N’ayır Banderas olmamış

Güncelleme Tarihi:

N’ayır Banderas olmamış
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2022 07:00

Cüneyt Arkın’la Aktüel dergisinde çalışırken Antonio Banderas ve Salma Hayek’in başrollerini paylaştığı ‘Desperado’ adlı modern western’i birlikte izledik. Ardından Levent’teki evine gidip söyleşi yaptım. İşte meslek hayatımın en güzel işlerinden biri olan bu röportajın en keyifli bölümleri...

Haberin Devamı

Yıl 1996... O dönemler, artık hayatta olmayan Aktüel dergisinde forma giyiyorum. Yazı işleri toplantısında o sıralarda gösterime çıkan Antonio Banderas ve Salma Hayek’in başrollerini paylaştığı ‘Desperado’ adlı modern western’i, Cüneyt Arkın’la birlikte izlemem öneriliyor.

Cep telefonlarının olmadığı ‘ilkel çağlar’ (!), ev telefonundan kendisini arıyorum ve sözleşiyoruz. Önce Robert Rodriguez’in filmini birlikte izliyoruz, sonrasında da efsane aktörün Levent’teki evine gidip söyleşi yapıyorum. Malum, haftalık dergilerde kapak çok önemli; şöyle bir plan yapıyoruz, Banderas ve Hayek’in el ele tutulduğu kareyi photoshop’la farklı tasarlayacağız ve fotoğrafçımız Yıldırım’ın (İncealemdaroğlu) çekeceği Cüneyt Arkın kadrajını Hayek’in yerine monte edeceğiz. Bu iş için de Banderas’ın giydiği tişörtlerden bulmamız gerekiyor, Yıldırım tişört almak için Akmerkez’in yolunu tutarken ben de Arkın’la söyleşiye oturuyorum...

Meslek hayatımın en güzel işlerinden biri olan bu röportajdan kimi bölümleri sayfamıza taşıyayım dedim. İşte Arkın’ın görüşleri...

Haberin Devamı

‘BİZİM SİYASETÇİMİZ ÇOK MALKOÇOĞLUMUZ BİR TANE’

Cüneyt Arkın ekolü nasıl oluştu? Çünkü kamera arkasına kim geçerse geçsin önemi yoktu. O filmler ‘Cüneyt Arkın filmi’ydi.

Bizim sinemamızda her zaman şöyle bir sorun vardır. Genelde anlatımımız durgundur. İnsanların yürümesi, bakması, yaptığı her türlü eylem müthiş bir durgunlukla sunulur seyirciye. Oysa doğal yaşam son derece dinamik ve çeviktir. Ben tabii sinemaya şanslı bir başlangıç yaptım. ‘Gurbet Kuşları’ her oyuncuya nasip olmayacak bir fırsattı. Ama daha sonra canlandırdığım karakterlerden sıkıldım. Setten çıkıp hayata karıştığımda gördüğüm devinim beni dürttü. Rahatsız olmaya başladık o romantizmden. O zaman kendimce çıkış yolları aradım, nasıl olur da piyano, keman çalmaktan kurtulurum diye düşündüm. O zamanlar ‘Karaoğlan’ çekilecekti. Menajerim Leon Saso, Suat Yalaz’dan randevu almış, görüştük. Açıkçası ilk izlenimimin iyi olmadığını hissettim. Sonra sordum, Suat Yalaz şöyle demiş:

Haberin Devamı

“Alain Delon’la Marcello (Mastrioanni) kırması –karması bile değil- bir oyuncuya ben Karaoğlan oynatmam.” Bu çok ağrıma gitti. O sırada ben böyle bir filmin havasına çoktan girmiştim. Süreyya Duru’ya gittim ve derdimi anlattım: “Ben bir avantür çekmek istiyorum.”

Süreyya’nın itirazlarına rağmen yola çıktık. İki buçuk ay sonra ‘Karaoğlan’ın karşısında Malkoçoğlu’nu piyasaya sürdük. O zamanlar Malkoçoğlu Cumhuriyet’te yayımlanan bir çizgi romandı. Böylece yol açılmış oldu.

‘Desperado’yu izledikten sonra “Keşke şu olanaklar bizde de olsa, şöyle bir film çekseydim” diye bir düşünceye kapıldınız mı?

Açıkçası bu imkânları tabii kıskandım. Ama ben, bana çizilen alanda başarıyla ayakta kaldım. Bir insanın yapabileceği ne kadar beden hareketi varsa, bütün bunları sinemaya ilk olarak ben taşıdım. Zaten bunun karşılığını fazlasıyla gördüm. Halk beni çok sevdi, her zaman bağrına bastı. Bir anımı anlatayım: 1991’de ANAP’tan Eskişehir adayıyım. Bir kahveye gittim, politika konuşmaya başladım, insanlar sıkıldı. Sonra sinemaya geçtik, pür dikkat dinlediler. Karşımda oturan bir ihtiyar da neredeyse hiç hareket etmeden beni dinliyor. En sonunda şöyle bir laf etti: “Bak oğlum, sana bir şey söyleyeceğim. Bizim siyasetçimiz çok, Malkoçoğlumuz bir tane. Seni onun için hiç seçmeyeceğim.”

Haberin Devamı

BRAD PITT VE BANDERAS’LA KADINLAR İLGİLENSİN

Sevdiğiniz, örnek aldığınız oyuncu var mıydı?

Evet, çocukken John Wayne’i çok severdim. Ayna karşısına geçer, onu taklit etmeye çalışırdım. Sonra tabii oyuncu olunca başka isimleri beğenir olduk. James Dean, Steve McQueen, Marlon Brando, Dustin Hoffman vs...

Yenilerden yok mu? Örneğin Banderas ya da Brad Pitt gibi...

Artık yaşlandığımdan mı nedir, isimleri pek aklımda tutamıyorum. Ayrıca tutmak da istemiyorum. Brad Pitt ve Banderas’la da kadınlar ilgilensin...

Geçenlerde ‘Underground’ın (Yön: Emir Kusturica) galasında size rastlamıştım. Filmi beğendiniz mi?

Beğendim. Ama haftada böyle üç film izlesem bana çok ağır gelir, sıkılırım. ‘Star Wars’, ‘Terminator’, ‘Alien’ türündeki filmler bana daha yakın. Tamam makineleşmiş bir çağı anlatıyorlar ama yine de sıcak mesajları, insanı alıp götüren yanları oluyor…

Haberin Devamı

Son derece keyifli geçen bu söyleşiyi hemen çözmem için dergiye yollanmam gerekiyordu. Lakin Arkın’ın mahallesindeki taksi durağında hiç araç yoktu. Kendisi beni kapıya kadar geçirdi ve oradan geçen bir taksiyi durdurdu. Şoföre “Bu genç, arkadaşımdır. Bir an önce sağ salim gideceği yere götür.”

Kendisiyle vedalaşıp yola çıktığımızda şoför bana dönüp yol boyunca Cüneyt Arkın’ın ne kadar sevdiğini, filmlerinden örneklerle anlatıp durdu. Söyleşi de Aktüel’in 14-20 Mart 1996 tarihli sayısında “N’ayır Banderas, olmamış” kapak manşetiyle yayımlandı.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!