Okur Temsilcisi'ne mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2003 02:20

Bir fotoğraftan dersler

HÜRRİYET'te geçtiğimiz cuma gün yayınlanan ‘‘Muhabirin iş kazası'' başlıklı fotoğraf, Hürriyet'in içinde ve dışında tartışma yarattı. Eleştirilerin çok büyük çoğunluğu medya içinden ve en çok da kadın gazetecilerden geldi. Hürriyet Kadın Grubu ve başta Fatih Altaylı olmak üzere bazı Hürriyet yazarları da fotoğrafın yayınlanmasına tepki gösterdiler. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Çağdaş Gazeteciler Derneği de fotoğrafı kınayan bir açıklama yaptı.

Hürriyet'in, okurlarımızın görmediği, kendi bünyesinde özel bir internet sitesi var. Çalışanlar, bu sitede görüşlerini özgürce yazıyorlar ve fotoğraf burada da bir hayli eleştirildi.

Eleştirilere ben de katılıyorum. Çalışırken, istemeden ortaya çıkan bir görüntü, referans gazetesi olan Hürriyet'te yayınlanmamalıydı.

HÜRRİYET'İN FARKI

Ancak şunları hatırlatmak istiyorum: Öncelikle, ‘‘Ya sizin yakınınız olsaydı’’ eleştirisi çok haksız. Gazeteci, kendi yakını da olsa tarafsız olmalı. İkincisi, fotoğraftaki bir manken de olsa fark etmez, kayıtsız kalınmamalı. Üçüncüsü, gazeteciler görev yaptıkları yerlere göre giyimlerine özen göstermeliler. Batı'da ciddi medya kuruluşları, buna özen gösterilmesini şart koşuyor.

Bu tür tartışmalar, kendisini okur eleştirisine açan Hürriyet'in farkını sergiliyor. Çünkü Türkiye'de yayın ilkesi bulunan gazetelerin başında Hürriyet geliyor. Hürriyet ve Milliyet dışında okur eleştirisi hiç yayınlanmıyor. Yani bu fotoğraf, bu iki gazete dışında bir gazetede yayınlansa, okuduğunuz bu eleştirilerin hiçbirini göremeyecektiniz.

Bir de şunu eklemek istiyorum: İnternetteki bazı medya siteleri, Hürriyet'i eleştiriyorum bahanesiyle aynı fotoğrafı, aynı sayfada pek çok kez kullandılar. Bu da fırsatçılık.

TOPLANTIDAKİ FARKLI GÖRÜŞ

Bu arada Hürriyet'in Yazı İşleri toplantısında dile getirilen bir görüşü aktarmadan edemeyeceğim:

‘‘Bundan bir süre önce bir başka gazete, bir komutanın kızının ABD Konsolosluğu'nda verilen bir davette çekilen fotoğrafını kapak yaptı ve iki gün boyunca da tekrarladı. O günlerde ne bir köşe yazarı, ne de bir basın kuruluşu bununla ilgili herhangi bir tepki vermedi.

Bu durumda insanın aklına şu soru geliyor:

Basın kuruluşları ve köşe yazarları ya Hürriyet dışındaki gazeteleri gazete saymıyor, ya da medya mensupları dışındaki insanları insan saymıyorlar.’’

Ancak ben meslektaşlarımızda böyle bir duygu olduğuna inanmıyorum. Yine de bu soruları dikkate almalıyız.

Bir meslektaşımız için gösterdiğimiz bu hassasiyetin dört, beş, hatta on katı fazlasını gazeteci olmayan insanlar için göstermeliyiz ki inandırıcı olalım. Yoksa bu eleştiriler mesleki bir egoizm veya Hürriyet düşmanlığının ötesine geçemez ki bu da bütün mesleğe zarar verir.

YAZI İŞLERİ: ORTAK KARARIMIZ

Hürriyet Yazı İşleri'nin bu konudaki görüşü de şöyle:

‘‘Foto muhabiri görevini yaptı. Onun işi fotoğrafı çekmek. Bunda bir sorun yok. Fotoğrafın kullanılmasına gelince: Bunda gece ekibinin bir sorumluluğu yok, fotoğrafı yazı işleri kadrosu gördü ve yayınlanması için gececilere bıraktı. Ama mesleğin içinden bu kadar çok eleştiri geldiğine ve bu eleştirilerin birkaçı hariç samimiyetine inandığımıza göre, bu fotoğrafın yayınlanması doğru değilmiş. Kariyerinin başında bir meslektaşımızın böyle bir olaya konu olmasına biz de çok üzüldük.’’

Yani bu olaydan şunu öğrendiklerini söylüyorlar:

‘‘Hürriyet'te çalışmanın, tıpkı New York Times ve Le Monde gibi gazetelerde olduğu gibi ekstra bir sorumluluğu var.

