Osmanlı'nın efsane cinsellik öğretisi

Güncelleme Tarihi:

Osmanlının efsane cinsellik öğretisi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2007 12:43

Osmanlı'nın efsane cinsellik öğretisi yeniden gündemde. Keykavus olarak tanınan yazarın oğluna yaşamla ilgili öğütler vermek için kaleme aldığı ve Mercimek Ahmet tarafından Sultan İkinci Murat şerefine Türkçe'ye çevrilen Kabusname adlı kitap, daha sonra İngilizceye, Fransızcaya, Almancaya ve Rusçaya da çevrildi.

Haberin Devamı

Asıl adı Nasihatname olan ancak yazarı Keykavus'un dedesinin adına ithafen Kabusname adıyla tanınan bu kitabın en dikkat çekici bölümleri cinsellikle ilgili öğütler içeren sayfaları.

SEKS NE ZAMAN YAPILMALIDIR

Kitabın en renkli bölümü Cimada faidelisin ve ziyanlısın beyan eder” başlığını taşıyan 15'nçi bölüm. Bu bölümde seksin ne zaman yapılması gerektiği ve cinsellikte nelerden kaçınmak gerektiği ayrıntılı olarak anlatılıyor.

Bu bölümün ilk cümlesinde şöyle deniliyor: "Şöyle bilmiş ol ey oğul ki, cima etmek dünyanın lezzetlerinden bir ulu lezzettir.”

Yalnız hemen ardından sekse kendini çok kaptırmanın zararlarından da bahsediyor: “Amma bunun lezzetine aldanıp çok meşgul olma, ta ki temelin aşınıp göçmeye!”

ÖLÇÜYÜ KAÇIRAN SERMAYEDEN YER

Yazara göre yatakta ölçüyü kaçıran, sermayeden yemeye başlamış oluyor. Ama alınan haz nedeniyle insanın kendisini seksten yoksun bırakmaması öğütleniyor: “Çok cima etmenin ziyanı var amma az etmeğin dahi ziyanı var. Demek ki her nesne orta kararda iyidir. Ol dahi gayet arzu ile hoştur.”

Haberin Devamı

Kabusname’de kendini dizginleyemeyen seks bağımlılarının yapması gerekenlere de açıklık getirilmiş: “Ve eğer kendini yenemesen bari sevdiğinle cima etme. Ta ki sevginin temeli aşınıp, göçmeye. Zira ki sevgi bir sıcak nesnedir ve cima bir soğuk harekettir. İster istemez bu soğukluk ol sıcağı bozar.”

SEVGİLİNİZİ CANINDAN BEZDİRMEYİN

Kitaba göre er kişi sevgilisinin üstüne çok düşüp, yerli yersiz seks istememeli. Bu tür hareketler sevgiyi aşındırıp sevgiliyi canından bezdiriyor. Keykavus anlatmaya devam ediyor: “Zira ki her ele girdiğince cima etmek hayvanlar işidir. Zira hayvanlar vakit ve bivakti bilmezler. Ne vakit ki eline girdi, işlemeğe başladı. Öyle ise adem olan, vaktin gözlemek gerek. Ta ki hayvan ile onun arasında fark ola. Biline ki bu ademdir ve de ol hayvandır.”

Kabusname’nin en şaşırtıcı cümleleri ise seksin vaktini, mevsimini ve cinsel yönelimlerin rotasını çizdiği kısımlarda yer alıyor: “Issı hamamda ve ıssı günde ve katı soğukta cima etme ki ziyan olmayasın. Özellikle de yaşlılık deminde dikkat ola!” Özellikle yaşı ilerlemiş olanlar için çok sıcak ve çok soğuk havada cinsel ilişki önerilmiyor. Dahası, sarhoşlukta da seks yapmamak icap ediyor: “Kafa şarapla dumanlı olursa ne cima ettiğin bilir kişi ve ne cimanın lezzetin. Amma çok çaresiz olunca bari mahmur cima etmek yeğdir ki sefasından haberdar ola. Ol dahi arada sırada gerek. Bulduğunca kişi bunamamak gerek. Yani ele girdiğince iş buyurmuş dememek gerek. Zira ki her ele girdiğince cima etmek hayvanlar işidir. Evvel baharda gayet hoştur cima etmek ve her tabiata muvafıktır. Zira ki evvel baharın tabiatı mutedildir.”

Bahar havası güzel olduğundan ve çeşmelerde bol su bulunduğundan en uygun seks mevsimi ilkbahar olarak açıklanıyor: “Bahar havası mutedil ola, çeşmelerde ve pınarlarda su çok ola. Ve âlemde hoşluk ve rahatlık arta. Bizim dahi tenimizde kandan şehvet artar.

Haberin Devamı

Öyle olunca şehvet arttığı vakitte cima sefalı olur ve ziyansız olur. Görmez misin ki damarda kan artık olsa kan aldırmak faideli olur. Damar boş olsa kan aldırsa ziyan eder. Öyleyse belde döl olmasa cimanın ne faidesi vardır!”
Buradan sonra ise Mercimek Ahmet tamamen kopuyor: “Eğer kan galebe edip artsa kanı sakin etmeye çalış. Muvafık şaraplar ve yiyecekler ye. Amma çok yemek yeme, usanınca cima etme. Ve yaz olanda avretlere meylet. Kışın da oğlanlara meylet ki esenlikli olasın. Zira ki oğlan teni ıssıdır. Yazın iki ıssı bir yere gelse vücuda zarar verir. Ve avret teni soğuktur. Kışın iki soğuk bir yere gelse teni kurutur vesselam.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!