Özkan ve Önal Yüce Divan'da iddiaları reddetti

Güncelleme Tarihi:

Özkan ve Önal Yüce Divanda iddiaları reddetti
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2005 00:00

Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile eski Devlet Bakanı Recep Önal'ın, Türkiye Halk Bankası'nı zarara uğratarak, görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla Yüce Divan'da yargılanmalarına devam ediliyor. Özkan ve Önal, haklarındaki iddiaları reddetti.Yüce Divan'daki davanın bugünkü duruşmasına, Özkan, Önal ve avukatları katıldı. Duruşmada, Hüsamettin Özkan savunmasını yaptı.     TBMM Soruşturma Komisyonu raporunda, “bankalar yeminli murakıplarınca Türkiye Halk Bankası ile ilgili hazırlanan raporların bir kez de Başbakanlık Teftiş Kurulu'na inceleterek denetimin 2 yıl geciktirildiği” iddiasının yer aldığını anımsatan Özkan, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.     Başbakanlık Teftiş Kurulu'na yeniden bir inceleme yaptırmadığını, yasalara aykırı olarak doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen 5 raporun görevsizlik kararıyla kendisine geldiğini belirten Özkan, Hazine Müsteşarlığı'na defalarca yazdığı yazılarda, bu kişilerin de savunmaları alındıktan sonra dosyaların gönderilmesini istediğini anlattı.     Daha sonra bu raporların, Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nca incelendiğini ve gelen toplam 12 rapordan 2'sinde Halk Bankası yöneticileriyle ilgili suçlama bulunduğunu kaydeden Özkan, bu 2 rapor konusunda ilgililer hakkında gereğinin yapılması için soruşturma izni verdiğini ve geciktirmeden Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiğini ifade etti.     “GÜNEŞ TANER YETKİLİYDİ”    “Bakanlar yeminli murakıplarının raporlarına rağmen Türkiye Halk Bankası yöneticilerinin imza yetkisini kaldırmadığı” yönündeki iddiayı da yanıtlayan Özkan, bu konuda kendi yetkisinin olmadığını, dönemin Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Devlet Bakanı Güneş Taner'in yetkili olduğunu söyledi.     Politik yaşamında, kamu görevlerinde devamlılık esasını gözettiğini belirten Özkan, “Eğer Halk Bankası ile ilgili genel müdür ve yardımcılarını alıp parti görüşüme uygun veya başka yakınlıkla yerlerine atama yapsaydım, bugün huzurunuzda olmayacaktım” dedi.     Sadece Halk Bankası değil, özel kalemi de dahil hiçbir kamu görevlisini görevinden almadığını kaydeden Özkan, Soruşturma Komisyonu'nun Halk Bankası'ndan verilen kredilerle ilgili yaptığı araştırmada da bu kredilerin verilmesinde hiçbir telkininin olmadığının ortaya çıktığını savundu.     “MENFAAT TEMİN ETMEDİM”     Soruşturma önergesinde olmamasına rağmen mal varlığının da araştırıldığını kaydeden Özkan, bu araştırma sonucunda görev yaptığı dönemde herhangi bir menfaat temin etmediğinin ortaya çıktığını söyledi.     “Vicdanım rahat, suç teşkil edecek hiçbir eylemim olmadı” diyen Özkan, şöyle devam etti:     “Yüce Divan'ın önüne getirilen kasıtlı, siyasi bu davayı hukuki zemine oturtmanızı bekliyorum. Ben görevimi yaptım, Hazine Müsteşarlığı 652 gün raporları bekletmiştir, sorularımıza hiçbir yanıt vermemiştir. Şimdi yanıt vermeyenler mi ben mi suçluyum? Bana gelen 2 rapora ben takdir yetkimi kullanarak soruşturma izni verdim.”  BAŞSAVCISI OK, BAZI KİŞİLERİN TANIK OLARAK DİNLENMESİNİ İSTEDİ Yüce Divan'daki duruşmada, sanık Önal savunmasını yaptıktan sonra iddia makamında bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, taleplerini iletti.    Ok, Eski Devlet Bakanı Güneş Taner, Eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Osman Nuri Oduncu ve eski Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'in de aralarında bulunduğu 11 kişinin tanık olarak dinlenmesini istedi. Başsavcı Ok, ayrıca, Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan bazı belgelerin istenmesini talep etti.    Sanık Özkan'ın avukatı Olcay Mit, müvekkilinin duruşmalardan vareste tutulmasını istedi. ÖNAL:YASAYA AYKIRI HİÇBİR UYGULAMAM OLMAMIŞTIR” Eski Devlet Bakanı Recep Önal, kanuni yetkilerini aşarak yaptığı hiçbir işlem bulunmadığını, yasaya aykırı hiçbir uygulaması olmadığını kaydetti.    Yüce Divan'da savunmasını yapan Önal, TBMM Soruşturma Komisyonu Raporu'nun objektif olmadığını, kural hataları bulunduğunu ve maksatlı olduğunu savundu.     Soruşturma önergesinin verilmesinden Yüce Divan'a sevkine kadar TBMM'deki işlemlerinin tümünün usulsüz ve yasalara aykırılıkla malul olduğunu ifade eden Önal, peşin cezalandırmaya gidildiğini, kişisel haklarının ihlal edildiğini ve iddiaların yargısız infaza dönüştürüldüğünü ileri sürdü.    