Sağlık Bakanlığı'nda bir rezalet

Güncelleme Tarihi:

Sağlık Bakanlığında bir rezalet
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2001 00:00

SEVGİLİ okuyucularım, geçen salı günkü ‘‘Doktor Bunlar’’ başlıklı yazımda Mersin'in Bozyazı İlçesi'ndeki bir doktorluk skandalını gündeme getirmiştim. Sağlık ocağında görevli Abdurrahman Sevgili, Bahadırhan Karakoç ve Lütfü Yalçın isimli üç doktor, türbanla görev yapmak isteyen kamu görevlilerine ‘‘Türban takması gereklidir’’ diye düzmece raporlar veriyorlardı: ‘‘Ayşe Yalçın'ın yapılan muayenesinde sık sık gripal enfeksiyona yakalandığı, sırt, baş ve boyun ağrısı geçirdiği, hepatit (sarılık) taşıyıcısı olduğu belirlenmiştir. Giyimine özel önem göstermesi, başı ve boynu örtülü bir şekilde olması, tıbbi açıdan önem taşıdığına karar verilmiştir. Dr. Bahadırhan Karakoç.’’Ayrıca, Ayşe Sıdıka Karakoç, Hamide Tüzün ve Taliye Uçar isimli kamu görevlilerine Bahadırhan Karakoç, Abdurrahman Sevgili ve Lütfü Yalçın isimli sağlık ocağı doktorları tarafından üç imzayla verilen ayrı ayrı ve klişe raporlar özetle şöyleydi:‘‘Anayasa, devlete halkın sağlığını koruma görevi vermiştir. Şikáyetçi, başı açıkken kendini sağlıklı ve iyi hissetmediğini belirtmektedir. Ruhsal, moral, tam bir iyilik halinin mümkün olmasının ancak BAŞININ KAPALI OLMASI İLE gerçekleşeceğine, başı açıkken sağlıklı olmayacağına ve sağlığının korunması Anayasa emri olduğuna göre, BAŞININ KAPALI OLMASI sağlık, insanlık ve Anayasa gereği şartır.’’ Bunlar, devlet görevlisi doktorlar tarafından verilen resmi raporlardı. Ortada büyük bir rezalet, büyük bir skandal vardı. O yazımda bu doktorlar hakkında soruşturma açılıp açılmadığını, bu beylerin şimdi nerede olduklarını Sağlık Bakanlığı ile İçel Valiliği'ne sormuş ve ‘‘Sahi ne oldu bu adı geçenler? Halen görev başında olup da yeni raporlar veriyor olmasınlar’’ demiştim. ***İş dün çözüldü. Sağlık Bakanlığı'ndan yine tık yoktu ama İçel Valisi Şenol Engin belgeleri gönderdi. Ayrıca bu doktorlar hakkında Mersin ve Bozyazı'daki vatandaşlardan çok sayıda şikáyet geldi. Şimdi sıkı durun, dosyayı size özetleyeceğim ve rezaleti göreceksiniz. Bu doktorlar hakkında İçel Valiliği soruşturma açıyor. Düzmece raporlar Mersin Devlet Hastanesi'ne soruluyor. Tam teşekküllü Sağlık Kurulu raporlarında hep aynı ifade yer alıyor: ‘‘Raporun fenne (bilime) ve usule uygun olmadığına oybirliği ile karar verildi.’’ Soruşturma görevi, İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Tansel Turan'a veriliyor. Beyefendi rapor hazırlıyor: ‘‘Adı geçenler hakkında işlem yapmayı gerektirecek bir durum yoktur.’’ Hadise Sağlık Bakanlığı'na da intikal ediyor. Başmüfettiş Naci Karakaya rapor düzenliyor: ‘‘Dr. Tansel Turan, işleme gerek görmemiştir. Müfettişliğimizce yeniden inceleme yapılması, tekrar olacaktır. Gerek görülmemiştir.’’ Hepsinin belgeleri elimde. Dahası var. Bu üç doktor, Valiliğin isteği üzerine Tunceli, Şırnak ve Hakkari'ye atanıyor. Fakat üçü de gitmiyor. Rapor alarak vaziyeti idare ediyorlar. Nisan 1999 seçimleri sonrasında Sağlık Bakanlığı MHP'ye veriliyor ve Osman Durmuş onaylı yazılarla üçünün de Mersin'deki eski görevlerine iade edilmesi isteniyor. Valilik bu istemi kabul ediyor ve göreve başlıyorlar! ***Sevgili okuyucularım, ortada korkunç bir tıp skandalı, bilimsel rezalet var. Tıp bilimi, bu doktorlar tarafından siyasete alet ediliyor. Düzmece, bilime ve usule aykırı raporlar düzenleniyor... Ve bunlar hakkında hiçbir işlem yapılmıyor. Tansel Turan isimli İl Sağlık Müdür Yardımcısı bunları aklarken, Sağlık Bakanlığı Başmüfettişi Naci Karakaya, dosyayı inceleme zahmetine bile katlanmıyor. Rezaletin boyutu çok büyük. Ankara'da ‘‘irticayı izleme’’ kurulları kurulur, her MGK toplantısından sonra ‘‘irtica ile mücadele’’ bildirileri çıkar. Bunların tamamı göstermelik. Bunlar Ankara'da gözlerinin önünde yıllardan beri irticaya belediyeler tarafından aktarılan paraları bile görmediler, Mersin'de ve Türkiye'nin dört bir yanında olanları mı görüp önlem alacaklar! İrtica devletin içinde yuvalanmış. Dosyalar uyutuluyor, örtbas ediliyor.Bir Türkiye düşünün ki, bazı doktorlar ‘‘Bu kadının örtünmesi gerekir’’ diye bilimsel (!) raporlar yazabiliyor. Tıp bilimi ayaklar altında çiğneniyor, siyasete, din sömürüsüne, din ticaretine alet ediliyor. Üstelik bunu yapanlara göz yumuluyor, korunuyor ve bu kafadaki adamlara şimdi bile aynı yerde doktorluk yaptırılıyor. Nerede Tabip Odaları ve diğer kuruluşlar? Nerede Sağlık Bakanlığı? Nerede MGK ve irtica kurulları? İstesinler şu dosyayı ve incelesinler. Böyle nice dosyalar var. Bakın, Sağlık Bakanlığı bu konuda bir tek yanıt bile gönderemiyor. Bakan Bey bekaret konularıyla ilgilenmekten, bunlara zaman bulamıyor! Haydi buyursun, şu açıkladığım konuda görüşlerini bildirsin, burada size aktarayım. Ankara tam kadro uyuyor, uyutuyor, görmezden geliyor, vaziyeti bildirilerle idare etmeye çalışıyor. Ankara sadece döviz ve borsayla ilgileniyor! Vah yazık.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!