Ötekinin kilisesi

Güncelleme Tarihi:

Ötekinin kilisesi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2004 00:00

‘ZEMBİLLİ Ali Efendi Camii’. Yahut ‘Fatih Camii’. Veya ‘Ulu Camii’.Hayır hayır, bu ibadethaneler ülkemizin her hangi bir şehrinde yer almıyorlar. ‘Avrupa başkenti’ olduğu için ben sırf Brüksel’deki bir kaç tanesini zikrettim.Ama yüzlercesi, belki binlercesi bulunan böyle mekanlara, yurttaşlarımızın yaşadığı en ücra bir Avrupa kasabasında dahi adım başı raslayabilirsiniz.Kimisini ora cemaati gönüllü olarak, kimisini de ‘Hristiyan devlet’ (!) açmıştır.İmamları kah o cemaatler bizzat saptar, kah da ‘TC Diyanet İşleri’ gönderir.Her halükarda, yukarıdaki olgudan daha normal bir şey düşünülemez.* * *EVET düşünülemez, çünkü ibadet özgürlüğü ‘olmazsa olmaz’ bir kuraldır.Alman köyünde veya İsveç fiyordunda yaşayan ‘gurbetçi’miz İsevi mihraba değil Muhammedi kıbleye bakacağına göre, camide secdeye varmak sonsuz hakkıdır. Zaten, eğer bu hak kazaen bir nebze frenlenseydi, ‘dinci’lerimizden önce en ‘laikçi ulusalcı’larımız daha anında, ‘Haçlı Avrupa’ (!) diye feryat figan ederdi.Üstelik, ibadethaneler, hangi inancı taşırsa taşısınlar, bütün göçmenler, ‘diaspora’lar ve yerli azınlıklar açısından hayati bir sosyal rol yerine getirir.Köln’ün Sırp kilisesindeki pazar ayini, Roma’nın Leh sinagogundaki cumartesi duası, Helsinki’nin Tatar camiindeki cuma namazı, dini ritüelleri fersah fersah aşarlar.Adı üstünde, o ‘camii’den ‘cemaat’, toplanma ve buluşma işlevi üstlenirler. Pekii, ‘bizim cihet’te hangi ‘vaziyet-i alem’ hüküm sürüyor?* * *MALUM, başta Akdeniz kıyısında yaşayan Almanlar, yabancı tebadan ama ne mutlu ki ülkemizi mekan tutmuş İsevi inanç mensupları kendilerine kilise istiyorlar.Madem ibadet özgürlüğü kesin haktır ve milyonlarca ‘gurbetçi’miz de bundan yararlanmaktadır, dolayısıyla, talebin yerine getirilmesinden daha doğal ne olabilir?Ama yook, kah ‘Türkiş laiklik’, kah ‘mevzuat’ falan, kiliselere izin çıkmıyor.Daha ötesi, öz yurttaşımız, can insanımız, kader yoldaşımız Ermeni, Süryani, Rum, Musevi cemaatlerinden vatandaşlarımızın ibadethane, okul, hastane, vakıf, vs., türünden sorunlarındaki çözümler, her ne hikmetse daima bir yerlere ‘takılıyor’.Şuna veya buna meyletmişlerin ‘Zen Tapınağı’ ise zaten hayal bile edilemez.‘Laik’, dolayısıyla ‘ládini’ devlet böyle ‘ibadet hakkı’nı külahıma anlatsın. * * *TÜRK sekülerleşmesinin İslam alemindeki tek ‘Müslüman demokrat’ yapıyı ürettiğini kaydettiğim dünkü yazıma dönersem, o yapıya burada hayati görev düşüyor.‘Müslüman’ ve ‘demokrat’ kimliği harmanlamayı başarmış bir AKP, hem imani geleneğin mirası, hem de çoğulcu sistemin etik değerleri sayesinde, ‘öteki’ni; yani burada gayr-ı müslimlerin hak ve özgürlüğünü, ‘ládini’ olması gereken laikliği hala dini yönlendirme diye kakalayan ‘laikçi’ kesimden çok daha tutarlı savunabilir.Hele hele, bizzat kendisi de o ‘laikçi’likten ötürü ‘mağduriyet’ yaşadıysa!Üstelik, Almanlara kilise bir yana, ‘b-i-z-i-m’ Konstantinniye Paktrikhane’mizin ‘ekümenik’ pırıltısından Ermeni vakıflarında onarıma; Süryanilere ibadethane inşasından, Heybeliada Ruhban Okulu faaliyetine, böyle ‘devrimci adım’lar, Brüksel’den Atina’ya ve Erivan’dan Washington’a, dış politika ufkumuzu sonsuz açacaktır.Ve ben inanıyorum ki, orta öğretimde din dersinin zorunlu değil tercihli olması ve her inançtan öğrencinin seçim yapması gibi gerçekten ‘laik’ ve iftihar edilecek bir yasa taslağı hazırlayan AKP hükümeti, yukarıdaki adımları da atmaya muktedirdir.‘Biz’ ahlakı ve namusu adına, ‘öteki’ler için de bunu umuyor ve bekliyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!