Kirişçi: İsrail, Hamas'ın ziyaretini iç politika malzemesi yapmamalı
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Şubat 18, 2006 10:51
TBMM Türkiye-İsrail Parlamentoları Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti Adana Milletvekili Vahit Kirişçi, Hamas heyetinin Türkiye ziyaretiyle ilgili olarak İsrail'in, “Biz de PKK'yı davet etseydik ne olurdu?” şeklindeki yaklaşımının, Türkiye'yi rencide ettiğini bildirdi.
Kirişçi, Türkiye'nin, gerek İsrail'in gerekse Filistin'in bulunduğu coğrafyada 400 yıldan fazla hakimiyet sürmüş, bu dönemde her zaman huzuru tesis etmiş, en ufak bir sıkıntıya meydan vermemiş bir imparatorluğun bakiyesi üzerine kurulduğunu vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, bu coğrafyada yaşanan olaylara karşı duyarsız ve ilgisiz kalmasının, tarihin kendisine yüklemiş olduğu misyondan uzak durması anlamına geleceğini ifade eden Kirişçi, ”Türkiye, bugüne kadar izlediği politikalarda tarihin yüklediği misyonu yerine getiriliyor” dedi.
Kirişçi, şunları söyledi: “Şu anda kabul edilmeyen Hamas'ın, bizim tarafımızdan değil Batılı ülkelerin kendileri tarafından bu seçime girmelerinde sakınca görülmemişti. Belki İsrail buna karşı çıktı ama ABD'nin tavrı Hamas'ın seçime girmesinden yanaydı.
Orada yapılan seçimle ilgili herhangi bir hilenin, yanıltmanın olmadığı herkesin malumu olan bir konu. Sayın Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız, Türkiye'nin bu konudaki tavrını Davos'tan beri açık ve net mesajlarla dile getirdi. Hem İsrail hem de Filistin tarafını önemseyen açıklamalarda bulunuldu.
İsrail başta olmak üzere bütün devletler burada yapılan seçimin soncunu artık meşru görüyordu, ancak daha sonra tutum değişti. Oysa, tabir yerindeyse barışın kuyruğundan yakalandığı bir noktada hem İsrail hem Filistin tarafı önemli mesajlar verdi.”
Kirişçi, Hamas'ın iktidara gelmesiyle Ortadoğu için gerçek barışın ipuçlarının da gözükmeye başladığını savunarak, “Eğer, Hamas iktidar olduğu süreçte bizim de savunduğumuz gibi İsrail'in tanınması hadisesini kabul ederse gerçek barış tesis edilmiş olur” şeklinde konuştu.
Hem Filistin hem İsrail tarafından akan kanın her iki ülkenin insanlarının kanı olduğuna dikkati çeken Kirişçi, “Türkiye, barıştan yana olan tutumunu başından beri sürdürüyor. Türkiye, Filistin'deki seçimi kabul etmenin yanında, işbaşı yapacak olan Hamas'a 'Sen de İsrail'i mutlaka tanımalısın' mesajı veriyor” dedi.
'RESMİ GÖRÜŞME DEĞİL'
Kirişçi, Hamas heyeti ile yapılan görüşmenin resmi bir görüşme olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu anda bu coğrafya için önemli bir fırsat var. Burada ABD ılımlı bir politika izlerken İsrail, Hamas heyetinin ziyaretini 'Biz de PKK'yı davet etsek ne olurdu?' şeklindeki tutumuyla bu konuyu, Mart ayında yapılacak seçim öncesinde iç politika malzemesi yapıyor izlenimi veriyor. Bu sözler doğru bir yaklaşım değil. İsrail, bu ziyareti iç politika malzemesi yapmamalı.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler tarafından topraklarının bağımsızlığı için silahlı mücadeleyi kendine ilke edindiği tescillenmiş olan Hamas ile Türkiye'yi bölüp parçalamak için silah kullanan PKK'nın eşdeğer tutulması bizi rencide etmiştir.”