Soruşturma Komisyonu Raporu'nun ceza yargılamasının özüne ve temeline uygun olmadığını, ayrıca iddianame düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Önal, 185 sayfa olan Soruşturma Komisyonu Raporu'nun 167 sayfasında hakkında itham niteliği taşıyan olumsuz ifade bulunmadığını söyledi.    “POLİTİKAYI MESLEK EDİNMEDİM”    Soruşturma önergesinde “görevi ihmal” olarak yer alan eyleminin ”görevi kötüye kullanma” olarak değiştirildiğini belirten Önal, görevi ihmal suçunu işlediği kanaatine varılmadığından gıyabında bu değişikliğin yapıldığını ifade etti.    “Ben bu politikayı meslek edinmiş bir kişi değilim. Devletin çeşitli kademelerinde çalıştım” diyen Önal, görevi süresince doğruluğu, dürüstlüğü ve kamu yararını ön planda tuttuğunu kaydetti. Önal, “Henüz yargılanmadan kamuoyunda suçlu gibi teşhir edilmek beni üzdü” diyerek, Hazine Müsteşarlığı'nın başında önemli sorumluluklar üstlendiğini, insan gücünü zorlayan işler karşısında görev sorumluluğu içinde işleri yürüttüğünü anlattı.    Bu aşamada, Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, Önal'ın rahatsızlığını hissederek, savunmasını oturarak yapabileceğini söyledi. Bunun üzerine Önal, savunmasına oturarak devam etti.    Önal, çok önemli işlerin yapıldığı bir dönemde sadece bazı evrakın işleme konulmasını geciktirme suçundan yargılanmasının işini ne kadar dürüst yaptığının en açık göstergesi olduğunu söyledi.    “BAŞBAKAN'DAN BAŞLANMALI”    Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun bankacılık suçlarına ilişkin herhangi bir işlem yapmaması ve bu konuda Bankalar Yeminli Murakıplar Başkanlığı'ndan gelen öneriyi kendi imzasıyla Başbakanlık onayına sunduğunu ifade eden Önal, bu konuda Soruşturma Komisyonu Raporu'nda kendisinin suçlandığını kaydetti. Böyle bir onay için ilgili Devlet Bakanlığı'nın onayının yeterli olmadığını belirten Önal, Soruşturma Komisyonu'nun, Başbakan'ın verdiği onayın hukukiliğine ve içeriğinin doğruluğuna bakmadan kendisine suç isnat ettiğini savundu.     Önal, “Eğer burada müşterek bir sorumluluk aranıyorsa, onayı veren Başbakan'dan başlanması gerekir. Ortak sorumluluğun gereği budur. Burada benim bir yetki aşımım veya yetkisiz olarak yaptığım bir işlem yoktur. Ben sadece idareden gelen bu isteği ilgili Devlet Bakanı olarak Başbakan'ın onayına sundum. Yaptığım budur” dedi.    “HALK BANKASI 48 İŞ GÜNÜ BAĞLI KALDI”    Kriz riskinin dünyanın her yerinde olduğunu, tahsil kabiliyeti olmayan kredilerin banka yöneticilerin görevden alınmasıyla geri dönmesinin mümkün olmadığını anlatan Önal, Halk Bankası hakkındaki denetleme raporlarının Hazine Müsteşarlığı'nda bekletilmeksizin gereğinin yerine getirildiğini kaydetti.     Halk Bankası'nın toplam 48 iş günü Bakanlığı'na bağlı kaldığını belirten Önal, ilgili kuruluşların raporlarının gereğinin yapılmasının geciktirilmediğini, zamanında alınmamış hiç bir tedbirin söz konusu olmadığını söyledi.    Takdir hakkını amacı dışında kullanmadığını kaydeden Önal, kanuni yetkilerini aşarak yaptığı hiç bir işlem bulunmadığını ifade etti. Yasaya aykırı hiç bir uygulamasının olmadığını, her zaman devlet adamı ve teknisyen kişiliğini koruduğunu anlatan Önal, şöyle devam etti:    “Halk Bankası yöneticilerini korumak ve sorumluların yargılanmasını önleme amacım olmadı. Dönemimde usulsüz hiç bir kredi açılmamıştır. Halk Bankası'nı zarara uğratan tek bir neden yoktur. Son 20 yıldaki siyasi tutum, görev zararlarının ödenmemesi ve kötü yönetim Halk Bankası'nın zarara uğramasına neden olmuştur. Sorumlu aranıyorsa özverili insanlardan değil, kredilerin verildiği dönemdeki bakan ve hükümetlerden başlanmalıydı.    Olmayan, oluşmayan ve oluşmayacak görevi kötüye kullanma suçunun maddi ve manevi unsurlarını anlayamadım.”    “Amaç geçmiş siyasetçileri kötülemekse yanlış insan seçilmiş. Soruşturma komisyonu raporu benim kişiliğime ve hizmet anlayışıma aykırıdır” diyen Önal, hep hukukun üstünlüğünü ve kamu yararını düşündüğünü, vicdanen rahat ve huzurlu olduğunu söyledi.     Önal, Türk yargısına güveninin tam olduğunu ve aklanacağından kuşku duymadığını ifade ederek, beraatine karar verilmesini istedi. DURUŞMA 19 NİSAN'A BIRAKILDI Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, verilen aradan sonra ara kararları açıkladı.     Bu aşamada, eski Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'in de aralarında bulunduğu 7 kişinin tanık olarak dinlenmesine karar verildiğini belirten Bumin, sanık Özkan'ın gerektiğinde çağrılmak üzere duruşmalardan vareste tutulduğunu bildirdi. Bumin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un istemlerinin de yerine getirilmesine karar verildiğini belirterek, duruşmanın 19 Nisan Salı günü saat 10.00'a bırakıldığını açıkladı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!