Mustafa Koç: Seçimler zamanında yapılmalı

Mustafa Koç, TÜSİAD'ın 36. Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada, 2006 yılının ilk ayını geride bırakırken, yıl boyunca ülkeyi meşgul edecek gündemin ilk maddelerinin de yavaş yavaş gelişmeye başladığını belirterek, “2006, daha şimdiden iyi yönetilmesi gereken bir yıl olarak kendini gösteriyor” dedi.

Önümüzdeki döneme dünya ekonomisi açısından bakıldığında fırsatların ve risklerin dengelendiğinin görüldüğünü kaydeden Koç, 2006 için dünya ekonomisinde yüzde 4,75, ABD ekonomisinde yüzde 3,5, Avrupa'da ise yüzde 1,4-2,4 aralığında gerçekleşmesi beklenen büyüme rakamlarının, dünya piyasalarında 2006 yılında Türkiye'nin ihracatını etkileyecek 2005'ten farklı ve olumsuz bir yapının olmayacağını gösterdiğini ifade etti.

Petrol fiyatlarındaki artışın sürmesi eğilimini bir risk faktörü olarak gösteren Mustafa Koç, 2006'da dünya piyasalarında likidite daralmasının beklendiğini, bu iki risk faktörünün Türkiye'nin enflasyon hedeflemesi, mali disiplin ve yapısal reformlardan oluşan sacayağını 2006'da titizlikle koruması gerektiğini gösterdiğini ifade etti.

“HÜKÜMETİN KIBRIS AÇILIMINI DESTEKLİYORUZ”

Koç, hükümetin son Kıbrıs açılımını, gerek inisiyatifi ele alması, gerekse iyi bir zamanlamayla yapılmış olması açısından desteklediklerini söyledi. İran, Irak, Suriye, İsrail, Filistin'deki gelişmelere değinen ve bölge ülkelerinde yaşanan çalkantıların artarak süreceğinin gözüktüğü değerlendirmesinde bulunan Koç, şu görüşleri dile getirdi:

“Bölgesel gelişmelerin bizim için potansiyel birer istikrarsızlık kaynağı olduğu düşünülürse, 2006 yılında Türkiye'nin hiç değilse kendi kendine sorun çıkarmamasının ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Bu açıdan, ekonomik dengelerin korunması ve geliştirilmesi, siyasal istikrarı risk altına sokacak gündem maddelerinden kaçınılması önem kazanmaktadır. Genel seçimlerin zamanında yapılması, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasal istikrarı koruyacak şekilde yönetilmesi de son derece önemlidir.”

İstikrar açısından AB sürecinin de son derece önemli olduğuna dikkati çeken Koç, AB'ye tam üyeliğin, uzun dönemde ülkeye sağlayacağı ekonomik, siyasal ve sosyal yararlar bir yana, kısa dönemde, ekonomik ve siyasal istikrara yaptığı ve yapacağı katkının dikkatlerden uzak tutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye'nin gündeminin, artık AB gündemini izlemeye ve ona paralel hale gelmeye başlaması gerektiğini belirten Koç, daha fazla üretim, daha fazla istihdam, rekabet gücünün artırılması, geleceğe hazırlık yapılması gibi konuların AB'de de, Türkiye'de de gündemin üst sıralarını işgal edeceğine işaret etti.

SİYASAL SİSTEM VE YARGIDA REFORM

Türkiye'nin, ekonomi politikalarını stratejik bir bakış açısıyla gözden geçirmesi, üretim, istihdam, rekabet gücü, geleceğe hazırlık perspektifinden bakarak ekonomide yapısal bir değişim başlatması gerektiği görüşünü dile getiren Koç, rekabet gücünü artırmak ve geleceğe yatırım yapmak için insan kaynaklarını her düzeyde geliştirme, bunun gerektirdiği kapsamlı eğitim reformuna bir an önce el atılması, üniversitelerin bilgi ve teknoloji üretecek seviyeye yükseltilmesi, orta öğrenim kurumlarının çağdaş eleştirel, araştırıcı insan yetiştirmesinin sağlanması, meslek okullarının ekonominin ihtiyaç duyduğu ara elemanları ülkeye kazandırmasının Türkiye'yi gelişmiş ülkeler arasında yer alma yolunda hızlandıracak en temel etkenler arasında bulunduğunu bildirdi. TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç, şöyle devam etti:

“Bunlarla yetinmeyerek siyasal sistemimizin yüksek demokratik standartları, temsilde adaleti ve yönetimde istikrarı bir arada gerçekleştirebilecek şekilde reforma tabi tutulmasını da sağlamalıyız. Bu, ekonomik istikrarı sürekli kılabilecek kalıcı bir siyasal istikrar için zorunludur.
Bütün bu çerçeveyi korumak üzere de bir hukuk devleti olmayı başarmalıyız. Bunun için gerekli hukuksal ve idari altyapıyı kurmalı, yargı sistemimizi baştan aşağı reforma tabi tutmalıyız.”

“YALNIZCA UYARMIYORUZ”

Ülke yönetiminin, dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelere uygun politikalar belirlemesinin beklenen davranışlardan biri olmakla birlikte, hedefler ve idealler açısından önümüzdeki dönemde yetmeyeceğini ifade eden Koç, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler arasında yer almak ideali doğrultusunda yürüdüğüne ilişkin en belirgin işaretin, AB sürecinde inişli-çıkışlı da olsa bir süreklilik sağlanabilmesi ve bu sürece paralel biçimde bazı ekonomik-siyasal reformların gerçekleştirilmesi olduğunu kaydetti.

Koç, “Ancak, ülkemizde pek çok alanda reform ihtiyacı varlığını sürdürmektedir ve (geminin öngörülen rotada yol aldığını) asıl olarak bu reformlar ortaya koyacaktır. Bu alanlarda kaydedilecek kalıcı ilerlemelerle Türkiye, gelişmelerin önüne geçerek toplumsal ilerlemesinin yolunu açacaktır. Türk özel sektörünün temsilcileri olarak, bu konularda yalnızca uyarı görevimizi yerine getirmekle kalmıyoruz, araştırma, görüş üretme ve bilgilendirme açısından da azami katkıyı sağmaya çalışıyoruz. Bunu çağdaş, sorumlu vatandaş olmanın temel görevlerinden biri sayıyoruz. 2006'da bu tutumumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.