Özilhan: Ekonomideki iyileÅŸme dikkat çekici

Türk Sanayicileri ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi (TÃœSÄ°AD) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Tuncay Özilhan, Türkiye ekonomisinde 2002 yılından bu yana görülen iyileÅŸmenin dikkat çekici bir noktaya ulaÅŸtığını bildirdi.TÃœSÄ°AD'ın ekonomik büyüme ve toplumsal geliÅŸme için teknolojik inovasyonda (yenilik, buluÅŸ) yetkinlik kazanmanın ülkeler açısından taşıdığı önemi vurgulamak amacıyla hazırlattığı ''Ulusal Ä°novasyon Sistemi: Kavramsal Çerçeve, Türkiye Ä°ncelemesi ve Ãœlke Örnekleri'' baÅŸlıklı rapor, kamuoyuna açıklandı. Raporun tanıtımı nedeniyle düzenlenen toplantıda konuÅŸan Tuncay Özilhan, içinde bulunulan olumlu ekonomik konjonktürün, ileriye yönelik yapısal rekabet gücü saÄŸlayacak politikalara eÄŸilmelerine imkan verdiÄŸini söyledi.  Özilhan, hükümetin mali disiplin uygulamakta kararlılık göstermesi, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 5. gözden geçirmenin tamamlanması ve Irak savaşının beklenenden önce sona ermesiyle Türkiye ekonomisinde 2002 yılından bu yana görülen iyileÅŸmenin dikkat çekici bir noktaya ulaÅŸtığını kaydederek, şöyle dedi:   ''Kopenhag kriterlerine uyum konusunda atılan adımlar, IMF kredilerinin geri ödeme takviminin yeniden düzenlenmesi, ABD ile yapılan 8.5 milyar dolarlık kredi anlaÅŸması ve Merkez Bankası'nın temel görevi olan fiyat istikrarının saÄŸlanmasında gösterdiÄŸi baÅŸarı da bu olumlu ortamın geliÅŸmesine önemli katkıda bulunmuÅŸtur. Bugün Türkiye, ilk defa siyasi istikrar ortamında bir krizden temkinli adımlarla çıkmaya çalışıyor. Bu yavaÅŸ fakat kararlı çıkışın nedeni, saÄŸlıklı bir politikayla büyümenin büyük ölçüde yapısal reformların etkisine bırakılmış olmasıdır. Bu olumlu süreci destekleyecek ve uzun soluklu kılacak önemli bir unsur da, üretim sürecindeki rolleri her geçen gün daha çok artan bilgi ve teknolojinin ekonomik bir faydaya dönüştürülmesi yani inovasyondur.''      TEKNOLOJÄ°K Ä°NOVASYONUN ÖNEMİ Tuncay Özilhan, dünya pazarlarındaki rekabet üstünlüğü yarışında dünya nimetlerinin paylaşımında belirleyici unsurun artık teknolojik inovasyon olduÄŸunu vurgulayarak, ''Yarının dünyasında söz sahibi olmak iddiasında olan Türkiye için bugün bilim, teknoloji ve teknolojik inovasyonda yetkinleÅŸmek stratejik bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır'' dedi.     Ä°novasyon yetkinliÄŸinin artmasının, AB üyeliÄŸe hazırlanan Türkiye'nin üyelik sonrasında AB'ye uyumunun kolaylaÅŸması açısından da büyük önem taşıdığına iÅŸaret eden Özilhan, ekonomik performans ölçüsü olarak kiÅŸi başına düşen gelir düzeyi ve istihdam oranı esas alındığında, AB ölçütlerine yaklaÅŸabilmek için geliÅŸmiÅŸ ülkelere kıyasla çok daha yenilikçi ve üretken olunması gerektiÄŸine dikkat çekti.   Özilhan, bütün dünyanın inovasyon ile yakından ilgilendiÄŸini ifade ederek, bunun en belirgin göstergesinin AB'nin oluÅŸturduÄŸu Lizbon stratejisi olduÄŸunu kaydetti.     Lizbon Stratejisi'ndeki bazı baÅŸlıkların Türkiye'nin ihtiyaç duyduÄŸu reformlarla bire bir örtüştüğünü ifade eden Özilhan, ''Bu yüzden AB Lizbon Stratejisi ve Avrupa iÅŸ dünyasının bu strateji çerçevesindeki yaklaşımları yakından izlenmeli, AB'nin geliÅŸme stratejilerine uygun, ancak Türkiye'nin ÅŸartlarına ve ihtiyaçlarına göre uyarlanmış bir büyüme stratejisi hazırlanmalıdır'' dedi. Öğretim ve eÄŸitim politikalarının önemine de iÅŸaret eden Özilhan, inovasyon ve onu destekleyen bilim ve teknoloji yeteneÄŸinin, merak eden, merak ettiÄŸini hiçbir dogmaya baÄŸlı kalmaksızın sorgulayan, üretmekte ve yeni birÅŸey yaratmakta iddialı bir toplum dokusu gerektirdiÄŸini vurgulayarak, ÅŸu görüşleri dile getirdi: ''Bu nedenle çocuklarımıza bu kültürü aşılayabilmek için eÄŸitim ve öğretim sistemimizi Ulusal Ä°novasyon Sistemi'nin bir parçası olarak yeniden yapılandırmak zorundayız. EÄŸitim ve öğretim sistemimiz bir yandan böylesi bir kültürü aşılarken, özellikle temel eÄŸitim döneminde çocuklarımıza çağımızın teknolojilerine iliÅŸkin temel bilgi ve yetenekleri kazandırmak zorundadır. Yalnızca genç neslin deÄŸil, toplumun bütün katmanlarının inovasyonda yetkinlik kazanmakla ekonomik büyüme ve toplumsal refah arasındaki doÄŸrudan iliÅŸkinin bilincinde olması gerekir. Bu noktadaki bilinçlenme, inovasyona yönelim konusunda toplumsal bir dinamik yaratacaktır. Bu bilinci yaratmak da eÄŸitim sistemimizin misyonudur.''Â