Ama umarız bu tartışma, medya mensuplarını ve basın meslek kuruluşlarını öteki insanlar konusunda da daha duyarlı olmaya yöneltecektir.

Bir meslektaşımız için gösterdiğimiz bu hassasiyetin çok fazlasını, başka bir insan için gösterdiğimiz gün meslek çok şeyler kazanmış olacaktır.’’


DESTEKLEYENLER

Muhabir görevini yaptı

BENCE fotoğrafı çeken meslektaşım, görevini yaptı. Kendisini kutluyorum. O muhabir, o pozisyonundan ötürü görevlilerce uyarılmamış olsaydı, belki, ‘‘Sen de görmezden gelseydin’’ denebilirdi. Görevlilerin de uyardığı, çok kişinin katıldığı öyle bir toplantıda, böyle bir manzara oluyor ve Hürriyet muhabiri ona kayıtsız kalıyorsa, asıl bu eleştiri konusu edilir. Bütün bunlara rağmen ortada bir yanlışlık varsa, bu konuda suçlanacak en son kişi, bana göre yine görevini yapıp fotoğrafı çeken, haberi yapan muhabirdir. Olayımızda sorumluluk, fotoğrafı yayınlayan editördedir. Ayrıca herkes kişisel giyim ve tercihinde özgürdür. Öyle bir kıyafeti benimsediğine göre, bir topluluk içinde sakınca görülmeyen bu kıyafetin kamuoyuna yansımasından da rahatsız olmamak gerekir.

Süleyman DEMİRKAN

Hürriyet Muhabiri


Güzel bir haber fotoğrafı

GAZETECİLER giyimiyle, tavır ve hareketleriyle topluma örnek olması gereken insanlardır. Bayan gazeteci arkadaşımız bu hassasiyeti göstermeyerek önemli bir toplantıya gelmiş. Düşük belli pantolon giyip iç çamaşırı ortaya çıkacak şekilde eğilmiş. Oturmasına kalkmasına dikkat etmeyen bu arkadaşın ortaya çıkardığı görüntü bizce güzel bir haber fotoğrafı ve çekilmesi gereken bir fotoğraftır.

Hürriyet Ankara

Fotoğraf Servisi


KARŞI ÇIKANLAR

Haber olamaz

12 Aralık tarihli gazetenizdeki yazıyı (haber demek mümkün değil) hayretle okudum. Yazıdan, İstanbul'da ‘‘Avrasya Açısından Kıbrıs ve Irak’’ konulu bir toplantı düzenlendiğini öğreniyoruz ama muhtemelen haber niteliği taşıyan bu toplantıdan gazeteye yansıyan tek satır haber yok. Bunun yerine, haber anlayışı bir yana hiçbir etik anlayışla bağdaşmayacak bir çirkin yazıyı okuyorsunuz: ‘‘Muhabirin iş kazası’’.

Adı dahi verilen gazeteci, düşük bel pantolonu ve siyah renkli g-string iç çamaşının göründüğü fotoğrafıyla adeta teşhir edilmiş. Bırakın ‘‘basın ahlak yasasına uymayı taahhüt eden’’ bir gazeteyi, sıradan bir bulvar gazetesinin bile kendi meslektaşını teşhir etmesi, acaba hangi gazetecilik anlayışı ile izah edilebilir?

Özeti, bu yazının gazetede yer almasında payı olan herkesi kınıyorum.

Talip AKTAŞ

Utanç verici

12 Aralık Cuma günü her zaman okuduğum ve aynı sayfalarda haber yaptığım gazetede bir fotoğraf gördüm. Fotoğrafın başlığı, ‘‘Muhabirin İş Kazası’’ idi. Hemcinsim ve meslektaşımın yaşadığı talihsizlik, gazetede haber yapılmış. İnsanı rencide eden bu fotoğraf nasıl yazı işlerinden geçti ve okuyucuya sunuldu. Empati yapmaya çalıştım, bu utanç verici bir durum. Bu muhabir, bir daha arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacak? Ben ya da bir başka bayan muhabir arkadaşım, bundan sonra her an başımıza gelebilecek talihsiz bir durumda böyle haber yapılmayı mı bekleyelim?

Işıl ÖZDEM/MUHABİR

Kasten olsa da

YAŞIM 41 ve yıllardır gazetenizi okumaktayım. Bugünkü gazetenizde bir gazetecinin iç çamaşırı ile görüntülenip teşhir edilmesi son derece çirkin bir hadise. Bunu şiddetle protesto ediyorum. Bu mudur gazetecilik, bu mudur gazeteciye, kendi meslektaşına verilen değer? O gazeteci hanımefendi bu davranışı kasten bile yapmış olsa yine de yayınlamamanız gerekiyordu.

