Okulda rezalet

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bazı öğretim üyelerinin, unvan için sahtekârlık yaptıkları, postaneden jüri raporlarını çaldıkları, ameliyatlara girmeden para aldıkları iddiasıyla çeşitli cezalar verildi.

İZMİR'deki Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde, ‘akademik sahtekârlık skandalları’ kampusu sarstı. Hürriyet'in ele geçirdiği soruşturma dosyalarında yeralan bilgilere göre, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki skandal olaylar şöyle:

Prof’luk için sahte belge: Hemodiyaliz ve Transplantasyon Enstitüsü'nde görevli Doç. Dr. Çiğdem Gökçe, Hemodiyaliz Anabilim Dalı'nda açılan profesörlük kadrosuna başvurdu. Jüri üyeleri Prof. Dr. Gürhun Atabay, Prof. Dr. Oktay Karatan ve Prof. Dr. Çetin Turgan, bilimsel çalışmalarının eski ve yetersiz olduğu, sahte fotokopiler içerdiği gerekçesiyle Doç. Dr. Gökçe'yi profesör yapmadı.

Jüri raporunu çaldı: Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Oktay Ergene'nin doçentlik kadrosu için arkadaşları Doç. Dr. Yıldırım Seyithanoğlu ve Doç. Dr. Ömer Kozan'ın da yardımıyla jüri üyelerinden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İnan Soydan'ın postaneye verdiği olumsuz raporunu çaldı. Olay, raporunu değiştirmesi istenen Prof. Dr. Soydan'ın ihbarıyla ortaya çıktı. Doç. Dr. Seyithanoğlu ve Doç. Dr. Kozan'a maaş kesim cezası verildi, Dr. Ergene'nin de öğretim üyeliğinden çıkarılması için YÖK'e başvuruldu.

Haksız çıkar sağlamak: Dekanlık, yoğun şikâyetler üzerine Anesteziyoloji Anabilim Dalı'nı mercek altına aldı. Döner sermaye uygulamalarında usule uygun olmayacak şekilde havuz sistemine geçildiği, Prof. Dr. Emel Sağıroğlu ile Prof. Dr. Atalay Arkan'ın mesai dışı ameliyatlara girmeden katkı aldıkları, işi yapan yardımcı doçentlere mevki ve unvanlarını kullanarak hakettikleri mesai dışı katkılarının ödenmesine engel oldukları saptandı. Prof. Dr. Sağıroğlu, yöneticilik görevinden alındı, Prof. Dr. Arkan'a kınama cezası verildi 2 öğretim üyesi de uyarıldı.

Karalama kampanyası: Bu soruşturmaların ardından fakülte yönetimine yönelik, imzasız mektuplar ve İnternet aracılığıyla ‘karalama kampanyası’ başlatıldı. Yönetim, saldırının ceza alan öğretim üyelerince yapıldığını iddia etti. Suçlanan öğretim üyeleri de seçimlerde muhalefet oldukları için kendilerine komplo kurulduğunu, cezaların kaldırılması için mahkemeye başvurduklarını söyledi.