Mumcu: Kıyafet tartışmasına çözüm mümkün

Partisinin Başkanlık Divanı toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Mumcu, toplantıda, partinin yurt gezileri ve olağan kongre sürecinin ele alındığını kaydetti.  Danıştay'ın türbanla ilgili kararını anımsatan Mumcu, bu gibi konuların yargı kararı üzerinden tartışmaktan kaçınılması gerektiğini ifade etti. Yargının kararını yasalar üzerinden verdiğini belirten Mumcu, yasaların yanlış yorumlandığı yargı kararları örneklerinin bulunduğunu söyledi. Bu karar hukuka uygun olmamakla birlikte, yargı süreci henüz tamamlanmadığı için, ortada bir yanılgı varsa bunun bizzat yargı tarafından düzeltilmesi ihtimali olduğunu ifade eden Mumcu, “Bu tartışmanın cumhurbaşkanlığı seçiminden öğretmene kadar, üniversite öğrencisinden sokağa kadar genişleyen bir tartışma konusu haline gelmiş olması, siyasetin bu konuya bir çözüm bulma sorumluluğunu ortadan kaldırmaz” dedi. Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İktidar, canı istediği zaman yargı kararını savunmayı, istemediği zaman eleştirmek gibi bir keyfiliğe müracaat etmeyi, bazen iktidar, bazen muhalefet, bazen de AB gözlemci heyeti gibi konuşmayı bırakmalıdır. İktidar kendi sorumluluğunun farkında olmalıdır. İktidar grubunun oy vermediği hiçbir yasanın çıkması mümkün değildir.
Başbakanın, bir 'tele-vaiz' gibi canı istediği zaman, canı istediği gibi kendisini Başbakan konumunun dışına çıkarıp, Türkiye'yi, yasaları, sistemi eleştirmesi anlaşılabilinir bir durum değildir. Türk milleti, iktidar emanetini, isteyen istediği gibi konuşsun diye değil, sorunlar çözülsün diye verdi.”

Mumcu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun da “kamusal alanda devletin yasaklama getirebileceği” yönünde bir beyanatta bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“Diyanet İşleri Başkanı'nın postmodernizmin kavramlarıyla konuştuğu tarihimizde her halde ilk kez görülüyor. Bu tartışma bir kamusal alan değil, özel alan-siyasal alan tartışmasıdır. Daha kavramları bilmeden milletin kafasını karıştırmayalım. Bu sorunun çözümü bellidir. Kılık kıyafet tartışmalarında, özel alan-siyasal alan ayrımını net bir biçimde ortaya koyup, hizmet veren-hizmet alan ayrımı üzerinden çözümü getirmek mümkündür. Bunun 2 gün içinde yasalaşması mümkündür. Bu yargıyı da milleti de rahatlatır.”

SORULAR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir çiftçiye yönelik sözlerinin anımsatılması üzerine Mumcu, bu konuda değerlendirmesini bir yıl önce yaptığını ve kararını verdiğini ifade etti. “Şimdi karar verme sırası millettedir” diyen Mumcu, “Dün mağdur olanlar bugün mağrur oldular. Dün mazlum olanlar bugün zulüm yapıyorlar. Hiçbir şekilde tasvip etmek mümkün değil” diye konuştu.

Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan ile görüştüğü yönündeki haberin doğru olup olmadığının sorulması üzerine Mumcu, böyle bir görüşmenin olmadığını kaydetti. Görüşme olmadığı halde varmış gibi göstermenin arkasında yatan niyetin ne olduğunu bilmediğini ifade eden Mumcu, ”Bugüne kadar hiçbir şeyi gizli kapaklı yapmadım, bundan sonra da yapmam” dedi.

Başbakan Erdoğan'ın Mersin'deki çiftçiye yönelik sözleriyle ilgili bir başka soru üzerine Mumcu, “Bunlar belli bir bakış açısının, kültürün ürünüdür. Hayat camdan okunduğu kadar kolay değildir. Önünüzde cam olmadığı zaman, candan konuşmak zorunda kalırsınız, candan konuştuğunuz zaman da ne olduğunuz, kim olduğunuz görülür” diye konuştu.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında TBMM'ye verilen gensoru önergesinin kabulü yönünde oy kullanacaklarını belirten Mumcu, meclislerin kendi içlerinden çıkardıkları hükümetleri denetleyemediklerini savundu. Bu konuda sisteme demokratik bir müdahalede bulunulmadıkça bunun böyle olmaya devam edeceğini dile getiren Mumcu, “Yine yolsuzluklar, usulsüzlükler yapılacak, diğerleri bunu eleştirecek, ama sonuçta milletin hak ve hukukunu koruyacak denetim mekanizmaları maalesef işlemeyecek. Milleti avutmamak lazım. Bu meclisin millet, hukuk, demokrasi namına hükümeti denetleyebilme iradesi maalesef yoktur” dedi.

“ANKETLE İKTİDAR OLMUŞ PARTİ GÖRMEDİM”

Bir gazetede yayımlanan anketlerle ilgili soru üzerine Mumcu, oyların anketlerden değil sandıklardan çıktığını, bugüne kadar medya anketleriyle iktidar olmuş bir siyasi parti görmediğini söyledi. Kamuoyunun medya anketleriyle siyasi tercih belirlediğini de görmediğini ifade eden Mumcu, üç anketin birbirini tutmadığını, bunlara alışık olduklarını, bunun ilk değil, son da olmayacağını kaydetti.

Sandıkların hakikati söyleyeceğini, milletin kendi halini bildiğini, konu-komşu, eşi-dostu gördüğünü ifade eden Mumcu, ”Türkiye'nin temel sorunu bu. Bir medyanın yansıttığı dünya var, bir de sokağa çıktığımızda içinde yaşadığımız Türkiye var. İkisi arasında da büyük uçurumlar var” diye konuştu.