Mahkeme: Balkaner bir değil binlerce kez suçlu

Güncelleme Tarihi:

Mahkeme: Balkaner bir değil binlerce kez suçlu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2005 15:11

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce karara bağlanan 27 sanıklı ”Yurtbank Davası”nın 165 sayfadan oluşan gerekçeli kararının yazımı tamamlandı. Kararda Balkaner'in kendisine isnaf edilen suçları bir değil binlerce kez işlediği belirtildi.

Yurtbank'ın eski sahibi Ali Avni Balkaner'in, “nitelikli dolandırıcılık” ve “ihtisalen zimmet” suçlarından 16 yıl 5 ay 27 gün hapis ve 1 milyon 336 bin 700 YTL para cezasına çarptırıldığı 27 sanıklı davanın gerekçeli kararında, Balkaner'in baştan beri iyi niyetli hareket etmeyerek, banka kaynaklarını kendisine veya grup firmalarına aktarmanın peşinde olduğu öne sürüldü.

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce karara bağlanan 27 sanıklı ”Yurtbank Davası”nın 165 sayfadan oluşan gerekçeli kararının yazımı tamamlandı. 1354 off-shorezedenin “katılan” olarak yer aldığı kararda, iddianamelerdeki suçlamalar ve sanıkların savunmaları ayrıntılı olarak anlatıldı. Yurtbank'ın 21 Aralık 1999 tarihinde TMSF'ye devredildiğinde birikmiş zararının 348 trilyon 602 milyar lira olduğu ve özkaynaklarının 29 katına ulaştığı kaydedilen gerekçeli kararda, şöyle denildi:

“Sanık Ali Avni Balkaner ve arkadaşlarının, haklarında mahkumiyet hükmü kurulan suça konu eylemlerini bilerek ve isteyerek bilinçli bir şekilde suç işleme kastı içinde gerçekleştirdikleri yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ve tam bir vicdani kanaatle subuta ermiştir. Sanık Ali Avni Balkaner'in, baştan beri iyi niyetli hareket etmeyerek, banka kaynaklarını kendisine veya grup firmalarına aktarmanın peşinde olduğu ve gerçekleştirdiği birçok yöntem ve eylemleriyle bu amacına da kavuştuğu görülmüştür. Suça konu eylemler, ticari ilişkiler kılıfı altında bankanın kaynaklarının iç edilmesi hareketidir. Birden fazla metot uygulanarak dolandırıcılık suçu gerçekleştirmiştir. Her bir metot aslında ayrı bir suç işleme iradesinin ürünüdür”

MADDİ VE MANEVİ ZARAR

Binlerce kişinin doğrudan maddi ve manevi zarara uğradığı belirtilen kararda, bütün bu eylemlerin hukuki ilişki kılıfı altında gerçekleştirildiği, sanıkların kültür düzeyi yükseldikçe mala karşı işlenen suçlarda hukuki ilişki kılıfının da yoğunlaştığı ifade edildi.

Kararda, “İç edilen meblağı, normal banka faaliyetleri sonucunda oluşan zarar olarak kabul etmek de mümkün değildir. Sanık Ali Avni Balkaner'in baştan beri dolandırıcılık kastı içerisinde zimmet kastı ile hareket ettiği aşikardır. Sanık Ali Avni Balkaner'in suç oluşturan eylemlerini bir değil, iki değil, on değil, yüz değil, beşyüz değil, bin değil, binlerce kez gerçekleştirmiştir. Sanık, bu eylemlerini belli bir süre ile değil, mütemadiyen sürekli olarak yapmıştır. Ayrıca, gerçekleştirilen bu eylemler sonucunda bir güven kurumu olan banka milyonlarca dolar zarara uğratılmıştır” denildi.

Müştekilerin de aralarında bulunduğu binlerce vatandaşın, Balkaner'in Kıbrıs'ta kurdurttuğu off-shore şirketi üzerinden banka kullanılarak dolandırıldığı belirtilen kararda, bu durumun maddi zararın yanında, mağdurlardan bazılarının intihar etmesine neden olacak kadar derin manevi zarara yol açtığı öne sürüldü.

Türkiye'de toplumsal bir yaraya dönüşen bu durumun off-shore mağdurlarının örgütlenmesi sonucunu doğurduğu belirtilen kararda, “Bu eylemlere hukuki ihtilaf olarak bakmanın mümkün olamayacağı açıktır. Sanık Ali Avni Balkaner, bilerek, isteyerek, tam bir suç işleme kastı içinde ve bilinçli şekilde hareket etmiştir. Haklarında mahkumiyet hükmü kurulan diğer sanıklar da eylemleriyle bu suçlara bilerek ve isteyerek iştirak ettiklerinden mahkememizce hiçbir kuşku bulunmamaktadır” denildi.

CEZALAR

Sanıklar hakkında hüküm kurulduktan sonra Yargıtay aşamasındayken bazı temel yasaların yürürlüğe girdiği ve bu yasalara göre yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu doğduğu belirtilen kararda, sanıkların lehlerine olan maddelerin uygulandığı bildirildi. Dava konusu suçlara ilişkin bankanın uğradığı zararın soruşturma başlamadan önce tazmin edildiği sonucuna varıldığı belirtilen kararda, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun tazmin halinde indirimi öngören 160. maddesinin 4. fıkrasının hakime herhangi bir takdir hakkı tanımadığı için bu maddeyle ilgili indirimlerin 3'te 2 oranında uygulandığı kaydedildi.

“Etkin pişmanlık” durumunu düzenleyen TCK'nın 168. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yapılacak indirim oranın ise zararın tazmin ediliş şekli, taraflar arasında bu yönde tam bir anlaşma sağlanamaması göz önüne alınarak 2'de 1 olarak uygulandığı belirtilen kararda, şöyle denildi:

“Sanık Ali Avni Balkaner, bozmadan sonra yapılan yargılama aşamalarında mahkememiz hakkında 'Mahkemeniz engizisyon ve Yassıada mahkemeleri gibi çalışıyor. Yassıada mahkemeleri aranır oldu' şeklinde beyanlarda bulunmuş ise de bu sanık hakkında TCK'nın 62. maddesinin uygulaması sırasında sanığın geçmişteki saygılı tutumunun yoğunluğu ve duruşmalardaki diğer hal ve tavırları dikkate alınarak mahkememiz, tamamen takdirinde bulunan bu maddeye ilişkin indirimi önceki kararda olduğu gibi uygulama yoluna gitmiştir.”

Ali Avni Balkaner'in “tahsis edilmemesi gereken kredinin tahsisi suretiyle nitelikli dolandırıcılık”, “ihtisalen zimmet” ve ”bankayı vasıta kılarak dolandırıcılık” suçlarından toplam 16 yıl 5 ay 27 gün hapis, 1 milyon 336 bin 700 YTL de adli para cezasına çarptırıldığı belirtilen kararda, bir sanık hakkındaki davanın ayrıldığı, 25 sanığa da 5 ay ile 3 yıl 1 ay 15 gün arasında değişen çeşitli hapis ve para cezaları verildiği belirtildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!