Operacılara 'sahne çöküntüsü' tedavisi

İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin genel müdürlüğünden tartışmalı ve olaylı bir biçimde ayrılan Yekta Kara'nın yerine Sedat Öztoprak getirildi. Yeni genel müdür Öztoprak, İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin yeni sezon repertuarını açıkladığı basın toplantısında opera ve balenin sorunlarına değindi ve eski yönetime eleştiriler yöneltti.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin yeni genel müdürü Sedat Öztoprak, basın toplantısını kendini ‘‘sağlam, güçlü ve parlak bir sese sahip bir bariton’’ olarak tanımlayan bir İtalyan gazetesinin yazısıyla başlattı. Yurtdışında ‘‘Maskeli Balo’’, ‘‘Nabucco’’, ‘‘Rigelotto’’ gibi çok büyük ve nitelikli yapımlarda rol aldığını ve aldığı davet üzerine İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin başına geçtiğini söyleyen Öztoprak, üstüne basa basa devraldığı kurumda büyük bir motivasyon eksikliği ve önemli aksaklıklar bulunduğunu belirtti.

Opera ve bale mensuplarının heyecanlarını yitirmelerinin sergilenen yapıtlara yansıdığını belirten Öztoprak, sanatçıların ‘‘sahne çöküntüsü’’nün ve kurumun uygun olmayan hijyen koşullarının, havalandırmanın öncelikle ele alınan sorunlar olduğunu söyledi.

Operaya kırılan gerçek opera seyircisinin yeniden kazanılacağını belirten Öztoprak, tarihi 40 yıl öncesine uzanan İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin bütün üyelerinin uyum içinde çalışacağı bir aile olacağını ve ‘‘tek bir insanın öne çıktığı’’ bir kurum olmaktan kurtulacağını belirtti ve ekledi: ‘‘Ben bu koltukta oturduğum süreyi nasıl uzatacağımı değil, nasıl kısaltacağımı düşünüyorum.’’

Taşları yerine doğru koymalıyız

‘‘Taşları yerine doğru koymalıyız’’ diyen yeni gelen müdür, operanın dünya çapında yıldızlarla çalışmasına karşı olmadığını ama asıl üzerinde durulması gereken noktanın kendi operamızı dünyadaki çizgiye çekmek olduğunu söyledi.

‘‘Medyatik’’ olmanın opera ve bale sanatına çok önemli katkılarda bulunamayacağını söyleyen Öztoprak, medyanın ağzına bir kaşık bal çalınarak yapılan işlerin gerçek sanatseverleri memnun etmediğini ve kalıcı olmayacağını anlattı. Opera ve balenin bir elmanın iki yarısı gibi ayrılmaz bir bütün olduğunu söyleyen Öztoprak İstanbul gibi bir metropole ciddi bir opera ve balenin yakışacağını, var olan sanatsal çizginin uluslararası kriterlere ulaşamadığını söyledi.

‘‘Bu konuyu etüt ederek hastaya doğru teşhis koymanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda ilk adımı atarak bir ‘acil önlem paketi’ hazırladık ve ‘artistik direktörlük’ adı altında bir birim oluşturduk. Bu konudaki en önemli ihtiyacımız bir ‘opera stüdyosu’ oluşturmak’’ diyen Öztoprak bu konuda kurumun bütün çalışanlarının ve sanatçılarının desteğini aldığını belirtti.

Yeni repertuar

Perdelerini 14 Ekim'de Selman Ada'nın poetik operası ‘‘Mavi Nokta’’ ile açacak olan İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin repertuarı bu yıl çeşitli yenilikler içeriyor. Bu yeniliklerin en önemlisi bu yılki repertuarın iki yıllık hazırlanması. Diğer yeniliklerse daha önce hiç sergilenmemiş önemli yapıtların repertuarda yer alması. Ayrıca programda önceki dönemde sıkça yer verilmeyen Türk sanatçılarının yapıtları da bu dönem seyirci karşısına çıkacak.

2000-2001 Sezonu

Selman Ada - Mavi Nokta - Poetik Opera

Arif Melikov - Ferhad İle Şirin - Bale

G. Rossini - İtalya'da Bir Türk - Opera

W. A. Mozart - Saraydan Kız Kaçırma - Opera

Okan Demiriş - IV. Murat - Opera (Yeni)

C. Orff - Carmina Burana - Bale

Zehra Yıldız'ı Anma Gecesi

Belkıs Aran'ı Anma Gecesi

Yeni Yıl Konseri

P. İ. Çaykovski - Fındıkkıran - Bale (Yeni)

G. Gershwin - Porgy And Bess - Müzikal (Yeni)

J. Strauss - Yarasa - Operet (Yeni)

S. Prokofiev - Romeo Juliet - Bale (Yeni)

J. Offenbach - Hoffmann'ın Masalları - Opera

Üç Türk Balesi (Yeni)

G. Verdi - Rigoletto - Opera (Yeni)

Çocuk Müzikali (yazımı sürüyor)

2001- 2002 Sezonu

R. Wagner - Tannhauser - Opera (Yeni)

S. Ada - Ali Baba & Kırk Haramiler - Opera (Yeni)

W. A. Mozart - La Park - Bale (Yeni)