Öymen IMF’yi itfaiye aracına benzetti

Güncelleme Tarihi:

Öymen IMF’yi itfaiye aracına benzetti
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2007 14:52

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, “IMF’yi bir itfaiye aracına benzetiyoruz. Yangın çıktığında gelip söndürecektir, yangın söndürdükten sonar günlerce, haftalarca su sıkmaya devam ederse siz bir daha o evde oturamazsınız” dedi.

Türk-Alman Ekonomi Kongresi’nin ikinci gününde düzenlenen “Seçime Doğru Türkiye/Siyasal Partiların Ekonomi Politikaları” konulu panelde CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ile DP Genel Başkan Yardımcısı Tevfik Altınok, partilerinin ekonomik programını katılımcılarla paylaştı.

“ÖNCE TERÖRLE MÜCADELE VE İÇ GÜVENLİK SAĞLANMALI”

Öymen, panelde yaptığı konuşmada, ekonomik kalkınma için öncelikle güvenlik ortamını yaratmak gerektiğini, terörle mücadele etmek gerektiğini belirterek, iç güvenlik konularında sağlanacak başarı bu açıdan özel bir önem taşıdığını söyledi. AKP iktidarının en başarısız yönlerinden birinin de terörle mücadele ve iç güvenlik konularında olduğunu savunan Öymen, “Biz ilk iş bunu sağlayacağız. Bundan yatırımcılarımız da, ülkemizin her köşesinde yaşayan vatandaşlarımız da yararlanacaktır” dedi.

“PİYASA EKONOMİSİNE VE AB’YE KARŞI DEĞİLİZ”

CHP olarak piyasa ekonomisine karşı olmadıklarını ifade eden Öymen, piyasa ekonomisinin dünya ekonomisinin önemli bir faktörü olduğunu kaydetti. Öymen, uygulamada hem piyasa ekonomisinden hem küreselleşmeden kaynaklanan bazı sorunlar yaşandığını, devletin düzenlemelerle bunu gidermesi gerektiğini düşündüklerini aktarırken, şunları kaydetti:

“Ülke olarak bizi piyasa ekonomisi veya küreselleşmeye karşı bir parti değiliz. Biz, AB üyeliğini de savunuyuroz. Başkaları bizim karşı olduğumuz yönünde tezi sık sık dile getiriyorlar. Bu doğru değil. Kimse kalkıp da bizi, AB'ye karşı bir partiymişiz gibi görüşler ifade etmesin. Biz, AB üyeliğini engellemek isteyenlerle mücadele ediyoruz. Çünkü şunu gördük ki; sadece Türkiye'nin çabalarıyla üyelik mümkün değildir. Bunu kalkıp da Avrupa'nın en önemli ülkelerinden birinin Cumhurbaşkanı ‘Türkiye Asya ülkesidir, üye olmamalıdır’ derse, biz buna tepki gösterirsek AB'ye tepki göstermiş olmayız. Ama işin özüne bakacak olursak AB ile Türkiye arasında bizim partimizin duruşları arasında çok önemli değerler birliği var. biz AB'nin değerlerini paylaşıyoruz.”

Öymen, Türkiye'de en Avrupalı partinin CHP olduğunu savunurken, partisinin AB'nin temel değerlerini en çok paylaşan parti olarak nitelendirdi.

“TÜRK VATANDAŞI, ZENGİN ÜLKENİN FAKİR ÇOCUKLARI”

Türkiye’nin dünyanın en büyük ve en zengin ekonomilerinden biri olduğunu, kişi başına milli gelirde dünyada 99. sırada olduğuna dikkat çeken Öymen, “Demek ki Türk vatandaşları, zengin bir ülkenin fakir çocuklarıdır. Çünkü Türkiye'nin kaynakları ekonomik refahı için yeterince seferber edilemiyor” dedi. Öymen, kaynakların büyük bölümünün israf edildiğini dile getirirken, CHP’nin ekonomik programında yer alan her kuruşun, her masrafın karşılığının da bulunduğunu, bunu somut olarak izah edecek durumda olduklarını söyledi.

IMF’Yİ İTFAİYE ARACINA BENZETTİ

Öymen, CHP’nin IMF’ye bakış açısının sorulması üzerine, IMF de diğer uluslararası mali kuruluşları da CHP olarak “hasım” olarak görmediklerini ifade etti. Kriz zamanlarında bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye'nin IMF’ye ihtiyaç duyduğunu dile getiren Onur Öymen, şunları ifade etti:

