Köşk’e veda hüznü

Güncelleme Tarihi:

Köşk’e veda hüznü
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2000 00:00

Haberin Devamı

İLKLERİ başarmak zor olduğu kadar keyiflidir. Sonları yaşamaksa hüzünlü. Dün, bir ‘‘Son’’un içindeydik. Yer Çankaya Köşkü. 864 rakımlı tepenin toplantı salonu. Aktör, ‘‘Köşk’’ün 9. kiracısı Süleyman Demirel.

Toplantının ana başlığı ise, ‘‘Çankaya'da 7 yıl’’.

Yani bu yüce makamda basınla son buluşması.

Besbelli heyecanlı Demirel. Çankaya'ya vedaya 24 saat kala 7 yılın muhasebesini yapmanın, ‘‘Son’’u yaşamanın heyecanı bu.

Kurmayları en önde oturuyor. Salonu dolduran onlarca medya mensubu Demirel'i dinliyor. Demokrasiyi, anayasal vatandaşlığın bir şartı olan eşitliği, hukukun üstünlüğünü, üniter devleti, açık rejimi, hür parlamento ve basını üstüne basa basa savunuyor. Herkesin cumhurbaşkanı olmaya gayret ettiğini gururla anlatıyor. Demirel, tecrübesini konuşturuyor.

Bunca dikenli yoldan geçerken bize hep ‘‘Aktör’’lük yaptığını hatırlatıyor.

Zaman zaman 15 sayfalık ‘‘Hesaplaşma’’ metninin dışına taşıyor, o bildik Demirel söylemine dönüyor. Soruları bildiğince yanıtlıyor.

Demirel, kalıcı olmaya büyük önem verdiğini 7 yıl boyunca Köşk'e hazırlattığı kitaplarla kanıtlıyor. Son ‘‘Kalıcı’’ yapıtları elinin altında tutuyor ve belgelerle adını, 9. dönemi tarihe mal ediyor.

Bir ara tarihe atıfta bulunarak, Roosevelt-Truman diyaloğundan esinlenip konuşuyor:

‘‘Ben kendi bildiğimi yaptım.’’

Demirel, vatandaşın ayağını sıkan ayakkabının da gerektiğinde değiştirilmesini istiyor.

Gönlünde yatan Türkiye modelini yeni döneme devrederken, ‘‘Arkasına bakmadan’’ yerinden kalkıyor ve son tören hazırlıklarına karışıyor.

7 yıl öncesini anımsıyorum. Yine aynı mekánlarda, yine Demirel, yine biz. Köşk'e çıkışını adım adım izlediğimiz bu ‘‘Aktör’’le siyasi coğrafyada daha çok beraber olacağımızı düşünüyorum.

Çankaya'ya veda hüznü, mayıs sıcağında yerini bir başka heyecana bırakıyor. Zaten her son, yeni bir başlangıç değil mi?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!