Leigh: Kıbrıs'ın AB üyeliği ilişkilere gölge düşürür

Güncelleme Tarihi:

Leigh: Kıbrısın AB üyeliği ilişkilere gölge düşürür
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2001 00:00

AB Komisyonu`nun Türkiye Masası`ndan da sorumlu Genişleme Genel Müdürü Michael Leigh, soruna çözüm bulunmadan Güney Kıbrıs`ın AB`ye üye olmasının, Türkiye-AB ilişkilerine ve Türkiye`nin AB üyeliğine gölge düşüreceğini söyledi.Leigh, AB Komisyonu Türkiye Temsilciliği`nde, Türkiye için kabul edilen İlerleme Raporu`na ilişkin görüşlerini açıkladı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.  Ulusal Program`da (UP) Türkiye`nin Kıbrıs konusunda BM önderliğindeki süreci destekleyen açıklamalarının kendilerini memnun ettiğini belirten Leigh, ``Taahhütlerini somut tedbirlere dönüştürmesi konusunda Türkiye`yi teşvik ediyoruz`` diye konuştu.  “TEMENNİMİZ ÖNCE ÇÖZÜM” AB`nin, Güney Kıbrıs AB`ye girmeden önce Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasını arzu ettiğini ifade eden Leigh, ``Bu bir önkoşul olmasa da temennimiz bu yönde`` dedi. Leigh, AB`nin Kıbrıs konusuna bir çözüm bulunması önünde engel olarak görülmemesi gerektiğini, BM çerçevesinde her iki tarafı da tatmin edecek her türlü çözümün AB tarafından destekleneceğini kaydetti.  Leigh, ``Kıbrıs`ın bir çözüm bulunmadan AB`ye girmesi, Türkiye-AB ilişkilerinde kriz yaratır mı?`` sorusu üzerine, şunları söyledi:  ``Tüm çabalara rağmen, katılım görüşmeleri sona ermeden önce Kıbrıs konusu çözüme kavuşturulamazsa bu durum Kıbrıs`ın AB üyeliğine engel teşkil etmeyecektir. Arzu edilen sonuç elbette bu değil ancak bu olursa Türkiye-AB ilişkileri ve Türkiye`nin AB üyelik sürecine gölge düşürür.``“ÇÖZÜM SÜRECİ HIZLANDIRILMALI”Kıbrıs`ta çözüme yönelik sürecin hızlanması gerektiğini ifade eden Leigh, bu süreçte Türkiye`nin etkisini kullanmasını beklediklerini kaydetti. Leigh, Kıbrıs`ta BM süreciyle AB üyelik süreçlerinin birbirinden ayrı olmakla birlikte, birbirlerini etkilediklerini ifade ederek, şunları söyledi:  ``Biz, Kıbrıslı Türklerin de Rum tarafıyla birlikte AB`ye üye olmasını isteriz. Bu konuya bulunacak çözüm, dünyadaki diğer anlaşmazlıklar için de ilham kaynağı olacaktır, ancak kilit taraflardan birinin katılımı söz konusu değilse çözüm bulunamaz. Bu süreçte ilgili tarafların bu konudaki esnekliği test edilecek.``  Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`ne diğer aday ülkelerden farklı kriterler uygulanmadığının altını çizen Leigh, son gelişmelerin kendileri için umut verici olduğunu kaydetti.  AGSPToplantıda gazetecilerin Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası`na (AGSP) ilişkin sorularını da yanıtlayan Leigh, Türkiye`nin endişelerini çok iyi anladıklarını, ancak AGSP`yi daha önceden belirledikleri takvime uygun olarak uygulamaya geçirmeyi istediklerini belirtti.  AB`nin, İlerleme Raporu`nda AGSP konusundaki çözüm çabalarının hız kazanması isteğini dile getirdiğini hatırlatan Leigh, siyasi irade ve istek bulunduğu takdirde, Aralık ayında yapılacak Laeken zirvesinden önce konuya çözüm bulunabileceğini söyledi. Leigh, AGSP`de Türkiye`den çözüm sürecine daha aktif katılım beklediklerini de kaydetti. “TÜRKİYE’YE EŞİT DAVRANILDI”Türkiye`nin AB üyelik sürecinde, katılım öncesi stratejinin gerektirdiği tüm unsurların yerine getirildiğini ifade eden Leigh, ``İlerleme Raporu, AB`nin Türkiye`ye diğer aday ülkelerle eşit davrandığının kanıtıdır`` diye konuştu.  