Sarıkız başrolde

Güncelleme Tarihi:

Sarıkız başrolde
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2013 01:11

“Kuzey Güney” dizisinin ikinci yönetmeni Ayhan Özen, ilk uzun metrajlı filmi “Sürgün İnek”in çekimlerine başladı. İki yıl önce Malatya’da yaşanan gerçek bir olayı 28 Şubat dönemine taşıyan Özen, filminde başarılı oyuncuları bir araya getirdi. Biz de Muğla’daki seti ziyaret ettik, ekibe 28 Şubat 2014’te vizyona girecek “Sürgün İnek”in detaylarını sorduk.

Haberin Devamı

SÜRGÜN İNEK SETİNDEN KARELER

HASAN KAÇAN: Olay başlı başına komedi

* Hasan Bey, siz filmde bir okulun bahçesindeki Atatürk büstünü kırdığı için başka bir köye ‘sürgüne’ gönderilen Sarıkız’ın sahibi Şevket’i canlandırıyorsunuz. Nasıl bir film “Sürgün İnek”, kısaca anlatır mısınız?

- “Sürgün İnek”, Türk sinemasında son dönemde çekilmiş en ilginç filmlerden biri. Hikâyesi gerçek bir olaya dayanıyor. Bir ineğin siyasi girişimde bulunduğu düşünülerek sürgün edilmiş olması, başlı başına bir komedi.

* Gezi Parkı eylemi sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşen sanatçılar arasında siz de vardınız. Bu görüşme nedeniyle size yöneltilen eleştiri ve tepkilere ne diyeceksiniz?

- Eleştiriler gayet normal. Farklı düşüncelerdeki insanlar uygun dozlarda birbirlerini eleştirebilirler. Yeter ki saygı sınırları aşılmasın. Eleştirilere saygı duyuyoruz ama küfre değil.

* Filmde Şevket’in eşini canlandıran Şebnem Sönmez de Gezi Parkı eyleminde aktif rol oynadı ve eylemcilerin yanında yer aldı. Kendisiyle bu konuda konuştunuz mu hiç?

- Bu durum, zıt kutupların bir araya gelmesi olarak algılanmamalı. İkimiz de gençlerin güzel şeyler yaşaması için girişimde bulunduk. Ben farklı bir kulvardan bir girişimde bulundum, o da kendi inandığı alanda... Şebnem’le ilk defa bir filmde bir araya geliyorum. Çok uyumlu bir insan. Onu çok seviyorum. Sorunuza gelince... Gezi Parkı hakkında konuşmadık. Beraber çalışmamızın daha önemli olduğunu düşünüyorum. O durum, hayatın başka bir anıydı. Kalkıp onun tartışmasını yapacağımıza burada beraber çalışmamızın daha önemli olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

SADİ CELİL CENGİZ - GÜL OCAKÇI: Sarıkız eylemcileri

* Siz hangi roldesiniz?

Sadi Celil Cengiz: Benim karakterimin adı Burak. Üniversitede Demokrasi Kulübü’nün başkanı. Ülkede olup bitenlerle ilgilenmekten okuluna vakit ayıramamış, 10 yıllık bir üniversite öğrencisi.

* Burak’ın köye gelişi nasıl oluyor?

Sadi: Büstün kırılmasıyla başlayan hikâyeyi duyuyor, ineğin sürgün edilmesine karşı olduğu için başkanı olduğu kulübün öğrencilerini toplayıp köye protesto yapmaya geliyor.

* Gül Hanım sizin rolünüz nedir?

Gül Ocakçı: Burak’ın kız arkadaşını oynuyorum. Burak’la birlikte Sarıkız’ın köye geri dönmesi için eylem yapıyor.

Haberin Devamı

VİLDAN ATASEVER: İdealist adamı tercih ediyorum

* Vildan Hanım, yaklaşık bir aydır Muğla’dasınız. Nasıl geçiyor çekimler?

