Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlamasına iki gün kala, "Türk Ulusu’nun, AB yolunda ek koşullar dayatılmasını ve Türkiye’ye karşı ayrımcılık yapılmasını kabul etmeyeceği" uyarısını yaptı. Çağdaş ve evrensel değerleri esasen benimsemiş olan Türkiye’nin, üyelik yolunda üzerine düşen sorumlulukları içtenlikle yerine getirdiğine işaret eden Sezer, "Avrupa’nın önüne önyargılardan oluşan bir duvar örmenin hiç kimseye yararı yoktur. Bizim önümüze konacak her yeni engel gerçekte Avrupa’nın önünü kapayacak bir duvarın taşları olacaktır" dedi.TBMM’nin 22’inci dönem dördüncü yasama yılının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Sezer, önemli mesajlar verdi.
ATATÜRK ULUSÇULUĞU IRKÇI DEĞİLDİRCumhurbaşkanı Sezer, Atatürk’ün ulusçuluk anlayışının, akılcı, çağdaş, uygar, ileriye dönük, demokratik, toplayıcı, birleştirici, insancıl ve barışçı olduğunu vurguladı. Bu anlayışın Anayasa’nın çeşitli kurallarına yansıtıldığını dile getirirken, bu kurallara göre Atatürkçülük’ün ulusçuluk, ırk, dil, din gibi kavramlara değil, yazgı, kıvanç, tasa ortaklığına, birlikte yaşama isteğine bağlı ulusçuluk anlayışına dayandığına işaret etti. Sezer, "Atatürk ulusçuluğu ırkçı değildir, ulusal sınırlar içinde yaşayan, ulus ve ülkenin bütünlüğü için yazgı birliği yapan herkesi Türk Ulusu’ndan saymaktadır" diye konuştu.PKK’NIN KUZEY IRAK’TAKİ VARLIĞI KABUL EDİLEMEZSezer, terörizmin bugün ulaştığı küresel boyutla, dünya barışı ve istikrarına yönelik birincil tehdit konumuna yükseldiğine işaret ederken, bugün terörizme karşı verilen küresel savaşımın başarısının, uluslararası azim, güç ve kararlılığın sürdürülmesi, özgürlük ve demokrasinin yayılması, hukukun üstünlüğü çerçevesinde karşılıklı işbirliği ve destek içinde hareket edilmesi, "teröre ayrımcı davranılmaması" ile bağlantılı olduğunu kaydetti.Terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’taki varlığını sürdürmesinin Türkiye yönünden kabul edilemez bir durum olduğunu vurgulayan Sezer, "Bunun Irak ve ABD yönetimlerince iyi bilindiği kanaatindeyiz" dedi. PKK’nın, sözde legal ve siyasal alanda savaşımını ön plana çıkardığına, ancak silahlı öğelerden ve eylemlerden vazgeçmeyen yeni bir strateji uygulamaya başladığına işaret eden Sezer, "Yürütmekte olduğu etkinlikler, örgütün, isim değişikliği ve eylemlerin çeşitli adlarla üstlenilmesine karşın, terörist kimliğinden ve Türkiye’nin tekil yapısını ve anayasal düzenini hedef almaktan vazgeçmediğini göstermektedir" dedi. Türkiye’nin teröre karşı gerekli önlemleri almayı kararlılıkla sürdüreceğini vurgulayan Sezer, "Türkiye’nin tekil devlet olma yönündeki ulusal uzlaşmasının, Kurtuluş Savaşı sırasında oluştuğuna işaret etti. Sezer, hiç bir devletin kendi anayasal düzeninin yıkılmasına ve ülkesinin bölünmesine hoşgörüyle yaklaşmasına olanak bulunmadığını dile getirirken, Türkiye’nin tekil devlet yapısının, ulusal birlik ve beraberliğinin korunacağından kimsenin kuşku duymaması gerektiğini söyledi.İRTİCAİ TEHDİDE KARŞI GÜVENCE LAİKLİKCumhurbaşkanı Sezer, din istismarını temel araç olarak kullanan ve toplumun Cumhuriyet döneminde elde ettiği tüm kazanımları yok etmeyi hedefleyen irticai hareketin, anayasal düzen için öncelikli tehdit olma özelliğini sürdürdüğüne işaret etti. Türkiye’nin ülkedeki irticai tehdide karşı en büyük güvencesinin laiklik olduğunu vurgulayan Sezer, "İrticaya karşı savaşım, temel dayanağını ve gücünü anayasa ve yasalardan, ulusumuzun çağdaş değerler ve uygarlık yönünde gelişme kararlılığından almaktadır. Bu kararlılık karşısında, karanlık düşüncelerin esin kaynağı olduğundan kuşku bulunmayan kimi çabaların başarısızlığa uğraması kaçınılmazdır" diye konuştu.YARGI BAĞIMSIZLIĞI Cumhurbaşkanı Sezer, Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti ilkesinin, tüm çağdaş demokratik rejimlerin temel özelliklerinden birisi olduğunu ve hukuk devletinin en önemli ögelerinden birini de hiç kuşkusuz "yargı bağımsızlığının" oluşturduğunu belirtti. Sezer, yasama ve yürütme işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyecek yargının, bu organlar karşısında tam bağımsızlığa sahip değilse, yargı denetiminden beklenen yararın ortadan kalkacağını ve bunun da devlete olan güveni zedeleyeceğini bildirdi.Sezer, yargı görevlilerini seçen organlarda Adalet Bakanı ve Müsteşarının yer almaması gerektiğini anlattı.
