Netanyahu, Ariel Şaron'un yolunda mı ilerliyor?

İsrail’in saygın gazetelerinden Haaretz’de “Is Netanyahu positioning himself to be the next Ariel Sharon?” başlığıyla yayımlanan haber analizde, şimdilerde terör karşıtlığıyla dikkat çeken Netanyahu’nun, Hamas’ın elindeki Gilad Şalit’i kurtarmak için yaptıklarıyla tarihe geçmek üzere olduğu belirtildi.

Haber analizde ayrıca bu tür anlaşmalara herkesten daha fazla karşı çıkan Netanyahu’nun sonsuza kadar Şalit Anlaşması ile hatırlanacağının da altı çizildi.

NETANYAHU BASKI ALTINDA
Şüphesiz Netanyahu kendini büyük bir baskı altında hissediyor. Ancak bu baskı dış güçlerden çok, kendi geçmişinden, inançlarından ve daha önceki yıllarda yaptığı açıklamalardan kaynaklanan bir baskı.

İsrail Başbakanı’nın geçmişi, göreve getirilmesinden hemen sonra sorgulanmaya başlandı ve Netanyahu her seferinde gerçeğin soğuk ve sert yüzüyle karşı karşıya kaldı.

Netanyahu'nun Batı Şeria’daki yerleşim sorununa iki devletli bir çözüm bulunması önerisi ve Şalit anlaşmasındaki tavrı mercek altında. Liderliğini yaptığı sağcı Likud Partisi’nden bir milletvekili, “Bu bizim tanıdığımız Benjamin Netanyahu değil” diyor.

Aynı partiden başka bir milletvekili, “Netanyahu son altı ayda geri dönüşü olmayan adımlar attı… Likud ile yerleşimcilerin ve ülkedeki sağ cephenin arasını açtı. Netanyahu kararlı görünüyor ve bir çözüme ulaşmak istiyor” diyor.�

ARIEL ŞARON ADIMLARI

Bazı çevreler ise, Netanyahu’nun Ariel Şaron gibi, arkasına halk desteğini alarak, Likud partisini gelecek seçimlerden önce dağıtıp, yeni ortağı İsrail savunma bakanı Ehud Barak ile birlikte Likud partisini yeniden kurmayı planladığı fikrini ortaya atıyor.

Barak, sıkıntı içindeki partisinden arkasında büyük borçlar bırakıp, Netanyahu ile birlikte yeni bir siyasi harekete girmeyi isteyecektir. Bu olasılık akıllara 2005 yılında Kadima partisini kuran Şaron ile Peres’in ortak hareketlerini getiriyor.

Netanyahu hafta başında, Likud partisi yetkililerine, Şalit anlaşmasını hem kabine hem de İsrail devletinin yasama organı olan Knesset'e (İsrail parlamentosu) kabul ettireceğine dair bir söz verdi. Bu açıklamadan bir gün sonra ise, Kudüs’te polis merkezlerini gezerken, anlaşmayı kabineye ve kamuoyuna sunacağını açıkladı.

Netanyahu'nun bu hareketi daha önce verdiği sözlerden geri adım attığının işareti olarak kabul ediliyor. Netanyahu, anlaşmanın küçük bir çoğunlukla kabul edilmesini istemiyor. Başbakan, anlaşmanın 70 milletvekiline karşı, en fazla 10 ya da 15 olumsuz oyla onaylanması isteğinde.