdır. Yasakların yanı sıra korunan zorunlu prosedürlerle grev hakkı bir kural değil, istisna olmaya devam edecektir. 12 Eylül Askeri İdaresi tarafından hazırlanmış olan ve 25 yıl süren uygulamasıyla sorunlar yaratan bu yasakçı zihniyetin devam ettirilmek istenmesi kabul edilemez.”

Komisyondan geçen Teklif metninde, toplu pazarlık hakkının kullanımı prosedürünün kolaylaştırılması ve sadeleştirilmesi yolunun seçilmediğini dike getiren Kumlu, “Toplu sözleşme akdedebilme, uyulması zorunlu olan idari işlemler ve kesin sürelerle olanaksız hale getirilmiştir. Teklif metninin kabul edilemez bir düzenlemesi de, toplu pazarlıkta mecburi tahkime yol açması ve pazarlık hakkının serbestliğini engellemesidir” dedi.

"TEKLİFLE İLGİLİ ÇEKİNCELERİMİZİ BAKANLIĞA İLETTİK"

TÜRK-İŞ’in, bu hali ile söz konusu Kanun teklifinin içerdiği değişikliklerin, endüstri ilişkileri sistemine olumlu katkı sağlamayacağı inancında olduğunu vurgulayan Kumlu, şunları söyledi:

“Bu nedenle teklifle ilgili çekincelerimiz ve teklife bu haliyle onay vermeyeceğimiz ilgili Bakanlığa iletilmiştir. Bu yasa Türkiye ve Türk Çalışma Hayatı için çok önemli bir yasadır. Eğer 2821 ve 2822 sayılı yasalarda bir değişiklik yapılacaksa, bu Türkiye’de sendikal özgürlüğün kapılarını açmalı, toplu iş sözleşmesi grev ve lokavt prosedürünü, gerçekten çağdaş demokratik ülkeler seviyesine getiren bir nitelikte olmalıdır.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!