Kültürler birbirleriyle buluşuyor

Beyoğlu Gazetesi tarafından gerçekleştirilen ‘Kültürler Birbirine Bakıyor’ projesi çerçevesinde yapılan ilk toplantıda farklı etnik ve dinsel kesimlerden gelen katılımcılar bu coğrafyada yaşayan kültürlerin birbirleriyle iletişimini tartıştılarBeyoğlu Gazetesi’nin Taksim Hill Oteli’ndeki “buluşması”nı Genel Koordinatör Yurdagül Erkoca “Bu projemizin ilk toplantısı. Başlattığımız projeden muradımız azınlıkların birbirini daha yakından tanıması ve çoğunluğa bu kültürleri tanıtmaktı” diye başladı.Toplantı programına göre önce Beyoğlu Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Celal Başlangıç, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, azınlıklarla ilgili çalışmalar yapan gazeteci Yahya Koçoğlu ve Süryaniler.com Sitesi’nden Yusuf Atuğ sunuş yapacaklar, ardından katılan konuklarla “kültürlerarası iletişimin sorunları” tartışılacaktı.Katılanlar arasında Boyacıköy Kilisesi Vakfı Başkanı Nazar Özsahakyan, Zografyan Lisesi eski müdürlerinden Dimitri Frangopulos, Süryaniler.com Sitesi’nden Özcan Geçer, Bağımsız İletişim Ağı’ndan Nadire Mater, Türk-Yunan derneği Defne ve VEN Gönüllüri derneklerini temsilen Nilüfer Tarıkahya ve Esra Alkan, Hamburg Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrupa’daki bazı Yezidi kuruluşlarının sözcüsü Azad Barış da vardı.Gazeteci Celal Başlangıç “Kültürler Birbirine Bakıyor” projesini “Geçmiş yüzyıllarda Anadolu’ya, hele hele Pera’ya gelen gezginlerin; dinlerin, etnik yapıların, kültürlerin, dillerin harman olduğu olağanüstü bir coğrafya anlatırlar” diyerek başladı.Amacının geçmişe “Ah” etmek olmadığını belirten Başlangıç sözlerini şöyle sürdürdü:“Biz çok sesliliği, çok kültürlülüğü toplumları zenginleştiren bir öğe olarak belledik. Buna karşın yüzyıllardır birlikte yaşadığımız; dinlediğimiz müzikten, yediğimiz yemeğe kadar yaşama kültürümüzü derinden etkileyen  Ermeni, Rum, Yahudi ve Süryanileri mostaljik birer figür olarak algılamanın ötesine geçemedik. Bugün Anadolu’da yaşayan Rumların sayısı iki binlerle ifade ediliyor. Kalan Yahudilerin sayısının 20 bine, Süryanilerin 15 bine, Ermenilerin 70 binlere düştüğü tahmin ediliyor. Bu coğrafyadaki azınlıkların nüfusları giderek azaldı. Geçtiğimiz yüzyılda yaşanan olumsuzluklar nedeniyle bir yandan sayıları azalırken, diğer yandan kendi içlerine daha çok kapandılar. Zaten sınırlı olan kültürler arası alışveriş yok olma noktasına geldi. Resmi ideolojinin, ırkçı ders kitaplarının etkisi altındaki çoğunluk da bu konuda alabildiğine duyarsız.İşte biz Beyoğlu Gazetesi olarak , gerek yukarıda sıraladığımız nedenlerle, gerekse bir ülkede demokrasinin gelişmişliğinin o ülke azınlıklarının yaşama standardıyla ölçüldüğünün bilincinde olarak; bir de bu coğrafyayı tek dil, tek ırk, tek din, hatta tek mezhep anlayışına indirgemeye çalışan ilkel düşünceye  kendi gücü ölçüsünde karşı durmak amacıyla bir poje hazırladık.”“Azınlık” ve “Çoğunluk” sözcüklerini konuşmasında “tırnak içinde” kullandığını belirten Başlangıç sorunun bir azlık, çokluk gibi sayısal olmadığını, var olma ya da yok olma gibi bir nitelik meselesi olduğunu söyledi.Başlangıç’tan sonra kürsüye gelen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, azınlıklar olarak çoğunluğu çok iyi tanıdıklarını, çoğunluk kültürünü çok iyi bildiklerini, hatta bizatihi yaşadıklarını söyledi. Dink esas sorunun çoğunluğu azınlığın farkında olmamasından kaynaklandığını belirterek şu görüşleri dile getirdi:“Farkında olmadığı için de sadece duyduklarını, sadece işittiklerini, sadece okuduklarıyla ve olumsuz manada tanıyor. Ve bir türlü azınlıkarın bu ülkenin gerçekten birer zenginlikler olduğunun farkına varamıyor. Farkına vardığı kadarıyla da olumsuz manada farkına varıyor. Yani geçerseniz Bakırköy’debir kilisemiz ve okulumuz yan yana.”Özgürlüklerin yaşanacağı bir ortam yaratmanın gerekliliğini vurgulayan Dink, bu sürecin alfabeyle, eğitimle başlayacağını, ilkokul ders kitaplarına “Ali topu Ayşe’ye at”ın yanına “Ali topu bir de Agop’a at” diye bir cümle ekleyemezsek Türkiye’de farklılıkların farkına zor varılacağını söyledi.