Sanat onun genlerinde

Güncelleme Tarihi:

Sanat onun genlerinde
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 1998 00:00

Haberin Devamı

Türkiye'de seramik denince akla ilk gelen isim olan Jale Yılmabaşar’ın kızı, müzisyen Ali Otyam'ın eşi Sedef Yılmabaşar Otyam, kedi sevgisini ‘‘Kedici’’ adını verdiği ilk resim sergisindeki tablolarında sergiliyor.

Sedef Yılmabaşar Otyam'ın çocukluğu annesinin seramik atölyesinde seramik çamurlarıyla oynayarak geçmiş. Küçükken en sevdiği şey annesinin rujuyla evin duvarlarına, kapılarına resim çizmekmiş. İlkokul yıllarında ne seramikçi ne de babası gibi mimar olmak istemiş. Farklı bir şey yapıp daha farklı bir yolda, ama anne babasına paralel gitmek arzusundaymış. Ancak

Tatbiki Güzel Sanatlar'a girse annesinin camiası, Akademi'ye girse babasının camiası olacağı için Boğaziçi Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümü'ne girmiş. Öğrencilik yıllarında yaratıcılığı ağır basınca zevk için tablalar, rengarenk mumlar, değişik malzemelerden kolye, küpe gibi aksesuarlar yapıp satmış. Yaptığı tasarımlar stilistliğe yönlendirince önce İstasyon Sanat Evi'nin kurslarına, ardından ‘‘bu işi yerinde öğrenmeliyim’’ diyerek Paris'e gitmiş. İstanbul'a dönünce bir firmada stilist olarak çalışmış. 1993 yılında müzisyen Ali Otyam'la evliliği herbir ferdi ayrı bir sanat dalında faaliyet sürdüren iki aileyi birleştirmiş. Bu arada resim ve seramik çalışmalarını hobi olarak sürdürmüş Türkiye'nin ilk seramik profesörü olan annesi Jale Yılmabaşar, tüm bilgilerini kızına aktarmış.

KEDİLER ÇOK ÖZELDİR

Resmi hayatının merkezine almaya beş yıl önce bir gün annesinin Beylerbeyi'ndeki atölyesinde karar vermiş. Hayatını paylaştığı kedilerinin resimlerini çizmeye başlamış. Van Gogh'un ay çiçekleri, Edgar Degas'nın balerinleri, Jale Yılmabaşar'ın horozları gibi Sedef Otyam'ın resimlerinin teması kedileri olmuş. Ancak resimlerindeki kediler bir model değil. Daha çok onlara hissettiklerini aktarıyor tuale. Serginin adını ise kedi sahipleri için söylenen ‘‘kedici’’ teriminden almış. Sedef Otyam'ın kedici olması çok eskiye dayanmıyor. Çocukken kedileri olmuş, ama uzun süreli beraberlikler değilmiş. Eşinin eve getirdiği ilk İran kedisinin ardından iki, üç, dört derken 9 kediyle birlikte yaşar olmuşlar.Sanatçı, resmi boş zamanını doldurmak için yapmayacağını söylerken annesi, ‘‘Kedi sevgisinin sanata dönüşmesi güzel bir şey. İçinden gelen hislerle bugün kedi olur yarın başka bir şey. Bu onun mesleği. Sedef'i çok destekliyorum. Ben yok olduğum zaman benim mesleğimi, benim malzememi daha iyi anlayacak. Çünkü nasıl zor yapıldığını, nasıl emek verildiğini daha çok anlayacak. Hem de malzemeleri kullanacak. Bütün bunlar benim servetim. Bunları Sedef'e bıraktığım zaman onları kullanması ve yeni nesle göstermesi, benim için çok önemli’’ diyor. 1990 yılında UNESCO'nun Paris'teki merkez binasında eserlerini sergileyen Jale Yılmabaşar, bu yıl da bir sergi açması için aldığı teklife kızı Sedef Otyam'ın eserlerini de dahil ediyor. Sedef Otyam'ın resimleri ve seramikleriyle, Jale Yılmabaşar'ın seramikleri Miro ve Picasso'nun eserlerinin yanında sergilencek. Fevziye Mektepleri Vakfı Özel Işık Lisesi’nde dün açılan sergi 4 mayısa kadar açık kalacak.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!