Problem paratoneri

Güncelleme Tarihi:

Problem paratoneri
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2003 00:00

BU ülkenin vatandaşları doğdukları andan itibaren problemi bitmeyecek bir hayata adım attıklarını kabul etmiş sayılır.Tabii ki kimse gelip kundağınızda şuursuz vaziyette yatarken ‘‘Peki abi, her türlü abukluğu şimdiden kabul ediyorum’’ yazılı bir káğıt imzalatmaz. Ama aklınız bazı şeylere ermeye başladığında hayatınızın nasıl seyredeceği hakkında üç aşağı beş yukarı bir fikriniz olur.35 yaşıma kadar geçen sürede bir muhtıra, bir askeri darbe, bir ‘‘balans ayarı’’, pek çok hükümet, siyasi ve ekonomik kriz, yüzlerce politik cinayet görmüşüm.Terörü saymıyorum bile. zaten hep vardı. İlkokul öncesinde, ilkokul sırasında, ortaokul yıllarımda, lisede, üniversitede, askerliğim sırasında hep vardı, hálá da var.Bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye'yi sevmemizin altında büyük olasılıkla bu kabullenmişlik yatıyor herhalde.Bazen mucize kabilinden problemsiz bir ülkeye uyandığımızı düşünmeye çalışırım. Hayat herhalde çekilmez olurdu. En azından pek çok köşe yazarı işsiz kalırdı.* * *Şimdi, yaklaşık bir senedir en azından ekonomide bir rahatlama olduğunu kabul edelim.Oy vermediğim bir parti iktidarda ama Meclis hiç fena çalışmıyor. Káğıt üstünde kalacağını bilsem de uyum paketleri vesaire çıkıyor.Tabii ki ortalık güllük gülistanlık demiyorum. Hiç kimsenin karışmak istemediği bir savaşa asker yollama ihtimali ortada dururken böyle bir laf sarf edilmez. Ayıp derler adama.Arada sırada da olsa, bir şeyler iyi gitmeye başladığında bir bomba muhakkak patlar. Ve bu patlayan bombalar da, milletin canını direkt olarak yakan sorunlardan değil de, başka bir yerden, genellikle halkın dönüp bakmayacağı, alakasız bir yerden patlar.Yeni Meclis binasındaki koltukların ceylan derisinden imal edilip edilemeyeceği tartışılırken vatandaş karnını doyurmayı düşünüyordu.Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı'nın bekáreti konuşulurken Kütahya'nın Emet İlçesi'ndeki vatandaş yine karnını doyurmayı düşünüyordu.Örnekleri uzatabiliriz, tekrar yapmanın manası yok.* * *Şimdi 29 Ekim'de verilecek resepsiyona AKP vekillerinin eşlerinin davet edilmemesi konuşuluyor.Türban tartışılmaya başlandığında ben üniversitedeydim. Beyazıt'ta küçük bir grubun mücadelesiydi. Daha doğrusu sadece türban değildi o dönem tartışılan; YÖK'ün meşhur kılık-kıyafet ‘‘kanunları’’ydı. Türbandan sakala, giydiğiniz kazağa kadar her şey...O dönem biraz öngörüsü olan biri ‘‘Türban takmak mı istiyorsunuz, takın’’ deseydi, bu işler bu duruma gelir miydi acaba?Şimdi resepsiyon krizine sayılı gün kaldı. Konu iyice demlenecek, hep birlikte izleyeceğiz neler olacağını.Bu arada hatırlatmama gerek var mı bilmiyorum? Kütahya'nın Emet İlçesi'ndeki vatandaşın düşüncesi hálá değişmiş değil. Karnı zil çalıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!