Lafımı asla geri almam

Güncelleme Tarihi:

Lafımı asla geri almam
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 1999 00:00

Haberin Devamı

Türk müziğinin anıt ismi Münir Nurettin Selçuk'un oğlu olan ünlü sanatçı Timur Selçuk, Hürriyet'e yaptığı zehir zemberek açıklamalırını bugün de sürdürüyor. Timur Selçuk, ‘‘sanat’’ adı altında yapılan rezilliklerle babasının eserlerine zara verilmesini ömrünün sonuna kadar engelleyeceğini söyledi. Timur Selçuk, bu tür zararlı insanlardan da asla özür dilemeyeceğini belirtti. Timur Selçuk, arkadaşımız Yener Süsoy'un sorularına şu cevapları verdi:

Babasının sanatından asla taviz vermediği için Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'le bile arasının açıldığını söyleyen Timur selçuk'a özür dilemeyi düşünüp düşünmediğini sorduk. Sorumuzla gürlemesi bir oldu:

- Asla, tam tersine o söylediğim bütün lafları beşle çarpıyorum. Onlar beni tanımamışlar, ben tatlı su balığı değilim. Atatürk bize dedi ki; ‘‘Herşey olabilirsiniz, sanatçı olamazsınız.’’ Rahmetli babam 1930-35 yılları arasında Atatürk'ün sofrasının baş konuklarından biriydi. Bir gün birlikte bir eser geçiyorlar, ama Paşa'mız yanlış söylüyor. Babam duruyor; ‘‘Ya siz söyleyin, ya ben, yanlış söylüyorsunuz’’ diyor.

Atatürk iki yıl Münir Nurettin'e küsüyor ve sofrasından uzaklaştırıyor. Ben böyle bir adamın oğluyum ve böyle bir adamın onun eserlerini savunuyorum. Kimseyi takmam ben Yener, kimden özür dileyecekmişim? Değil Türkiye, dünya biraraya gelse doğru bildiğimden dönmem, lafımı da geri almam.

TUTUCU DEĞİLİM

Tutuculuk, hatta gençlerinin önünü tıkamakla suçlanıyordu Timur Hoca.

- Eğer gençlerin önünü tıkayacak olsam 23 yıldır dört bini aşkın öğrenci yetiştirmezdim. Öğrencilerim arasında Ayşegül Aldinç'den Aysun Kocatepe'ye, Soner Arıca'ya, Rüya Ersavcı'ya, Grup Göndoğarken'e kadar birçok değerli kişi var. Ben nalıncı keseri gibi bildiklerimi kendime saklamam. Yozlaşma başka şey, yenilik başka şey. Bu eserler, davarlarını sattıktan sonra kasaba pavyonunda karı oynatan hacıağa coşkusuyla okunmaz. Milli ve manevi değerlerimi koruyamazsak, 21. yüzyılın sonunda coğrafyamızı da değiştiririz. Sınırlarımı korur gibi bu eserleri koruyacağım Yener'ciğim, kim ne derse desin.

BODRUMDA KİRADA

‘‘Sen baban gibi okuyabiliyor musun?’’ diye sordum.

- Klasik uslubu Münir Nurettin gibi kimse okuyamaz. Ben babamdan aldığım ahlak doğrultusunda, mayıstaki konserin birinci bölümünde önemli sayıda eserini onun notalarını ve uslubunu tahrif etmeden kendi vokal olanaklarım doğrultusunda seslendireceğim. Bu konser CD'ye de kayıt yapılacak.

DEMOKRAT VE SOSYALİST

Teliflerden hayli büyük geliri olmalıydı.

- Valla ben 70 metrakarelik bir bodrum katında kirada oturuyorum. Bunun için bu kadar yiğitçe konuşuyorum. SESAM'dan kazandığımız paraları da fakir çocuklara bağış olarak verdik. İki yıl önce 400 milyon lira civarında bir telif parasını Spastik Çocuklar'a bağış yaptık. Öyle büyük paralar kazanılıyor filan sanılmasın.

Bir zamanların fırtına sosyalisti sanki durulmuş gibiydi. Yoksa dönek mi olmuştu?

- Hayır, yine aynı demokratik sosyalist düşüncedeyim. Hiç komünist olmadım, o baskıcı yanı beni hep itti. Ateist de olmadım. Ailemizde hep ibadet gördük, değerli ilahiyatçılar vardı. Bize ibadetimizi anlatmamamız öğretildi. 50 yaşına gelinceye kadar altı tane önemli ameliyat geçirdim. O tarihten sonra sabah ve akşam ikişer rekat namazı kılmaya başladım. Kuranı Kerim'i Türkçesinden onlarca defa devrettim. Bunlar bana çok huzur veriyor. Son yıllarda dinin siyasete alet edilmesi, biz Atatürkçü ve solcuların dinsiz diye damgalar yemeye başlaması beni de yaptığım ibadeti anlatmaya itti. Bitsin artık bu dinli, dinsiz a yırımı.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!