Ortadoğu’yu bırakın çocukları savunun

Güncelleme Tarihi:

Ortadoğu’yu bırakın çocukları savunun
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2006 00:00

Tecavüze uğrayan dokuz yaşındaki bir çocuğun davasında, Adli Tıp Kurumu’nca verilen iki çelişkili raporu eleştirdiği için manevi tazminat cezasına çarptırılan yazar Ahmet Altan, "Aksaklığın nedenini bulacaklarına, çocuğu savunan cezalandırıldı" dedi.

Ünlü edebiyatçı Ahmet Altan, 1 Kasım 2004’te www.gazetem.net adlı internet sitesinde yazdığı "İnsan Faktörü" başlıklı yazıda, isim vermeden, dokuz yaşındaki bir erkek çocuğuna 25 devlet görevlisinin tecavüz ettiği iddiasını gündeme getirmişti.

Yazıda, iki farklı rapor veren Adli Tıp kurumlarını eleştiren Altan, bunun sebeplerini sorguluyordu. Çünkü, Adana Adli Tıp Kurumu’nda görevli doktorlar N.Ç. ve T.E.’nin verdiği rapora göre çocuğa tecavüz gerçekleşmemişti ama İstanbul Adli Tıp Kurumu raporlarına göre ise küçük çocuğa tecavüz edilmişti. İki doktor, Altan’ın bu yazısından sonra kişilik haklarına hakaret ettiğini öne sürerek Adana 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 5’er bin YTL’lik manevi tazminat davası açtı. Dava sonunda hakim, Altan’ın, doktorların kişilik haklarına saldırdığına kanaat getirerek 3’er bin YTL’lik tazminat ödemesine karar verdi. Altan’ın avukatı temyize başvurdu.

DEVLET-ÇETEFARKI

Ahmet Altan, mahkeme kararının açıklanmasından sonra, "Bir devleti çeteden ayıran, o devletin sahip olduğu hukuk düzenidir" dedi ve şöyle devam etti: "Hukuksuzluk hem devletin varlığını, hem toplumun huzurunu ciddi bir tehlikeye düşürür. Türkiye, çok ciddi bir hukuk krizinin içinden geçiyor. Yeryüzünde istediğimiz ölçüde saygıdeğer bir toplum olamayışımızın temel nedenlerinden biri, hukuk sistemindeki ciddi zafiyet. Bu olayda da çok vahim ve vicdan yaralayan bir durumla karşı karşıyayız.

RAPORLARNİYEFARKLI

Dokuz yaşında bir erkek çocuğuna tecavüz edildiği iddiası var ortada, çocukla ilgili verilmiş iki ayrı rapor var. Gerçek bir hukuk sisteminin insanlığın özüne aykırı böyle bir vahşet iddiası karşısında ayağa kalkması, gerçekleri bulmak için uğraşması, niye raporların birbirine benzemediğini ciddi bir şekilde araştırması ve bu ülkenin diğer çocuklarını koruyabilmek için de süratle ve sağlıklı bir sonuca varması gerekirdi. Bu dava iki yıldan beri sürüyor. Adli tıp raporları arasında farkları kimse soruşturmuyor, onun yerine ne yapıyorlar? Durumu eleştiren ve çocuğa sahip çıkmaya çalışanı cezalandırıyorlar.

Türkiye’nin Ortadoğu’ya nizamat verecek güçlü bir devlet olduğunu iddia edenlere küçük bir ’mesajım’ var. Ortadoğu’yu bırakın da önce çocuklarınızın ırzını savunun siz. Sonra isterseniz Ortadoğu’yu da düzeltebilirsiniz."

Altan’ın ceza verilen yazısı

"Çocuğu o kentteki adli tıp kurumuna ve bir üniversite hastanesine muayeneye gönderiyorlar. Ve bu iki kurum birden "yapılan muayenelerde böyle bir şeyin gerçek olmadığının anlaşıldığı" doğrultusunda raporlar veriyorlar. İstanbul’un verdiği rapor daha önceki iki raporun tam tersine. Çocuk saldırıya uğramış. Bu haberi bu ülkenin Adliye Bakanlığı da Sağlık Bakanlığı da YÖK de okuyor. Çocuğun ırzına geçmekle suçlanan görevliler hakkında şu anda kesin bir şey söyleyemeyiz, kanıtların ne olduğunu bilmiyoruz.

Ama sahte raporlar ortada kesin bir kanıt olarak duruyor. Niye verildi o sahte raporlar? Bir çocuğun başına gelen felaketle ilgili sahte rapor veren bu adamlar hakkında ne yapılıyor? Bu insanların derhal işten uzaklaştırılmaları, hayat boyunca meslekten men edilmeleri yetmez, bunların adaleti yanıltmak suçundan yargılanmaları da gerekir... Bir çocukla ilgili sahte rapor verecek kadar kendi mesleğinden nefret eden, insani değerlerini yitirmiş, barbar bir kalabalık nasıl girdi devlet dairelerine?" (www.gazetem.net / 1 Kasım 2004)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!