Kuzu'nun oğluna para göndermiş

Güncelleme Tarihi:

Kuzunun oğluna para göndermiş
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2017 01:00

AKINCI Üssü davası sanıklarından eski tuğgeneral Aydemir Taşçı, 15 Temmuz darbe girişiminin kritik isimlerinden, ‘Çiğli Paşası’ olarak bilinen eski astsubay Zekeriya Kuzu’nun oğlu Emrah Kuzu’ya para yolladığını söyledi.

Haberin Devamı

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi kampüsündeki salonda görülen davanın dün 14. duruşması yapıldı. Başbakanlık avukatı İskender Minar, sanıklardan eski tuğgeneral Aydemir Taşçı’ya, o dönem başında bulunduğu Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’na yazılım işi yapan Milsoft isimli şirketin sahiplerinin, haklarında FETÖ/PDY soruşturması bulunan kişiler olduğunu vurgulayarak, bu firmanın ne tür hizmet sunduğunu sordu. Taşçı, darbenin kilit ismi firari Adil Öksüz’ün dolaylı, sivil imamlardan Harun Biniş’in bizzat çalıştığı ve FETÖ’den firari işadamı Mehmet Sungur’un sahibi olduğu şirkete verilen gizli projelerin kendisinden önce yapıldığını belirterek “Gizli projeleri açıklamaya da yetkili değilim” diye yanıt verdi.

ÇİĞLİ'DEKİ GÖREV DÖNEMİNDEN TANIŞMA
Taşçı, Marmaris’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından‘Paşa’ lakaplı, eski astsubay Zekeriya Kuzu’yu da Çiğli’de görev yaptığı dönemden tanıdığını söyledi. Taşçı, kendi çocuğunun askerlik yemin töreninde konakladığı tesislere ilişkin masraflara dair de Kuzu’nun oğlunun hesabına para yatırdığını ifade etti. 

'FETÖ İLE İRTİBATLI ŞİRKETE GİZLİ PROJE'
MÜŞTEKİ avukatı Fatih Atalay, şirketin FETÖ firarisi Adil Öksüz’e 234 bin lira yolladığını, şirketin sahibi Mehmet Sungur’un, dosyanın sivil sanıklarından Kemal Batmaz ile ortaklığı bulunduğunu belirterek, “Bunlar Hava Kuvvetleri’ne yazılım işi yapıyor. Siz, ‘Gizli projeleri açıklayamam’ dediniz. FETÖ ile bu kadar irtibatlı, iltisaklı olan firmaya gizli projeyi yaptırıyorsunuz. FETÖ’nün de yurtdışı bağlantıları açık şekilde ortada. Bu kadar hain terör örgütüne bu bilgileri vermeye çekinmiyorsunuz. ‘Ben göreve geldiğimde vardı’ deyip kurtulamazsınız. Bu firmayı hiç araştırdınız mı?” diye sordu. Taşçı, soruya şu karşılığı verdi: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde ihale sistemi bellidir. Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT), emniyetten, jandarmadan sorulur, sakıncası varsa ihaleye sokulmaz. Bu kurumlardan gelen cevaplara bakılsın, bu şirketin FETÖ ile bağlantısı var mı yok mu bakılsın? Oralardan gelen temiz raporu olmadan bu şirket kuruma giremez. İhale dosyasına bakılsın ve kimin ne cevap verildiği görülsün. O bilgiye haiz olup da vermeyene sorulsun.” Mahkemede, “gizlilik derecesi yüksek işleri alan firmaların çalışanları hakkında güvenlik soruşturması yapılıp yapılmadığı” sorusu üzerine de Taşçı, güvenlik soruşturmalarını jandarma, emniyet ve MİT’in yaptığını, sıkıntılı bilgi gelmesi halinde söz konusu şirketin ihaleye alınmadığını söyledi.

'O YAZIYI GÖRMEDİM'
DURUŞMADA, davaya müşteki olarak müdahil olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, sanık Aydemir Taşçı’ya, “Size Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) Gökhan Sönmezateş’le ilgili bir ihbar geldi mi?” diye sordu. Taşçı, bu soruyu “Hayır, görmedim” diye yanıtladı.

TELEFONLAR NEDEN TOPLATILDI
15 Temmuz gazilerinin avukatlarından Fatih Atalay’ın, darbenin önlenmesi kapsamında şahsi olarak neden bir tepki göstermediğini sorması üzerine Aydemir Taşçı, “Tankın altına yatabilirdim ne olacak bir can var elimizde. Ben yapabileceğimi yaptım, inisiyatifi ele alarak ne gerekirse yapmaya çalıştım” dedi. Avukat Emrullah Beytar, Hava Kuvvetleri karargâhı ile Akıncı Üssü’nde telefonların toplatıldığını ama Hava Kuvvetleri’nde Veysel Kaynak’ın telefonunun alınmamasının bir tesadüf olup olmadığını sordu. Taşçı, “Ben telefonların toplatılması kararını dışarıdan silah sesleri geldiği, çatışmanın yaşandığı şartlarda verdim. Terör operasyonları yönetilirken de telefonların toplatıldığı olmuştur, dışarı bilgi çıkmasın diye. O an aklıma bu geldi ve karargâhtan dışarı bilgi çıkmasını engellemek için bu kararı verdim” dedi. Taşçı’nın avukatının, müvekkilinin durumuna ilişkin sözleri ve “Cezaevinde ölüme terk edildiler” demesi üzerine, müşteki sıralarından bazı kişiler tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Giray’ın uyarılarına rağmen bazı izleyiciler tepki göstermeye devam edince salondan çıkarıldılar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!