“IMF'nin bazı reçetelerinin acı ilaç olduğunu biliyoruz, IMF'yi bir itfaiye aracına benzetiyoruz. Yangın çıktığında gelecektir. Yangın söndükten sonar, günlerce, haftalarca su sıkmaya devam ederse; siz bir daha o evde oturamazsanız. IMF’nin kriz dönemi için öngördüğü politikaları siz otomatik pilot gibi sürekli politika haline getirirseniz, ekonomiyi yürütemezsiniz, kalkınmayı, sosyal dengeyi sağlayamazsınız. IMF zaten anlaşmamız sona eriyor. Ondan sonra Türkiye ile daha makul ilişkiler kurmasını sağlayacağız. Yüzde 6,5 gibi faiz dışı fazla gibi hiçbir ülkenin kabul etmediği koşulları kabul etmeyeceğiz. Kriz dönemi ilişkileri sürdürmeyeceğiz. Kriz dönemi için öngörülen Politikalar, maalesef bugün Türkiye için fayda sağlamıyor. IMF ile yapılan anlaşmaların bugün devam ettirilmesi Türkiye'ye kaybettirmiştir. IMF'yi ‘hasım’ gibi görmüyoruz, ama ‘otomotik pilot’ gibi de görmüyoruz.”

CHP STRATEJİK SEKTÖRLERDE YABANCI KONUSUNDA HASSAS

CHP’nin ilke olarak yabancı sermayeyi teşvik ettiklerini ama Türk ekonomisinin en çok ihtiyaç duyduğu gerçek yatırımlara, ileri teknolojilere gelmelerini istediklerine dikkat çeken Öymen, kendi dönemlerinde yabancı sermayenin şimdiye kadar gördüğü teşvikten daha fazlasını göreceğini kaydetti. Öymen, bankacılık, enerji gibi stratejik sektörlere yabancı yatırımcının girmesini istemediklerini dile getirirken, Avrupa ülkelerinde ve diğer ülkelerde, bu sektörler konusunda dikkatli bir politika izlendiğini kaydetti. “Bütün bankacılık sektörünü olduğu gibi yabancılara verirseniz doğru mu yapmış oluruz? Stratejik sektörlerde dikkatli olacağız” diyen Öymen, Türkiye’nin AKP iktidarı döneminde enerji alanında da çok büyük hatalar yaptığını, yabancıların istediğinden daha çok taviz verildiğini vurguladı.

“BAŞÖRTÜSÜ BİZİ RAHATSIZ ETMİYOR”

Panele dinleyici olarak katılan Alman katılımcılardan birinden gelen “Biz Almanya’da Türkiye’de demokrasi tehlikede gibi görüyoruz. Başbakan’ın eşinin başörtüsü olmasından neden bu kadar kaygı duyuluyor, bunu anlayamıyoruz” sorusu üzerine Onur Öymen, CHP’nin başörütüsünden rahatsız olmadığını ancak özel bir dini giysinin siyaset aracı olarak kullanılmasına karşı olduklarını ifade etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bekar olsaydı da bu konuda aynı aynı eleştiriyi yine dile getireceklerini vurgulayan Öymen, asıl eleştirdikleri ve karşı oldukları konunun izlenilen politikalar ve dünya görüşü olduğunu söyledi. Öymen, dünyada 57 Müslüman ülke bulunduğunu, bu ülkeler içinde sadece Türkiye’de “gerçek demokrasinin” bulunduğunu dile getirerek, “Türkiye 1920’li yıllarda, din ve devlet işlerini bir birinden ayırarak, laikliği kabul etmiştir. Milyonlarca insane sokağa döküldüyse bu mesajı vermek için. (AKP’yi kastederek) Devletin laik yapısını feda ediyorlar. Amaçları Türkiye’yi laik, çağdaş Avrupa ülkesi olmaktan çıkarmak. Türkiye’yi ‘din devleti’ haline getirme zihniyeti var. Biz demokrasiyi yaşatmaya kararlıyız” diye konuştu.

EKONOMİK PROGRAMIMIZ ÜRETİME DAYALI”

Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Tevfik Altınok da, AKP yetkililerinin muhalefet partisinin yer aldığı toplantılara katılmadığına dikkat çekerek, AKP’nin hala ekonomik programını açıklamamasını da eleştirdi.

DP’nin iktidar olması halinde uygulayacağı ekonomik programa ilişkin bilgi veren Altınok, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde yabancılarla veya aynı kulvarda koştuğu diğer ülkelerle yarış içine girecekse; mutlaka programını daha önceki döneme ilişkin programdan farklı bir yöne çekmek ve üretime odaklanmış bir politika benimsemek zorunda olduğunu söyledi. DP'nin ekonomik programı da üretime dayalı bir sisteme oturttuğuna işaret eden Altınok, “Yabancı sermaye, Türkiye'ye geleceği zaman eğer, Türkiye'nin üretim kapasitesinde 1 ünitelik artış sağlayacak ve istihdamına da 1 kişilik katkıda bulunacak projeyle gelecekse, her türlü teşviği bizden görecek. Devlet bu işin içinde fazla yer almayacak, ama küçük ve orta boy ölçekli işletmelerin gerçek anlamda bir teşvik programına yönlendirilmesi gerekir” dedi.

Altınok da, türbanın siyasi bir simge haline getirilmesine karşı olduklarını ifade etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!