SEÇİM SÄ°STEMÄ° UYARISISezer, çoÄŸulculuÄŸun demokrasilerin muhalefeti önemli kıldığını, muhalefetin varlığı ve etkinliÄŸinin seçim sistemiyle saÄŸlanabildiÄŸini belirterek, temsilde adalet aleyhine yönetimde istikrar ilkesine ağırlık veren bir seçim yönteminin, aynı zamanda seçme ve seçilme hak ve özgürlüğüne getirilen ağır bir sınırlama olacağını vurguladı. Sezer, bu nedenle yönetimde istikrar ve temsilde adalet ilkelerinin kabul edilebilir bir denge içinde seçim sistemine yansımasının demokratik toplum düzeninin bir gereÄŸi olduÄŸuna dikkat çekti. MEDYA GÃœCÃœNÃœN KÖTÃœYE KULLANILMASINA KARÅžI ÖNLEM Ä°STEDÄ°Sezer, konuÅŸmasında basın özgürlüğünün, düşünce ve kanaat özgürlüğünü tamamlayan ve onun kullanılmasını saÄŸlayan bir özgürlük olduÄŸunu vurgularken, bu konuda da bir uyarı yaptı. Sezer, "Kamu hizmetleri sözkonusu olduÄŸunda kamu çıkarını ön planda tutması gereken medyanın bireysel çıkarlara hizmet edecek biçimde ticari nitelik kazanması önlenmelidir. Devlet’in, medya gücünün kötüye kullanılmasını engelleyecek önlemleri alması, kamu yararı ve düzeninin saÄŸlanmasının gereÄŸidir" dedi.  Sezer, görsel ve iÅŸitsel medyanın kamuoyunu etkileme gücünün, dolayısıyla bu gücün olumsuz kullanılması olasılığı yüksekliÄŸinin, yabancılaÅŸtırma olgusunun da çok iyi düşünülmesini zorunlu kıldığını da söyledi.HÃœKÃœMETE ANAYASAL SORUMLULUK VE REJÄ°M UYARISISezer, Anayasa’nın 105’inci maddesinde, Bakanlar Kurulu kararları ile ortak kararlardan BaÅŸbakan ile ilgili bakanın sorumlu olacağının belirtildiÄŸini, burada sözü edilenin siyasal sorumluluk olduÄŸunu ve yürütme organının Bakanlar Kurulu kanadına yüklendiÄŸini vurguladı. "Devlet yönetiminde yetkili organların ve kiÅŸilerin sorumluluÄŸu, siyasal sorumluluktan ibaret deÄŸildir" diyen Sezer, bunun çok ötesinde, önemi içeriÄŸinden kaynaklanan toplumsal ve anayasal sorumluluklar da olduÄŸunu bildirdi. Sezer, "hukukun üstünlüğünün" bir yandan hukukun genel ilkelerinin, Anayasa ve yargı kararlarının baÄŸlayıcı olduÄŸu, öte yandan da yasama ve yürütmenin eylem ve iÅŸlemlerinin yargı denetimine baÄŸlı bulunduÄŸu düzenin adı olduÄŸunu kaydetti. Sezer, Anayasa’da Anayasa Mahkemesi kararlarının baÄŸlayıcılığı olduÄŸunu belirterek şöyle devam etti:"Bu ilke ve kurallar, her yurttaÅŸa, anayasal kurallarla oluÅŸturulan devlet sistemini ve rejimini benimsemek, bu sistem ve rejime baÄŸlı kalmak, onu korumak görevini, ödevini ve sorumluluÄŸunu yüklemektedir. Bu anayasal, toplumsal ve vicdani sorumluluk, siyasal sorumluluktan çok daha önemli sonuçlar doÄŸuracak niteliktedir. Siyasal sorumluluÄŸun sonucu olarak seçimde baÅŸarısız olan bir siyasal partinin, sonraki seçimleri kazanıp iktidara gelmesi olanaklıdır. Ne var ki, rejimin zedelenmesi geri dönüşümü olanaksız sonuçlar doÄŸuracaktır. Bu nedenle, Cumhuriyet’i koruma ve yaÅŸatma sorumluluÄŸu, tüm sorumluluklardan daha önemlidir."    Â
button