Kadir KURT

kadirkurt@bahatekstil.com


Kızınız olsaydı

GAZETENİZDEKİ fotoğrafı görünce, gerçekten gözlerime inanamadım. Bir kadın olarak, bir okur olarak, bir gazeteci olarak.

Fotoğraf bir içgüdüyle çekilmiş, ama bunun habercilik içgüdüsü olduğunu sanmıyorum. Gazeteyi açtığınızda kendi eşinizin, kızınızın ya da arkadaşınızın fotoğrafını görseniz, ne hissedersiniz? Hürriyet'in yayın ilkeleri, kendi meslektaşlarınızı böyle küçük düşürmeyi kapsıyor mu acaba?

Funda TUNA

Muhabir-ATV Ankara Haber Merkezi


Size yakışmadı

TÜRKİYE gibi malzemesi bol bir ülkede, haber sıkıntısı çekip de bu haberi yayınlamak gerçek bir iş kazasıdır. Türkiye'nin en çok satan gazetesine ve üstelik bünyesinde çok değerli köşe yazarlarını okuyucusu ile buluşturan bir gazeteye hiç yakışmadığını düşünüyorum. Sizi kınıyorum.

Hasan H. YILDIZ/İSTANBUL

Haber değeri yok

25. sayfada g-stringi gözüken gazetecinin fotoğrafını çeken ve basan zihniyet Hürriyet'in haberciliğine ne kattı çok merak ediyorum. Basılan fotoğrafta haber değeri varsa, kim olursa olsun kesinlikle basılması taraftarıyım ama bu fotoğrafın haber değeri nedir Allah aşkına? Hepimizin günlük koşuşturma içinde frikikleri olmaz mı?

Şermin SARIBAŞ/Hürriyet Muhabiri

Bazen uyuyorum

BEN bir kadın gazeteci olarak, Ankara'da parti kongrelerini izliyorum. Kongreler uzayınca, bazen uyuduğum da oluyor. Uyurken bundan daha kötü görüntüler vermiş olabilirim. Her gazeteci böyle mi görüntülenmeli?

Saffet KORKMAZ/Hürriyet Muhabiri

Çok mu önemli?

BİR haber varken, gazetecinin kendisi haber öznesi haline dönüşemez. Bu fotoğrafın Hürriyet gibi önemli bir gazetede olması çok mu önemliydi? O toplantıda ne vardı, o önemli. Haber değerlendirirken, ‘‘Halkın bilmesi gereken’’ kıstası kullanılmalı, ‘‘Halkın görmek istediği’’ değil.

Yavuz BAYDAR/ Milliyet Ombudsmanı

Dünya Okur Temsilcileri Birliği Başkanı



Depresyonda ilaç kullanılır

BEN Almanya'da çalışan bir ruh hekimiyim. 8 Aralık tarihli gazetenizin manşetinde, depresyonda olanların veya bu tür ilaçları alanların kaza yapabileceği gibi bir izlenim ortaya çıkıyor. Ama depresyon geçiren bir hasta veya tedavi olan bir hasta araba kullanabilir, antidepresif ilaç da alabilir. Hasta uyuşturucu kullanmadığı müddetçe araba kullanmasında bir sakınca olmaz. Biz Almanya'da yabancı işçilerin yüzde 60-70'ine antidepresif ilaç veririz. Çünkü çok ağır şartlarda çalışıyorlar. Bugün bazı hastalarım bana, ‘‘Acaba Türkiye'de depresyon ilacı alıp araba kullanırsak tutuklanır mıyız?’’ diye sordular. Bu konuda çok başımız ağrıyacak, lütfen konuyu açıklığa kavuşturun.

Dr. Nuri ÖZTÜRK

Gelsenkirchen/ALMANYA


OKURLARIMIZDAN KISA KISA...

YUSUF BOZKURT Ben Enkar Ofset’in sahibiyim. 23 Kasım tarihli Gala Dergisi'nde benden ‘‘Yeliz Yeşilmen'in hiçbir harcamadan kaçınmayan bonkör sevgilisi’’ olarak sözedilmiş. Bu yanlışlık yüzünden hem aile hem de iş yaşamım zarar gördü. Yeliz Hanım'la hiçbir ilişkim yoktur.

BÜLENT SONGU Gazetenizin spor sayfasında NBA asist kralları bile yayınlanırken Türkiye Basket, voleybol ve hentbol liglerinin puan durumları yayınlanmıyor. Ayrıca Rüştü'nün soyadı Reçber'dir, Rençber degil.

SELÇUK TARGAY Haberlerinizde sürekli yazım hataları yapılmaktadır. Bilgisayar ortamındaki yazı programlarında (örneğin MS Word) basit yazım hatalarını bulma işlevi varken, neden bunu kullanmıyorsunuz?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!