Memelilerin anavatanı belirlendi Asya

Günümüz memelilerinin anavatanı bir tür Asyatik Cennet Bahçesi mi? Memelilerin anavatanıyla ilgili uzun süredir kafaları kurcalayan sorunun cevabını Çin’in güneyindeki kırmızı kil topraklarda ve İç MoÄŸolistan’daki çöllerde aramak gerekiyor. Buralarda beÅŸ yıldır araÅŸtırmalarını sürdüren Amerikalı ve Çinli paleontologların bulguları, bu toprakların tüm dünyaya hakim olan bu muzaffer hayvanların tarih öncesi kökeniyle ilgili önemli bilgiler içerdiÄŸini ortaya koydu.Elde edilen bilgilere göre, memelilerin geçmiÅŸi 56 milyon yıl öncesine, ‘memelilerin altın çağı’ olarak da adlandırılan Senozoik Zaman’a dayanıyor. Anatomik açıdan modern memeliler topluluÄŸu Äž bunlar arasında atların, keçilerin, geyiklerin yanı sıra primatların ve keselilerin de ataları da var Äž tüm Kuzey yarıküreye yayıldı. Aynı zamanda yeni yaÅŸam koÅŸullarına ayak uyduramayan daha arkaik memeliler de yavaÅŸ yavaÅŸ ortadan kalkmaya baÅŸladı. Uzmanlar ekosistemlerimizde meydana gelen bu büyük karışıklığın nedenini uzun zamandır biliyorlar. Aşırı ısınmayla ortaya çıkan ciddi bir iklim krizi Äž80.000 yıl sürdü Äž Paleosen Zaman’la (65 milyon Äž 56.5 milyon yıl) Eosen Zaman (56.5 milyon yıl Äž 38 milyon yıl) arasındaki geçiÅŸte belirleyici oldu. BaÅŸta Bering BoÄŸazı olmak üzere yeni karasal köprüler meydana geldi. ‘Yuva’ görevini üstlenen bir tür tropikal bitki örtüsü yayılırken buna paralel olarak yerleÅŸimciler de ortaya çıktı.Nereden geldiler?Ancak yine de bilim adamlarının kafasını kurcalayan bir soru vardı: Bu modern memeliler nereden geliyordu? ÖrneÄŸin, ilk kez hangi kıtada toynaklı hayvanlar ortaya çıktı? Primatların modern düzeni nerede doÄŸdu? Kurtların ve sırtlanların davranışlarını sergileyen etoburlar nerelerde avlanıyorlardı?Avrupa’da olduÄŸu gibi Kuzey Amerika’da da tüm bu hayvanlar kitlesel olarak ortaya çıktı. Amerikalı paleontolog ‘yeni gelenler eskilerden o kadar farklıydı ki bunların yaÅŸadıkları yerde evrim geçirdikleri tezi pek inandırıcı deÄŸildi’ diyor. Uzmanlar, o sıralar milyarlarca metreküp suyla çevrili olduÄŸundan diÄŸer kara parçalarında tecrit edilmiÅŸ halde bulunan Afrika’nın bu konuda bir rol oynayamayacağına dikkat çekiyorlar. Eldeki kanıtlarPeki, Asya’nın dört ayaklı göçmenlerin beÅŸiÄŸi olduÄŸu nasıl kanıtlanacak? Lingcha denilen ve katmanlarının hem Paleosen hem de Eosen’i kapsadığı jeolojik oluÅŸumlardan arta kalan izlerin gösterdiÄŸi gibi buradaki faunanın en eskisi olduÄŸu nasıl söylenebilir? Åžimdiye kadar bu bölgede bulunan fosiller, faunaların diÄŸer yerlerde bulunanlarla karşılaÅŸtırılması yöntemiyle belli zaman dilimlerine atfedilmiÅŸti. ÖrneÄŸin, tipik Amerikan paleoseni olan küçük bir kemirgen otomatik olarak Paleosen Zaman’a yerleÅŸtirilmiÅŸti Hangisinin diÄŸerine göre daha önce ortaya çıktığını belirlemek imkansızdı. Chris Beard bağımsız jeokronolojik veriler elde edilmediÄŸi için Asya’nın modern memelilerin anavatanı olduÄŸunu söylemenin ÅŸimdiye kadar mümkün olmadığını ancak Gabriel Bowen’ın çalışmalarının Ä°skender’in düğümünü çözdüğünü kaydediyor. Gerçekten de Kaliforniya, Santa Cruz Ãœniversitesi’nden paleontolog Gabriel Bowen ile Amerikalı, Japon ve Çinli meslektaÅŸları sayesinde ilk kez Çin’deki jeolojik