Psikiyatristinize dikkat!

Güncelleme Tarihi:

Psikiyatristinize dikkat
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 1998 00:00

Haberin Devamı

Ruhsal sorunları çözümleyen ve

tedavi eden psikiyatristler, hastaları hakkında çok özel, mahrem bilgiler ediniyor. Bu durum, hasta-hekim ilişkisinin daha özenli olmasını gerektiriyor. Oysa Türkiye'de son zamanlarda bunun tersi örnekler yaşandığı yolundaki şikayetler artıyor. Televizyonlarda, gazetelerde hastaları hakkında konuşan psikiyatrisleri oldukça sık görmeye başladık. İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahika Yüksel, konuyla ilgili yaptığı. ‘‘Psikiyatride Etik’’ başlıklı araştırmasında, diğer ülkelerin soruna nasıl yaklaştığını yazdı.

Prof. Dr. Şahika Yüksel'in araştırması gösteriyor ki ruh sağlığına ilişkin etik kurallar, 70'li yıllardan sonra tanımlanmaya ve yaygın olarak tartışılmaya başlamış. 1977'de Dünya Psikiyatri Derneği'nin (WPA) Hawaii Deklarasyonu'ndan çıkan kararlar, temel başvuru kaynağı. Bunlardan biri, psikiyatride etikle ilgili temel kavramların başında gelen gizlilik. Tedavide gizlilik ilkesi, hastaya emniyet ve mahremiyet sağlıyor. Gizlilik, özel konularda bilgiler edinildiği için, psikiyatri uygulamalarında özellikle kritikleşiyor. Psikiyatrist, hastasının rızası olmadan, onun hakkında başkalarından bilgi edinemez. Hastasından öğrendiklerini üçüncü kişilere açıklayamaz. Hekim/terapist, kendisine danışan kişinin mahremiyetini sağlamak, bu kuralı da tedavinin başında söylemek zorunda. Yayın organlarında, meslektaşlarıyla tartışmalarında konuşacaksa hastanın onayıyla ve kimliğini açıklamadan yapar. Hastasının dosyasını da başkalarının kolay ulaşamayacağı şekilde saklar.

TÜRKİYE'DE DURUM

Psikiyatri Türkiye'de oldukça yeni. Ancak geçmişimizde psikiyatri, geleneksel ve ağır akıl hastalıklarını tedavi etmeye yönelik daha otoriter bir ilişki üzerine kuruluydu. Psikiyatri eğitiminin sistemli olarak verilmesi ise çok yeni. Yakın zamana, yani 25 yıl öncesine kadar psikiyatri asistanlarına iyi bir tıp bilgisi, kişinin fizyolojisini tanıma, ilaçları kullanmayla ilgili bir eğitim veriliyordu. Genel ahlak ilkelerine veya sağduyuya göre uygulamalar vardı.

Prof. Dr. Şahika Yüksel, psikoterapi, hasta-hekim ilişkilerinin eğitim sürecinde tartışılması ve önemsenmesinin çok yeni olduğunu anlatıyor. ‘‘Zaten hasta-hekim ilişkisinde etik kurallar ve sistemin oturması, dünyada da yeni gelişmekte. Dünya Sağlık Örgütü'nın Hawaii Deklarasyonu'nda saptanan ilkelerin bile 20 yıllık geçmişi var. Dünyada da her yerde oturmuş ve kullanılan ilkeler değil bunlar.’’

Daha otoriter, alt-üst ilişkisine göre çalışmaya alışmış ülkelerde, hasta-hekim arasındaki ilişkide hekim herşeyi bilen ve hastasının yerine karar veren otorite konumunda. ‘‘Hekim iyi niyetlidir, ne yapsa doğrudur gibi durum söz konusu oluyor.’’ Yüksel'e göre hekimlerin meslek ahlakını kullanmasında iki etken rol oynuyor. Bunlardan biri tıp eğitimi, ikincisi de hastaların-müşterilerin talep ve beklentileri. ‘‘Bir hekim hastasına ilişkin bilgiyi ulu orta kullandı diye onun hakkında bir soruşturma açılırsa, hesap sorulursa kişiler durumu değiştirmeyi düşünebilir. İkincisi de eğitim sırasında bu ilkelerin aktif olarak benimsenmesidir. Yüksel, büyük kent üniversitelerindeki eğitim programlarına, hasta-hekim ilişkileri, psikoterapi eğitimi ve hasta-terapist ilişkisinin yerleştirilmesinin kuramsal ve uygulama olarak girdiğini anlatıyor.

Prof. Dr. Şahika Yüksel

Hastanın kendisi sırdır

Hasta sırları nedir? Sır dediğiniz zaman, açıklandığında birilerine zarar verebilecek özel bir bilgiyi düşünüyoruz. Hastanın söyledikleri de onun kendi hayatı için önemli ve özeldir. Benim o hastayı görmüş olmam bile bir sırdır. Hekimler neden hastalarını medyada teşhir ediyorlar? Psikiyatrik hizmetleri kullanan ‘‘müşteri’’ sayısı arttı. Medyada 'halkın haber alma ihtiyacını gideriyoruz' görüntüsü altında kişilerin özel hayatını teşhir etme mübah oldu. Böylece medyada çok konuşan, çok görünen, çok fıkra anlatan, halkı bilgilendirmek adına hastasını teşhir eden psikiyatrlara bir zemin açıldı. Oysa medyanın, tıbbi ahlakı yerleştirmede başarıyla kullanılabilek önemli silah olduğunu düşünüyorum. Bana farklı basın organlarından sık sık teklif geliyor. Ama benimle birlikte tecavüze uğramış, transseksüel ya da dövülmüş ve tercihan gözü morarmış hastamla, birlikte televizyona çıkmam isteniyor. Ekranda görünmeye hevesliysem, hastalarımla birlikte gitmek durumundayım. Ben hastama televizyona çıkmayı teklif edemem. Çünkü hastamın benden bir beklentisi var: Onu iyi etmemi bekliyor. Bana serbestçe hayır demek konumunda değil. O yüzden bu soruyu sorma hakkım bile yok.

Psikiyatrist ne yapmamalı?

Gizlilik ilkesini bozmak

Uygunsuz cinsel davranışlar

Cinsel sınırların aşılması

Cinsel istismar

İkili ilişki, iş bağlantısı, hediyeler,

hizmetler, farklı ücret uygulamaları

İnsan hakları ve hasta haklarını ihlal

Irk, cinsiyet, cinsel yönelim ayrımı

Psikiyatrist ne yapmalı?

Hastanın sırrını açıklama

nedeni toplumun merakını tatmin

etmek değil, toplumun, hastanın ve

üçüncü kişilerin korunması içindir.

Evlilik dışı ilişki kuran hastasının bu

sırrını eşine aktarmaz

Açlık grevi yapan hastasını zorla

besleyemez

Ruhsal ve bedensel işkence yapmaz

Erişkin hastanın tedaviyi

reddetme hakkına saygılıdır

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!