Rüzgârla yarışıyor

Türkiye’nin ilk, dünyanın ikinci engelli kadın ralli pilotu Kübra Denizci’yi hem belediyedeki işi hem yaptığı klinik psikoloji yüksek lisansı hem evlilik hazırlıkları hem de yarış antrenmanları arasında yakalıyoruz. 35 yaşındaki Denizci, tüm bunları aynı anda yapıyor. 16 yaşında yüksekten düşme sonucunda boynunda kırık oluşan ve hayatı tamamen değişen Denizci, koyduğu hedefleri hayata geçirmekten geri durmayan bir isim. Önce uluslararası ilişkiler bölümünden mezun olup, sonra yeniden sınava girip psikoloji bölümünü kazanan ve bunu da tamamlayan Denizci, bir yandan yüksek lisans yaparken bir yandan da pistlerde rüzgâra kafa tutuyor...

16 YAŞINDA YÜKSEKTEN DÜŞTÜ

Sınır tanımama hikâyesini merak ediyorum ve Denizci ile sohbete başlıyorum: “Bursa’da doğup büyüdüm. Lise birinci sınıfta yüksekten düşme sonucunda boyun kırığı yaşadım ve bu sebeple liseyi açıktan bitirmek zorunda kaldım. Aslında o dönemlerde de psikoloji okumak istiyordum ancak Bursa’dan ailemden uzaklaşamazdım, bu yüzden Uludağ Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler okudum. Bilgi Üniversitesi’nde MBA yaptım. Henüz üniversitedeyken Bursa’da belediyede memur olarak işe başladım. Aslında psikolojiye olan ilgim hiç bitmedi, 10 sene sonra yeniden sınava girerek bu kez Üsküdar Üniversitesi’nde psikoloji bölümünü kazandım. Geçen yıl bölümü bitirdim, bu sene de yine aynı üniversitede klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapıyorum.”

TEKERLEKLİ SANDALYEYE BAĞLANMAK...

Olayın gerçekleşmesinden sonra tekrar hayata karışma sürecinin nasıl olduğunu soruyorum. Denizci yanıtlıyor:  “Olay ilk gerçekleştiğinde uzun süre Ankara’da fizik tedavi hastanesinde kaldım. Tekerlekli sandalyeyi kabullenmek çok uzun sürdü. Olayın ardından tekrar hayata karışmam 3 yılımı aldı. Aslında üniversite sınavı bana bir motivasyon oldu. Çünkü üniversite sınavını kazanırsam hayatımda bazı şeyleri değiştirebileceğimi düşünüyordum. Aynı yıl belediyede işe girmem sosyal hayata katılmamı ve özgüvenimi de yeniden kazanmamı sağladı. Sonra üniversiteye başlamak ve iş hayatı beni eski hayatıma döndürdü. Hayatın durmadığını, devam ettiğini bana göstermiş oldu.”

OTOMOBİLLE ÖZGÜRLEŞTİM

Denizci’nin daha özgür olmak için bir arabaya ihtiyacı olduğunu fark etmesi uzun sürmemiş: “Üniversitem tekerlekli sandalyeye hiç uygun değildi, tek başıma hareket etmen mümkün değil. Annemle gitmek zorundaydım. Türkiye’de engelliler için maddiyat çok önemli. Çünkü bugün bir tekerlekli sandalye 40-50 bin TL’den başlıyor. Tedaviler çok pahalı. Ben burada çalışıp, okuyup kendi ekonomik özgürlüğümü kazanmayı hedefledim. Bu sizi özgürleştiriyor. Evde oturduğunuzda dünyada hiçbir şey değişmiyor ama siz dışarı çıktığınızda, örneğin üniversite yönetimi engelli olarak benim o binalarda yaşadığım zorlukları fark edip değiştirebiliyor. Ben daha özgür olabilmek için belediyeye işe girdiğimde ilk maaşımı peşinat yaparak borçla araba aldım. Elbette engelli olarak araç kullanmanın da birtakım zorlukları var ama yine de birileri olmadan bir yerlere gitmek inanılmaz güzel bir his.”

