Oğlunu öldüren babaya müebbet istemi
Güncelleme Tarihi:
Şeyma ULUSOY/İSTANBUL (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2011 11:49
ASİLSOY Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Osman Asilsoy’un, boşanmasına karşı çıkan 23 yaşındaki oğlu Fatih asilsoy’u öldürmekten tutuklu yargılandığı davada savcı, sanığın "canavarca hisle kasten adam öldürmekten" ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dünkü duruşmaya, tutuklu sanıklar Osman Asilsoy, İsmail Işıkoğlu ve Hasan Oruç geldi. Savcı, soruşturmanın genişletilmesine gerek olmadığını belirterek mütalaa verdi. Öldürülen Fatih Asilsoy’un annesiyle babası arasındaki boşanma davasında annesinin tarafını tuttuğunu ve babası Osman Asilsoy ile görüşmediğine dikkat çeken savcı mütalaasında, cinayeti anlattı.
DERS VERMEYE ÇALIŞIRLARKEN ÖLDÜRDÜLER
Oğlunun olumsuz tavrı karşısında babanın ikna etmek için bir plan hazırladığını belirten savcı, mütalaasının devamında olayı şöyle anlattı; "Bu talebe olumlu yanıt vermeyen Fatih’in tavrı karşısında sanık Osman Asilsoy’un Fatih’i zorla yakalayıp onu ikna etmek amacıyla diğer sanıkları yanına çağırıp plan yaptıkları anlaşılmıştır. Bu plan kapsamında olayda kullanılacak olan ip, koli bandı, falçata, bayıltıcı sprey, torba, kelepçe ve cop temin ettikleri tespit edilen sanıklar aralarında iş bölümü yaparak planı uygulamaya geçmek üzere maktul Fatih’in bulunduğu evin garajında beklemeye başlamışlardır. Maktülün gece evine geldiğini, takipte olan Veysel Onur’un diğer sanıklara haber verdiğini, garaj içinde bekleyen sanıkların aracı durdurarak planı uygulamaya koyuldukları, ancak dirençle karşılaşınca aralarında arbede çıktığı, sanıkların maktulü etkisiz hale getirdiği, ders vermek amacıyla başlayan eylemlerin ölümüyle sonuçlanacak şekilde yaralanmasına yol açtığı,olayda değişen kast nedeniyle tüm sanıkların oluşan sonuçtan aynı şekilde sorumlu tutulmaları gerektiği anlaşılmıştır"
BABAYA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
Olay sonrasında sanıkların maktulü hastaneye götürme çabaları da sonuç vermediğine dikkat çeken savcı, sanıklar Hasan Oruç ve İsmail Işıkoğlu’nun kasten adam öldürme suçundan ömür boyu hapis ile cezalandırılmasını, sanık Osman Asilsoy’un ise tasarlayarak, canavarca hislerle adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Öte yandan savcı, sanık Veysel Onur’un sanık Osman Asilsoy’un talimatıyla kan izlerini temizleyerek suç delillerini yok etmek suçundan cezalandırılmasını isterken, firari sanık Abdullah Oruç hakkında yakalama kararının devamına karar verilmesini istedi.
KİM ÖLDÜRDÜYSE ORTAYA ÇIKARTILSIN
Savcının mütalaasına itiraz eden sanık vekilleri karşı savunma hazırlamak için süre talep etti. Sanık Osman Asilsoy’un vekili avukat İbrahim Özdemir söz alarak sanıklar arasında bir işbirliği olmadığını savundu. İfadelerin ardından Mahkeme heyeti sanıklar Hasan Oruç, Osman Asilsoy ve İsmail Işıkoğlu’nun tutukluluk hallerinin devamına, firari sanık Abdullah Oruç’un yakalama infazının beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
KAÇAKÇILIK VE KARA PARADAN YARGILANMIŞTI
İstanbul’a geldikten sonra Mirza olan soyadını Asilsoy olarak değiştiren Osman Asilsoy trikotaj, bakkaliye, pazarcılık, katiplik, toptancılık ve plastik hammaddeciliği gibi bir dizi iş yaptı. 1977’de sigara kaçakçılığı suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırılınca, yurt dışına kaçtı. Suçların affıyla birlikte Türkiye’ye döndü. Asilsoy, 1988’de DGM’de altın kaçakçılığı ve bu yoldan elde edilen 250 milyon dolara yakın kara para aklama davasında 12 kişiyle birlikte yargılandı ve beraat etti.