AB`nin ilerleme raporlarıyla birlikte strateji belgeleri de kabul ettiğini hatırlatan Leigh, Türkiye için yeni bir dönemin başladığını, AB mevzuatına uyum konusunda AB`nin, bundan sonra uzmanların da yardımıyla Türkiye`deki idari birimlerle daha yakın bir işbirliği içinde çalışacağını belirtti.  Türkiye`nin, AB`nin Katılım Ortaklığı Belgesi`nde değindiği tüm konuları ele alan bir Ulusal Program (UP) ortaya çıkardığını kaydeden Leigh, yeni UP`den beklentilerinin, bazı konulara ilişkin takvimlerin daha net olarak ortaya konulması olduğunu söyledi. Leigh, bir soru üzerine, Ankara`nın İlerleme Raporu`na tepkisini ``teşvik edici`` bulduklarını belirterek, ``Tepkiler, Avrupa Komisyonu`nun analizlerinde objektif ve yapıcı bir tutum sergilediğinin altını çiziyor`` dedi. Leigh, hükümet içinden farklı görüşlerin dile getirildiğinin hatırlatılması üzerine ise farklı görüşlerin ortaya atılmasının demokrasinin bir gereği olduğunu söyledi.  ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİLeigh, Türkiye`nin özellikle anayasa değişiklikleriyle Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmede ilerleme kaydettiğini, ancak hala bazı değişikliklere ihtiyaç olduğunu söyledi.  Anayasa değişikliklerinin hayata geçebilmesi için gerekli mevzuatın hazırlanmakta olduğunu bildiklerini ifade eden Leigh, ``Ama her şeyden önemlisi Türkiye`deki idari makamlar, yargı ve polisin, değişiklikleri günlük hayata geçirebilmeleridir`` dedi.  Leigh, insan hakları alanında Türkiye`nin beklenen ilerlemeyi göstermediği görüşünü belirterek, şunları kaydetti:  ``Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ve sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığımız temaslarda şunu gördük ki, uygulamaya yansıması açısından insan hakları alanında kapsamlı bir ilerleme yok. Bu konunun hem AB`de hem de Türkiye`de kamuoyu için endişe yarattığının farkındayız. Avrupa Parlamentosu da insan hakları alanında Türkiye`den daha net ilerleme görmek isteğinde.``  EKONOMİK KOŞULLARTürk ekonomisinin karşılaştığı sıkıntılar nedeniyle beklediği ilerlemeyi yapamadığını, hatta gerilemeyle karşı karşıya kaldığını söyleyen Leigh, ``Bu krizin, Türk vatandaşlarının yaşam koşullarını nasıl ciddi biçimde etkilediğinin farkındayız. Türk hükümeti, uluslararası finans kuruluşlarıyla birlikte birtakım çabalarda bulunmakta, bu çabaları destekliyoruz`` dedi.  Sıkıntılara rağmen Türk ekonomisinin birçok sektörde rekabet gücüne sahip olduğunu, hatta tekstil gibi bazı kilit sektörlerde de çok iyi durumda bulunduğunu kaydeden Leigh, mevzuat uyumu konusunda biraz daha gayretli olunması gerektiğini söyledi.  Leigh, İlerleme Raporu`nda tarama sürecine yeşil ışık yakılmamasına ilişkin bir soru üzerine, tarama sürecinin başlamasından daha önemli olan noktanın, hedeflerin açıkça ortaya konması ve bu hedefler için takvimlerin belirlenmesi olduğunu belirtti.  Toplantıda genişleme sürecine ilişkin genel bilgiler de veren Leigh, 2004 yılına kadar 10 aday ülkeyle katılım görüşmelerinin tamamlanmasını beklediklerini, böylece bu ülkelerin 2004 yılında yapılacak Avrupa seçimlerine katılabileceklerini söyledi.  Leigh, genişlemenin başarılı olabilmesi için, AB`nin de kendi içinde kurumsal değişiklikler yapması gerektiğine dikkat çekti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!