- Muğla, çok güzel ve sakin bir yer. Buradaki insanlar da film çekimlerine alışkınlar, o yüzden hiç zorluk çekmedik. Ben zaten küçük şehirlerde yaşayan insanların sıcaklığını çok seviyorum...

* Gülay Öğretmen, filmde iki aşk arasında kalıyor sanırım. Tercihi kimden yana olacak?

- Gülay, aklı başında olan, daha sağduyulu ve idealist adamı tercih ediyor.

* Bir yandan da “Osmanlı Tokadı” dizisinde rol alıyorsunuz. Dizilerin hızlı temposu, özel hayatınıza nasıl yansıyor?

- Televizyonda sürekli bir test halindesiniz. 24 saat çalıştığınız oluyor. Bir de kameranın karşısında dimdik durup, enerjinizi yüksek tutmanız gerekiyor. Ben set dışında hayatımı mümkün olduğunca sakin ve durağan yaşamaya çalışıyorum. Hayat, “hadi hadi”yle gitmez.

* Yine de bu hızlı temponun hayatınıza yansımaları oluyordur...


- Tabii ki. Yemek yemen bile değişebiliyor. Eskiden çok yavaş yemek yiyen bir insandım ama artık çok hızlı yiyorum.

Haberin Devamı

TOLGA GÜLEÇ: Yine romantik, yine devrimci

* Filmde sizi cezbeden neydi?

- Mizah yönü çok ağır bir film, ben de komedi yapmak istiyordum. Öte yandan filmin politik tarafının olması da hoşuma gitti.

* “Öyle Bir Geçer Zaman ki”deki gibi romantik adam mı oldunuz yine?

- Evet, yine romantik, yine devrimci bir rol oldu.

* Devrimciliği nereden geliyor?

- İstanbul’da siyasi olaylar yüzünden okuldan atılıyor, köyüne dönüyor. Sonra köydeki öğretmene aşık oluyor.

* Öğretmeni Vildan Atasever oynuyor. Nasıl bir rol arkadaşı?

- İyi bir partner, çok iyi anlaştık.

NECİP MEMİLLİ: Kuran kursunu karate kursuna çeviren imam

* Necip Bey, iki yıl önce Malatya’da yaşanan olayı öğrendiğinizde ne düşünmüştünüz?

- Çok gülmüştük. “Uğraşacak başka işiniz yok mu?” diye düşünmüştüm ben. Neticede hayvan bu...

* Siz bir imamı canlandırıyorsunuz. Bu imamdaki komedi unsurları neler?


- Takunyasını cami mermerine vurarak yürüdüğü için komik görünen, o dönem Kuran kursları kapatıldığı için Kuran kursunu karate kursuna çeviren bir imam. Bu da kısa bir süre önce haber olmuştu.

Haberin Devamı

EŞREF KOLÇAK: Köyün üç delisi olduk

* Sizi hangi rolde izleyeceğiz?

- Yılmaz Gruda ve Köksal Engür’le birlikte köyün üç delisi olduk biz. Başrolü oynayan bir inek, onun yardımcısı da bizleriz.

* Sizin döneminizde film yapma süreci nasıl işliyordu? Şimdikiyle arasında çok fark var mı?

- Siyah beyaz dönemde şu gördüklerinizin çeyreği bile yoktu. Her şeyi kendimiz temin ediyorduk. Sinema dediğiniz; bir makine, dört tane lamba, bir de oyuncularla çekiliyordu.

* Yeşilçam’ın çoğu usta ismi yurtdışından teklifler almış ama çeşitli nedenlerle gidememişler. Siz böyle bir şey yaşadınız mı?

- Bana da Christopher Lambert’in oynayacağı, Türkiye’de çekilecek bir film için teklif gelmişti. Maddi hususlarda da anlaşmıştık. Hayatımda bir kez daha öyle bir rakamı alabileceğimi sanmam.

* Sonra neden çekilemedi film?

- Çekimlere başlamadan 10 gün önce büyük bir şanssızlık oldu, Amerika’daki ikiz kuleler vuruldu ve o iş yattı. Hem Türkiye hem de benim için büyük bir avantaj olacaktı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!