Laikliğe karşı olan akılsız

RP'nin kapatılmasıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nde sözlü savunmasını veren Erbakan, aleyhindeki bütün iddiaları birbirinden ilginç açıklamalarla reddetti. Laikliğe karşı olmanın akılsızlık olduğunu savunan Erbakan, sarıklıları da iftar için Başbakanlığa kendisinin davet etmediğini, RP'nin bir tane bile imam hatip okulu açmadığını söyledi.

RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, partisinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde açılan davada, birbirinden ilginç açıklamalarla RP'yi ve kendisini aklamaya çalıştı. Erbakan, toplam 10 saat 40 dakika süren savunmasında, kamuoyunda yankılar uyandıran konularla ilgili olarak özetle şunları söyledi:

Sarıklıları Başbakanlık Konutu'ndaki iftara ben davet etmedim.

Bir insanın, laikliğe karşı olması için akılsız olması lazım.

RP bir tane bile imam hatip okulu açmadı.

Kan sözü bana ait değil.

AKILDAN KAÇAR MIYIM?

Erbakan'ın, 18 Kasım'da başlayıp 20 Kasım'da sona eren sözlü savunmasının deşifresi, Anayasa Mahkemesi tarafından TBMM stenograflarına yaptırılarak, RP ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletildi. Erbakan, hakkındaki bütün suçlamaları reddettiği savunmasında şunları söyledi:

Ben ilimden kaçar mıyım ya... Ben akıldan kaçarmıyım ya... Bir insanın, laikliğin gerçek ilmi manasına karşı olması için akılsız olması lazım. Laiklik olmadan demokrasi olmaz. Laiklik olmadan bir arada yaşanmaz, ama laiklik din düşmanlığı, dinsizlik, ateizm olarak tatbik etmeye kalkışılırsa önce laiklik bunun karşısına çıkar. Dolayısıyla bir kimsenin laikliğe karşı çıkması, laikliğin ne olduğunu bilmemesiyle veya akılsız olmasıyla ancak mümkündür.

KABAK BAŞIMIZA PATLIYOR

RP'nin hükmi şahsiyetine ne diyor? Bunlar, ‘İmam hatip okulu az olsun demiş, çok olsun demiş.’ Bunu demeyen parti mi var Allah aşkına? Peki, imam hatip okulları açan partileri kapatmadan niye RP'yi kapatıyoruz, Allah aşkına? RP bir tane imam hatip okulu açmış mı? Niye bu kabak RP'nin başında patlayacakmış? Birisi çıksa Sayın Başsavcı'ya bunu sorsa, ‘Kardeşim, sen bu imam hatip okullarının çoğalmasından şikayetçi misin? Önce Sayın Cumhurbaşkanı’ndan başla.' Bu okullar devletin okulu. ‘RP’nin arka bahçesi' diyorlar. Kardeşim, karşımızdaki insan her şeyi der. Okullar ortada, devletin okulları, her partiden insan var. Ne Refah Partisi'ymiş...

KAN SÖZÜ ONLARIN SÖZÜ

Melih Gökçek'in, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçilmesinden sonra, ‘Gökçek’e Ankara mezar olacak', ‘Kanımız pahasına da olsa vermeyeceğiz’ şeklinde sloganlar atılarak, yürüyüşler yapıldı. Gelin, yerel yönetimdeki iktidar ile genel iktidar arasındaki dönemi barışçı, huzur içinde geçirelim. Bu dönem ne kadar olacak belli değil. Bu dönem tatlı mı olacak, acı mı olacak? Söylenen şey bu. Kan sözü onların sözü. Vay efendim. Bir kanlı mı, kansız mı? Hayda...

SOYUNUP GELMİŞLER

Başbakanlık Konutu'nda, bazı tarikat ve cemaat temsilcilerine verilen iftar yemeğine katılanlar dışarıda soyunup gelmişler, masaya oturmuşlar. Toplantıya en aşağı 70 kişi geldi. Bir tanesi veya iki tanesi dışarıda takkeli, cüppeli, sarıklı ve şalvarlı görünmüş. Ancak kılık değiştirdikten sonra içeri girmişler. Bunun toplantıyla uzaktan yakından bir alakası yok. Bizimle alakası yok. Bunları şahsen davet eden de biz değiliz, Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başkanı...

GELİN BAKALIM BURAYA

Ramazan ayında mesai saatlerini değiştirmek üzere çıkarılan Bakanlar Kurulu kararnamesi sadece basit, doğal bir sosyal devlet olmanın tatbikinden ibaret bir konu. Kararnamede, ramazan, iftar gibi tek kelime yok. Kararnamenin altında kimin imzası var? Sayın Süleyman Demirel, bütün bakanlar. Medeni bir davranışı devam ettirmek, bizden önce yapılmış işi devam ettirmek, eğer bir suç sayılacaksa önce Sayın Demirel'den hesap soralım. ‘Gelin bakalım buraya, nasıl böyle bir kararnamenin altına imza atarsınız?’ Sonra DYP'den hesap soralım, bütün DYP'li bakanların da imzası var...