Prof. Dr. Tunaya Kalkan şaşırttı

Güncelleme Tarihi:

Prof. Dr. Tunaya Kalkan şaşırttı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2010 15:59

Teknoloji Bilgilendirme Platformu tarafından Trabzon'da baz istasyonları ve cep telefonlarının insan sağlığına etkileri konulu bilgilendirme toplantısı yapıldı. Toplantıda cep telefonlarının kalbin üzerinde taşınmasının zararlı olduğunu belirten Prof. Dr. Tunaya Kalkan'ın, kendi cep telefonunu gömlek cebinden çıkarması dikkat çekti.

Teknoloji Bilgilendirme Platformu üyeleri, Trabzon’da baz istasyonlarının sağlığa etkileri konusunda bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) eski Başkanı Tayfun Acarer, Türkiye’deki baz istasyonu güvenlik standartlarının dünyadakilerin çok üzerinde olduğunu söyledi.

Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) desteğiyle, teknoloji ve insan sağlığı konularında halkın gelişmeleri takip etmesi amacıyla kurulan Teknoloji Bilgilendirme Platformu, Anadolu’daki bilgilendirme toplantılarının dördüncüsünü Trabzon’da gerçekleştirdi.

Telekomünikasyon ve Enerji Hizmetleri Tüketici Hakları ve Sektörel Araştırmalar Derneği (TEDER) Başkanı Serhat Özere, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi doğru kullanmanın yanı sıra, teknolojiyle beraber ülke ekonomisine ve geleceğimize daha büyük katkıları nasıl oluşturacağımıza yönelik çalışmalar yapmak üzere kurulmuş bir platformuz” dedi.

‘ŞİMDİ DE DUMANLA HABERLEŞİLEBİLİR’

Eski Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, baz istasyonlarının sağlığa zararının ve şehir dışına taşınmasının çok tartışılan ve gündemde yer alan bir konu olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye’deki standartlar dünya standartlarının çok çok üstünde. Türkiye’de bu konuda belirlenen standartlar özellikle Avrupa’daki standartlardan en az 4 kat daha emniyetli. Çevremizde elektromanyetik enerji üreten sistemlerden sadece bir tanesi baz istasyonudur. Ondan çok daha farklı ve fazla olarak çevremizdeki pek çok şey elektromanyetik alan üretmektedir. Son dönemlerde giderek artan ‘baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması, kapatılması’ gibi teknik olarak sistemin çalışmasını kesinlikle engelleyecek kararların uygulamanın sonuçlarını tartışmak lazım. Tarihte insanlar dumanla haberleşmiş, orada da tel yoktu. Eğer bu sistemin özünü ve teknik yapısını bozarsak, insanlar şimdi de dumanla haberleşebilir diye düşünüyorum.”

HAYATIN BİR PARÇASI

İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Akduman ise, baz istasyonlarının kaldırılmasının veya azaltılmasının haberleşmeyi sekteye uğratacağını kaydederek şöyle konuştu:
“Elektromanyetik dalgalar artık hayatımızın bir parçası. Bu olguyu da bir anlamda iyi tanımak ve gerçekleri ifade ederek anlatmak gerekiyor. Sonuç olarak elektromanyetik dalga, konuştuğumuz ses dalgası, suyun üzerindeki dalga, deprem dalgası. Bunların hepsi aynı şey. Duruma göre değişiklik gösteriyor ve formunu değiştiriyor. Elektromanyetik dalgayı bilen, öğreten, kullanan, araştıran birisi olarak hiç endişe duymuyorum. Görmediğimiz şeye karşı olan korkuyu ortadan kaldırmamız lazım.”

‘KULAKLIK KULLANIN’

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan da, baz istasyonları ve cep telefonu kanalıyla yayılan elektromanyetik dalgaların insan sağlığına etkileri konusunda bilgi verdi. Prof. Kalkan şunları söylyedi:
“Teknolojide ortaya çıkan her yeni şey, bir şekilde insan vücuduna etki ediyor. Baz istasyonlarının etkisi giderek azalıyor. Eskiye oranla 40’ta bire düştü. Yakın gelecekte, şu anda binalar ve tünellerin içinde kullandığımız mikroseller, internet modemleri gibi evimizin içine girecek. Şu anda tehlikenin olamayacağı bir seviyeye kadar geldik. Biz hala kanaat getirmiyoruz. Benim işim insan sağlığı. Şu anki hiçbir bulgu bunun zararlı olduğunu göstermiyor. Hayat kurtaran da bir teknoloji bazen. Ben biyolojik olarak 20 yıldır bunun içerisinde çalışıyorum. Bu teknolojiden vazgeçileceğine inanmıyorum. Sadece doğru kullanılmalı. Bir uyarı yapmam lazım. Günde 8- 10 saat çift cep telefonun elinizde olması zararlı tabi. Günde 8 saat aynı yeri kaşırsanız orayı yara edersiniz. Kulaklık kullanın.”

‘KALP ÜZERİNDE TAŞIMA’ DEDİ, GÖMLEK CEBİNDEN ÇIKARDI

Sorular üzerine cep telefonunun etkilerinin azaltılması için insanların bazı önlemler alabileceklerini anlatan Prof. Dr. Tunaya Kalkan, cep telefonunu çok uzun süre kullanılmamaması gerektiğini söyledi, baz istasyonlarının yaydığı ve insan vücuduna zarar verdiği alanın 3- 5 metreyi geçmediğini kaydeden Prof. Dr. Kalkan, cep telefonunun vücudun hangi bölümünde taşınması gerektiği yönündeki bir soruyu yanıtlarken de “Kalbinin üzerinde taşıma. Çünkü kalp çok elektriksel sistemi olan, kendi elektriğini üreten bir sistem” dedi. Bu sırada Kalkan’ın sol gömlek cebinde ve kalbinin üzerinde taşıdığı cep telefonunu çıkararak masanın üzerine koyması dikkat çekti ve gülüşmelere neden oldu. Prof. Dr. Kalkan sözlerini şöyle tamamladı:
“Belinde taşıma. Oturduğunuz bir yerdeyse olabildiğince yerde yani masanın üzerinde dursun. Ya da yan cepte ya da pantolon cebinde olsun. Genital bölgeyi, hassas bölgeyi, kalbi etkilemesin. Cep telefonundan yayılan ışıma birkaç santimetreyi geçtiği anda şiddeti hızla düşer. Ölçerken de görüyorum. Konuşurken baş parmağınızı araya koyun, kafanıza yaslamayın. Bir santim arayı açın. Kulaklık da önemli bir avantaj. Ya da handsfree ile hoparlörle uzaktan konuşun. Kafaya yaslamayın. Amerika’da brokerlar çift telefonu kafaya yaslıyor. Bu ateşi elle tutmak gibi. Bu kadar da abartmayalım. Bilgisayarlar, başka elektrikli cihazlar da elektromanyetik ışıma yayıyor. Bilgisayarla çalışırken monitör benden 50 - 60 santim uzakta olmalı. Mesafe önemli. Diz üstü bilgisayar var. Ama dizüstü bilgisayar dizüstü değil. Çünkü altta ışıma daha fazla. Ekranda fazla bir şey yok. Artık katot ışınlı tüpleri kullanmıyoruz. Elektronik devreler ve likit kristaller var. Ekrandan bir şey gelmiyor. Ama altını ölçüyorsunuz daha fazla değer çıkıyor. Yani dizüstü bilgisayarı da masaüstünde kullanın.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!