katmanları daha kesin bir biçimde zaman içine yerleÅŸtirecek bir anahtar bulundu. Kitlesel göçün deliliBowen ve arkadaÅŸları iklimin aşırı ısınmasına ve bunun sonucunda hayvanların kitlesel göçüne iÅŸaret eden bir karbon örneÄŸi buldular. Buna göre, Paleosen Zaman’la Eosen Zaman arasındaki sınır Äž yaklaşık 55 milyon yıl önce Äž toprak ve okyanus katmanlarında karbon 12’ye kıyasla karbon 13 izotoplarının azalmasıyla ortaya çıkıyor. Bunun anlamı ÅŸu: Ä°klimi altüst eden ısınma sırasında okyanus tortularında buz ÅŸeklinde biriken metan hidratları büyük ölçüde eridi. Metan çok az C13 barındırır. Metanın okyanus ve atmosferden atılması C13/C12 orantısındaki düşüşün nedenidir. Gabriel Bowen ve Çinli meslektaşı Suyin Ting Çin’deki deÄŸiÅŸik jeolojik katmanlarda bu özelliÄŸi araÅŸtırdı ve Avrupa ve Amerika’daki katmanlarda bulunanların aynısı olan bir nitelik belirledi. Böylece, kurt ve sırtlanları andıran etobur hayvan topluluÄŸunun Kuzey Amerika’ya göç etmeden önce Çin ve MoÄŸolistan’a egemn olduÄŸunu saptadılar. Ancak bunlar aynı zamanda atların ataları olan bir grup perissodactyle ve artiodactyle’le de komÅŸuydular. AraÅŸtırmacılar aynı zamanda Bumbanyan denilen (Geç Eosen Zamanı’na atfedilen) Çinli faunanın da sanılandan daha eski olabileceÄŸini belirlediler. Nitekim, Çin’in güneyindeki bazı bölgelerdeki katmanlarda son derece ilkel primatlar belirlendi: Birkaç gramlık tüy yumakları. Bu arkaik canlıların, primatların bazı soylarının tarih öncesi dönemine ait olabileceÄŸi kaydediliyor.Günümüzde araÅŸtırmacılar sezgilerini kanıtlamak için bütün bölgeyi mercek altına aldı; bilim adamlarına göre Asya kuyruklu maymunları, büyük maymunları ve gelecekteki insanların öncülerini kapsayan belli baÅŸlı antropoidlerin de anavatanı olabilir. Nitekim, daha eski veriler bu görüşle örtüşüyor. Bu durumda, halihazırdaki tarih bilgilerini revize etmek mi gerekiyor? Kim bilir, belki de insanoÄŸlunun uzak geçmiÅŸi Asya’da yatıyor...Eosen’e Göç56 milyon yıl önce tırnaklıların, keselilerin ve bazı etoburların ataları anavatanları Asya’yı bırakıp Kuzey yarıküreye göç ettiler. Kuzey yarıküre gelecekteki Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’yı oluÅŸturmak üzere parçalanmaya baÅŸladı. Güneyde ise Gondwana kıtasını meydana getiren Afrika ve Güney Amerika tecrit edilmiÅŸ haldeydi.Asya: Aşırı uçların kıtası Asya her zaman türlerin beÅŸiÄŸi olarak kabul edilmiÅŸtir. Nitekim, plasentalı memelilerin en küçük ve en eski türü olan Eomaia da burada bulundu. AÄŸaçlarda yaÅŸayan bir canlı olan Eomaia tam 125 milyon yıl önce yaÅŸadı! Bu yaratık aynı zamanda primatların da çok eski bir ortak atası olarak kabul ediliyor. Fransız bir ekip de kısa bir süre önce Pakistan’da aynı soydan gelen ve maymunsuların büyük atası olan 30 milyon yaşındaki Eosimias’ın fosillerini buldu. Asya toprakları aynı zamanda Baluçistan’a (Pakistan’ın batısı) memelilerin tüm zamanların en büyük türü olan ve 25 milyon yıl önce yok olan Baluchitherium’u verdiler. Rhinoceros’un uzak kuzeni olan bu yaratık 5 metre uznluÄŸundaydı ve 20 tondan daha ağırdı. Fransız Ulusal Bilimler Akademisi’nden Jean-Louis Welcomme’ın çalışmaları dinozorlar gibi memelilerin de bir zamanlar devasa boyutlarda olduÄŸunu gösteriyor.Â