Güncelleme Tarihi:
PERSONEL YETERSİZ
Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU (İTÜ Meteoroloji Uzmanı)
Tahminde bulunmak demek yer, zaman, miktar ve olasılık vermektir. Türkiye’de ortaya konan tahminler, bu rakamları vermiyor. Dolayısıyla burada yapılan tahmin tanımına uygun değil. Rakam ve yer genel, veriler muğlak..
Az çok meteoroloji bilgisi olan herkes internetten edindiği haritalarla bu tahminleri yapabilir. Bu tür tahminler için 3 bin kişilik bir kuruma gerek yok
Ama buna rağmen Türkiye’de meteoroloji çok başarılı diye bir kanı var.
Bir kere kurumun başında bir meteoroloji mühendisi yok.
Gerçi aldığımız duyuma göre yakın zamanda başına ilk kez bir mühendis atanacakmış.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan mühendislerin oranı ne biliyor musunuz? Sadece yüzde 3.
Aslında bu tablo her şeyi ortaya koyuyor. Meteoroloji Türkiye’de bir bilim dalı olarak görülmediği için ve ihmal edildiği için bu durumdayız.
Tahmin için tüm bilgiler toplanır. Gemilerden, radarlardan vb. bir sürü araçtan bilgi bir araya getirilir. Daha sonra oluşturulmuş modeller vardır. Bunlara göre denklemler çözülür. Ancak bunu değerlendirecek ileri teknoloji ile yüksek bilgi sahibi personel ihtiyacı vardır.
Yurtdışında bu tür kurumlar artık sadece üniversite mezunu olmayı yeterli görmüyor, master ve doktora da isteniyor. Oysa ülkemizdeki rakamlar ortada lisans bile çok görülüyor.
TAHMİNLER YERİNDEN YAPILMALI
Adil Tek (Meteoroloji Mühendisleri Odası İstanbul İl Temsilcisi)
Tahminlerin doğruluk derecesinin düşmesinin nedeni modellerde kullanılan ölçeklerden ve çözümlemelerden kaynaklanıyor.
1dereceye 1 derece ölçek kullanılıyor. Ancak bu kaba bir hesapla 110 kilometrelik bir alan demek.
Örneğin bu 1 dereceye 1 derecelik alan için yağmur tahmini yapılıyor. Tahmin sonucunun tüm alanda doğru çıkması çok zor.
Meteoroloji orta ölçek kullanıyor. Modellerin daha küçük bölgelere uyarlanması gerekiyor. Uygulanmadığı için sonuçlar üzerindeki değerler çelişkili çıkıyor.
Ancak çalışanlarda değil kurumsal yapıda sorun var. Meteorolojinin son yıllarda atak yaptığını da kabul etmek lazım tabii.
Bölgesel modeller kullanılmadığı için tahminlerde 8-10 derece sıcaklık sapması yaşanıyor.
Şu an 3 günlük tahminlerde iyiyiz ama 5 güne çıktığında tutarsızlıklar oluyor. Özellikle sonbahar ve ilkbaharda tutarsızlıklar artıyor. Kararsızlıklardan kaynaklanan yağışlar da neden oluyor tabii.
Bir an evvel bölgesel bazda tahminler yapılması lazım. Ankara’dan genel tahmin yapılması yanlış.
ATMOSFERİ KONTROL EDEMEYİZ |
Mahmut KAYHAN (Meteoroloji Genel Müdür Yardımcısı) |
Tahminlerde 24 saatte bile değişiklikler olabiliyor. Tahminin özünde bu var. Israr etmektense düzeltmek zorunda kalıyoruz. Tahminleri günde iki bazen dört kez güncelliyoruz.. Doğruya daha fazla yaklaşmak için yapıyoruz bunu.
Elimizdeki modellerin çalışma prensipleri değerleri kullanarak öngörü üretmektir. Grid noktalar ne kadar sık olursa o kadar sağlıklı olur. Yani çözünürlük artar. Ama bu teknik sıkıntıyı da beraberinde getirir. Çok gelişmiş altyapıyı ister.
Ölçümlemelerimizi İstanbul, Antalya ve İzmir gibi yerlerde 40 km’den 2 km’ye düşürdük.
Bunun bütün ülkeye yayılması için teknik alt yapının geliştirilmesi gerekiyor.
Örneğin içinde bulunduğumuz mevsim için 40 km çok büyük bir ölçümleme alanı.
İstanbul, İzmir ve Antalya’da pilot bölgeler oluşturuldu. Trabzon, Adana, Diyarbakır ve Erzurum’da da merkez yerine bölgeden tahmin yönetimine yakın zamanda geçilecek.
Kurum personelimiz kurum içi eğitim ile yeni teknolojiler ve yöntemler hakkında sıklıkla bilgilendiriliyor.
Yakın vadede Ankara, Balıkesir, Zonguldak ve İstanbul’daki radarlarımıza 4-5 tane daha eklenecek. Otomatik istasyonlarla gözlem istasyonlarımız da artırılacak.
Böylece tahminlerin tutarsızlıkları en az düzeye indirilecek.