Pop müziği eleştirmek

Güncelleme Tarihi:

Pop müziği eleştirmek
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2001 23:06

Bir pop albümüne iyi ya da kötü demek için kaç tane sebebiniz olabilir hiç düşündünüz mü?

Daha önce defalarca yazdım, yine de yazayım; ben önce samimiyet ve tutarlılık ararım.

Bir işe iyi ya da kötü demeden önce ürünün içinde bulunduğu piyasanın özel koşullarını dikkate alır, piyasadaki benzer ürünler içinde nasıl konumlandığını belirlemeye çalışırım.

Bu söz ve beste kalitesi, vokal, aranjmanlar, kayıtlar, promosyon, klip; hemen hemen her unsur için geçerli bir kıstastır.

Bir müzik ürününe iyi ya da kötü demeden önce tüm bu unsurları gözden geçirmek zorundadır müzik yazarı.

Müzik yazarı çıkıp da sadece ‘ben dinlerken çok keyif aldım, çok güzel bir albüm olmuş’ ya da ‘berbat bir albüm, paranıza yazık’ diyemez. Dememelidir.

Ama oluyor işte, burası acaip bir memleket. Müzik yazan da, sinema yazan da, edebiyat eleştiren de birkaç istisna isim dışında böyle bir tutum sergiliyor.

Bilmiyorum insanlar da, bunlar iyi ya da kötü dedi diye canlarının istediği albümü, kitabı almaktan, filme gitmekten vazgeçiyorlar mı? Beni de sıklıkla eleştiriyorlar. Falanca büyük sanatçının albümünü kıyasıya eleştirmişim de; iki günlük yeni yetmenin albümüne övgüler düzmüşüm. Bu nasıl şeymiş? Böyle birşey işte.

Benim hangi kıstaslarla neyi eleştirdiğim, niye iyi, niye kötü dediğim belli, isimlerle işim yok.

GÜLHAN VE DOKUN BANA

Gelin, geçtiğimiz hafta piyasaya çıkan Gülhan'ın ‘Dokun Bana’ adlı albümünü az önce işaret ettiğim kimi noktalara örnek teşkil etmesi açısından, bir bir değerlendirelim.

Bildiğim kadarıyla bu albüm uzun zamandır tüketiciyle buluşacağı günü bekliyordu.

İyi ki beklemiş. Büyük bir rastlantı sonucu aynı adı taşıyan ve ilgi gören bir yarışma programının tema müziği olma avantajını yakaladı bu sayede.

Henüz albüm çıkmadan ‘Dokun Bana’ radyolarda çalmaya, insanların diline dolanmaya başladı.

Bence bağlantısını kim kurduysa, önemli bir promosyon başarısı.

Albümde birçok parçada Barlas imzası var. Barlas'ın Gülhan'a verdiği parçalardan. ‘Bana Annem Söylemişti’, ‘Sabah Oldu’ (Engin Akıncı ile birlikte) ve ‘Sen Çöllerde’yi beğendim. Gerisi vasatın üzerine çıkmakta zorlanıyor.

‘Dokun Bana’ gerçekten de albümün en güçlü melodisine sahip.

Ben kendilerine ayrıca 70'lerin Kamuran Akkor hiti 'Evet mi Hayır mı'ya da klip çekmelerini öneririm. Bu düzenlemesiyle ilgi göreceğini düşünüyorum.

Gelelim Jam Factory tarafından yapılan düzenlemelere.

Kayıt kalitesinin hakkını vermek lazım. İşin doğrusu, Türkiye'de bu kalitede kayıt yapan az albüm geliyor elimize.

GÖZ GÖRE GÖRE

Ancak düzenlemelerde ne yazık ki, ufaktan bizi aptal yerine koyma durumu var.

Türkiye'de bilmez kimse, anlamaz nasıl olsa diye, hem de göstere göstere yapılmış direk alıntı denilebilecek bölümler söz konusu kimi şarkılarda.

Örnek mi istiyorsunuz? Dokun Bana/Modjo'nun Lady'sinin B side' ı, Bıktım Artık'ın gitar melodisi/ Led Zeppelin'in Whole Lotta Love'ının gitar melodisi, Farklı Farklı Hayatlar/Garbage'ın Milk'inin nakarat melodisi, Bana Alışma'nın altyapısı/Fatboy Slim'in Praise You'su...

Bu benzerliklerin, prodüktör Barlas tarafından farkedilmemiş olacağını sanmıyorum. O zaman niye müsade ediyor?

Anlamak mümkün değil. Eğer sebep; ‘Türkiye'de nasıl olsa anlamazlar’ ise çok yazık...

En çok neye üzülüyorum biliyor musunuz bu ülkede? Adamsendeci mantığın bir çuval emeği berbat etmesine.

Dilerim bu kez böyle olmaz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!