DERS VERMEYE ÇALIŞIRLARKEN ÖLDÜRDÜLER
Oğlunun olumsuz tavrı karşısında babanın ikna etmek için bir plan hazırladığını belirten savcı, mütalaasının devamında olayı şöyle anlattı; "Bu talebe olumlu yanıt vermeyen Fatih’in tavrı karşısında sanık Osman Asilsoy’un Fatih’i zorla yakalayıp onu ikna etmek amacıyla diğer sanıkları yanına çağırıp plan yaptıkları anlaşılmıştır. Bu plan kapsamında olayda kullanılacak olan ip, koli bandı, falçata, bayıltıcı sprey, torba, kelepçe ve cop temin ettikleri tespit edilen sanıklar aralarında iş bölümü yaparak planı uygulamaya geçmek üzere maktul Fatih’in bulunduğu evin garajında beklemeye başlamışlardır. Maktülün gece evine geldiğini, takipte olan Veysel Onur’un diğer sanıklara haber verdiğini, garaj içinde bekleyen sanıkların aracı durdurarak planı uygulamaya koyuldukları, ancak dirençle karşılaşınca aralarında arbede çıktığı, sanıkların maktulü etkisiz hale getirdiği, ders vermek amacıyla başlayan eylemlerin ölümüyle sonuçlanacak şekilde yaralanmasına yol açtığı,olayda değişen kast nedeniyle tüm sanıkların oluşan sonuçtan aynı şekilde sorumlu tutulmaları gerektiği anlaşılmıştır"
BABAYA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
Olay sonrasında sanıkların maktulü hastaneye götürme çabaları da sonuç vermediğine dikkat çeken savcı, sanıklar Hasan Oruç ve İsmail Işıkoğlu’nun kasten adam öldürme suçundan ömür boyu hapis ile cezalandırılmasını, sanık Osman Asilsoy’un ise tasarlayarak, canavarca hislerle adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Öte yandan savcı, sanık Veysel Onur’un sanık Osman Asilsoy’un talimatıyla kan izlerini temizleyerek suç delillerini yok etmek suçundan cezalandırılmasını isterken, firari sanık Abdullah Oruç hakkında yakalama kararının devamına karar verilmesini istedi.
KİM ÖLDÜRDÜYSE ORTAYA ÇIKARTILSIN
Savcının mütalaasına itiraz eden sanık vekilleri karşı savunma hazırlamak için süre talep etti. Sanık Osman Asilsoy’un vekili avukat İbrahim Özdemir söz alarak sanıklar arasında bir işbirliği olmadığını savundu. İfadelerin ardından Mahkeme heyeti sanıklar Hasan Oruç, Osman Asilsoy ve İsmail Işıkoğlu’nun tutukluluk hallerinin devamına, firari sanık Abdullah Oruç’un yakalama infazının beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
KAÇAKÇILIK VE KARA PARADAN YARGILANMIŞTI
İstanbul’a geldikten sonra Mirza olan soyadını Asilsoy olarak değiştiren Osman Asilsoy trikotaj, bakkaliye, pazarcılık, katiplik, toptancılık ve plastik hammaddeciliği gibi bir dizi iş yaptı. 1977’de sigara kaçakçılığı suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırılınca, yurt dışına kaçtı. Suçların affıyla birlikte Türkiye’ye döndü. Asilsoy, 1988’de DGM’de altın kaçakçılığı ve bu yoldan elde edilen 250 milyon dolara yakın kara para aklama davasında 12 kişiyle birlikte yargılandı ve beraat etti.