HIZ TUTKUSU HEP VARDI

Yaşadığı olaydan önce de hız tutkusu olduğunu söyleyen Denizci, “Ailemizde motor sporlarıyla uğraşan birkaç akrabam olduğu için motor sporlarına çok uzak değildim. Araba kullanmaya başlayınca ‘Neden ralli yapmıyorum?’ sorusu aklıma düştü. Uluslararası Otomobil Federasyonu’nun (FIA) engelliler komisyonu kurduğunu görünce ‘Ben bu işi yaparım’ dedim. 2018 yılından beri yarışmaya çalışıyorum. Hayalimi 5 sene sonra hayata geçirebildim” diyor.

10 SANİYEDE ARAÇTAN ÇIKABİLİYOR

- Denizci’ye ilk olarak kimlerle bağlantıya geçtiğini ve bu hayalini nasıl gerçekleştirdiğini soruyorum.

“İlk kafama koyduğumda Türkiye’de duayen isimlere mesajlar attım. Volkan Işık bana engelli aracıyla da yarışlara katılabileceğimi söyledi. Ardından FIA’nın engelliler komisyonunun başındaki isme mail attım. O da bir kadın ve benden önce dünyada engelli bir kadın olarak yarışan tek sporcu. Ben onun arkasından dünyada ikinci oldum. Pek çok sporcuyla konuştum, nasıl bir araç yaptıracağımı araştırdım. Bu iş ekip işi, aracı hazırlayan bir gruba ihtiyacınız var. O sırada nişanlımla tanıştım. O uzun yıllardır motor sporlarıyla ilgilenen bir isim. Tabii motor sporlarında sponsor çok önemli, bir yandan sponsor arayışına girdim. Pilotlar genelde yarış için araç kiralayabiliyorlar ama benim yarışabilmem için bir araç satın almam gerekiyor ve engelli aracına çevirmem gerekiyordu. Bu süreçte federasyondan lisans almak için çalışmalarımı yürüttüm. Benim ralli yaptığımı görenlerin ilk sorduğu soru, ‘Bir tehlike anında nasıl araçtan çıkacak?’ sorusuydu. Çünkü 10 saniye içerisinde kendinizi araçtan atabiliyor olmanız gerekli.

SİMÜLATÖRLE ÇALIŞTIM

Bu süreyi çalışarak çok kısalttım ve lisansımı aldım. Kol gücü, sırt kası, boyun gücü çok önemli. Aracı satın almadan önce evde araç simülatörü ile antrenmanlar yaptım. Burada elde ettiğim başarıyla çevrem de bana güvendi ve araç satın aldık. Çok fazla markaya mesaj attım, birebir görüşmeler yaptım, bana inanan bir sürü marka oldu, sponsorum oldular. O insanların güvenmesi de benim bu sporda daha da kendime güvenmemi sağladı.” 

HEDEF AVRUPA PİSTLERİ

Şu anda Türkiye Tırmanma Şampiyonası’nda yarışıyorum. Rallide co-pilotla birlikte yarışıyorsunuz. Ama Tırmanma Şampiyonası’nda teksiniz. Rallide bu yıl öncü araç olarak kendimi denedim, seneye pist yarışına katılmayı planlıyorum. Bu sene 7 ayaklı Türkiye Tırmanma Şampiyonası’ndayım. Etapları en hızlı olarak bitirmeyi hedefliyoruz. İlk iki etabı Çanakkale Biga’da ve Kocaeli’de oldu. Üçüncü etap 15-16 Temmuz’da kendi memleketim Bursa’da olacak. Ekim ayına kadar yarışlar tamamlanacak. Seneye Türkiye’de hem tırmanma hem de pist şampiyonasında yer almak istiyorum. Ayrıca Avrupa’daki yarışlara katılarak milli sporcu olmayı hedefliyorum.