Kıskanç astsubaya ceza

Güncelleme Tarihi:

Kıskanç astsubaya ceza
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2009 15:31

"Uyuşturucu kaçakçılarını dinleyeceğim" diyerek sahte evrakla temin ettiği dinleme kararıyla, sevgilisinin görüştüğü kişileri dinleten Astsubay M.B tahliye oldu. Hakkında 13 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Jandarma İstihbarat Astsubayı M.B, kişilerin özel hayatıyla ilgili gizliliği ihlal etmek ve resmi belgede sahtecilik suçlarından toplam 2 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Mahkeme yeniden suç işlemeyeceğine kanaat getirerek M.B hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, ancak 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına hükmetti. M.B’nin ilk celsede tahliyesine karar verildi.

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık M.B getirilirken tutuksuz sanıklar C.Ö ile M.T. de katıldılar. M.B. ifadesinde, "İçinde bulunduğum ailevi ve şahsi nedenlerden dolayı böyle bir işlemi yapmak zorunda kaldım. Daha önce benzer yöntemleri birkaç arkadaşın denediği ve bundan da olumsuz bir sonuç çıkmaması nedeniyle ben de böyle bir dinleme yapabilirim, diye düşündüm. Ancak olay ortaya çıktı. Yaptıklarımdan pişmanım" dedi. Araştırma, dinleme ve talep tutanağındaki imzaların kendisine ait olduğunu söyleyen M.B., daha sonra pişman olduğu için üç aylık süre dolmadan dinlemeyi sonlandırdığını belirtti. M.T. ise Teknik İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan bir görevlinin üstleriyle yaptığı görüşmede belge eksikliğini söylediğini belirterek, amiri olan C.Ö.’nün de M.B’ye evrakları sorduğunu anlattı. Bunun üzerine M.B’nin evine giderek sözkonusu zarfı arayıp bulduklarını ve C.Ö’ye teslim ettiklerini, M.B’nin kendilerine kız arkadaşıyla sıkıntısı olması nedeniyle bu kararı kendisinin aldığını söylediğini ifade etti. M.T. "C.Ö. amirimdir. M.B.’nin itirafından haberdardır. Bu suçu başka yerlere bildirmem gerekmez diye düşündüm" dedi.

PİŞMANLIK DUYUNCA DİNLEMEYİ SONLANDIRMIŞ

C.Ö., Ankara’nın evrakta eksiklik olduğunu belirtmeleri üzerine yaptıkları çalışmada M.B’nin karar alındıktan bir ay sonra dinlenmeyi sonlandırdığını ve 3-4 gün dinleme yaptığını tespit ettiklerini söyledi. C.Ö. "Bu suçu amirlerime bildirmede bir gecikme sözkonusu değildir. Zaten ertesi gün de yasal süreci başlattık." diye konuştu. M.B’nin avukatı Aydın Talay, müvekkilinin suçunu ikrar ettiğini, amacının kamuya zarar vermek olmadığını belirterek "Müvekkilimin herhangi bir çıkarı sözkonusu değildir. Tamamen duygusal ve kıskançlık saikiyle hareket etmiştir. Sonucu düşünmediği bir hareket içine girmiştir. Bundan da pişmanlık duyarak dinlemeyi sonlandırmıştır" dedi. M.B’nin diğer avukatı Selva Özkarakoç ise müvekkilinin 11 yıllık devlet memuru olduğunu, meslek hayatı boyunca disiplin cezası dahi bile almadığını ifade ederek kıskançlığa kapılarak bu suçu işlediğini belirtti. Mahkeme heyeti, M.B’yi kişilerin özel hayatıyla ilgili gizliliği ihlal etmekten 6 ay 20 gün hapis cezasına çarptırdı. Heyet sanığın geçmişteki hali, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması kişilik özellikleri ve yeniden suç işlemeyeceği yolunda kanaat oluşmadığından, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verdi. Kararda M.B’nin kamu görevlisi olması sıfatıyla görevi sırasında resmi belgede sahtecilik suçunu işlemekten dava açıldığını hatırlatılarak, hazırladığı belgenin iğfal kabiliyetini haiz olduğunu, ancak üzerindeki imzaların tümünün sanığa ait olması nedeniyle bu belgeyi tümüyle düzenleme yetkisi olmadığından, eyleminin TCK’nin 204/1. kapsamında kaldığı ifade edildi. M.B’ye bu nedenle resmi belgede sahtecilik suçundan da 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Ancak bu hükmün de açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren mahkeme, sanığın 5 yıl denetime tabi tutulmasını da kararlaştırdı. Heyet, verilen hükmün niteliği dolayısıyla M.B’nin tahliyesine karar verdi. Bu arada sanık M.B’nin özel hayatın gizliliğini ihlal etmekten beraatına karar verilirken; diğer sanıklar M.T ve C.Ö hakkında kamu görevlisine suçu bildirmemesi suçundan da üzerlerine atılı suçu işlediklerinin sabit olmadığı belirtilerek, beraatlerine karar verildi.

SEVGİLİSİ CEP TELEFONUYLA SIK GÖRÜŞÜNCE ŞÜPHELENMİŞ

İddianamede, M.B’nin suç tarihi olan 20 Haziran 2009’da İl Jandarma İstihbarat Müdürlüğü’nün Maslak’taki binasında Teknik İstihbarat Astsubayı (TİM) olarak görev yaptığı belirtiliyordu. M.B’nin, sevgilisi H.Ç’nin cep telefonuyla sık sık görüşme yapmasından ötürü şüphelendiği, bu nedenle sevgilisinin çantasında bulunan iki kartvizit üzerindeki üç cep telefonu numarasını alarak aradığı, bunların erkek şahıslara ait olduğunu tespit edince de telefonları dinlemeye aldırmayı kararlaştırdığı anlatılıyordu. Bunun üzerine görevi gereği suçla ilgili şahıslara ait telefonları mahkemeden aldığı kararlarla dinleyen M.B., sevgilisiyle görüşen bu şahısları dinlemek için uyuşturucu madde ticareti yaptıkları yönünde iki ayrı görevlinin yerine imza atarak sahte evrak düzenlediği ileri sürülüyordu. M.B’nin mahkemeden sürekli dinleme kararları aldığı için işleyişi bildiğinden bilgisayardaki formatların üzerinden evrakları kolaylıkla hazırladığı iddia ediliyordu. M.B’nin haftasonunda sahte olarak düzenlediği evrakları Beşiktaş’taki Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’ne götürdüğü, mahkemeden aynı gün dinleme kararı alarak komutanlıkta görüşmeleri tespit etmeye başladığı belirtiliyordu. M.B’nin dinleme olayının akabinde izne ayrıldığı, ancak Ankara Teknik Daire’den sözkonusu dinlemelerle ilgili evrakların eksik olduğunun tespit edildiğinin ortaya çıktığı anlatılıyordu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!