BATI'NIN SAMİMİYETİ
Kirişçi, Filistin'deki seçime kadar Hamas'ın bu seçime katılmasında sakınca görmeyen Batı ülkelerinin bu tutumlarında samimi olduklarını göstermeleri gerektiğini ifade ederek, şunları dile getirdi: “Eğer Batı ülkeleri, 'nasıl olsa Hamas bu seçimden galip çıkamayacak' diyerek bu tutumu sergilemişse bu onların samimi olmadıklarını gösterir. Bunun anlamı çifte standart, samimiyetsizlik olur. Oysa, seçime kadar yaptıkları şey doğruydu. Çünkü, Hamas'ı bu vesileyle siyasal bir zemine çektiler. Silahlı bir mücadeleyi siyasal zemine çekmenin de önemli bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekir.”
Kirişçi, Türkiye'nin, bugüne kadar sergilediği politikaların hem ülke hem bulunduğu coğrafya hem Filistin ve İsrail hem de dünya barışı adına büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, bu coğrafyada yaşanan olaylara karşı duyarsız ve ilgisiz kalmasının, tarihin kendisine yüklemiş olduğu misyondan uzak durması anlamına geleceğini ifade eden Kirişçi, ”Türkiye, bugüne kadar izlediği politikalarda tarihin yüklediği misyonu yerine getiriliyor” dedi.
Kirişçi, şunları söyledi: “Şu anda kabul edilmeyen Hamas'ın, bizim tarafımızdan değil Batılı ülkelerin kendileri tarafından bu seçime girmelerinde sakınca görülmemişti. Belki İsrail buna karşı çıktı ama ABD'nin tavrı Hamas'ın seçime girmesinden yanaydı.
Orada yapılan seçimle ilgili herhangi bir hilenin, yanıltmanın olmadığı herkesin malumu olan bir konu. Sayın Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız, Türkiye'nin bu konudaki tavrını Davos'tan beri açık ve net mesajlarla dile getirdi. Hem İsrail hem de Filistin tarafını önemseyen açıklamalarda bulunuldu.
İsrail başta olmak üzere bütün devletler burada yapılan seçimin soncunu artık meşru görüyordu, ancak daha sonra tutum değişti. Oysa, tabir yerindeyse barışın kuyruğundan yakalandığı bir noktada hem İsrail hem Filistin tarafı önemli mesajlar verdi.”
Kirişçi, Hamas'ın iktidara gelmesiyle Ortadoğu için gerçek barışın ipuçlarının da gözükmeye başladığını savunarak, “Eğer, Hamas iktidar olduğu süreçte bizim de savunduğumuz gibi İsrail'in tanınması hadisesini kabul ederse gerçek barış tesis edilmiş olur” şeklinde konuştu.
Hem Filistin hem İsrail tarafından akan kanın her iki ülkenin insanlarının kanı olduğuna dikkati çeken Kirişçi, “Türkiye, barıştan yana olan tutumunu başından beri sürdürüyor. Türkiye, Filistin'deki seçimi kabul etmenin yanında, işbaşı yapacak olan Hamas'a 'Sen de İsrail'i mutlaka tanımalısın' mesajı veriyor” dedi.
'RESMİ GÖRÜŞME DEĞİL'
Kirişçi, Hamas heyeti ile yapılan görüşmenin resmi bir görüşme olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu anda bu coğrafya için önemli bir fırsat var. Burada ABD ılımlı bir politika izlerken İsrail, Hamas heyetinin ziyaretini 'Biz de PKK'yı davet etsek ne olurdu?' şeklindeki tutumuyla bu konuyu, Mart ayında yapılacak seçim öncesinde iç politika malzemesi yapıyor izlenimi veriyor. Bu sözler doğru bir yaklaşım değil. İsrail, bu ziyareti iç politika malzemesi yapmamalı.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler tarafından topraklarının bağımsızlığı için silahlı mücadeleyi kendine ilke edindiği tescillenmiş olan Hamas ile Türkiye'yi bölüp parçalamak için silah kullanan PKK'nın eşdeğer tutulması bizi rencide etmiştir.”
BATI'NIN SAMİMİYETİ
Kirişçi, Filistin'deki seçime kadar Hamas'ın bu seçime katılmasında sakınca görmeyen Batı ülkelerinin bu tutumlarında samimi olduklarını göstermeleri gerektiğini ifade ederek, şunları dile getirdi: “Eğer Batı ülkeleri, 'nasıl olsa Hamas bu seçimden galip çıkamayacak' diyerek bu tutumu sergilemişse bu onların samimi olmadıklarını gösterir. Bunun anlamı çifte standart, samimiyetsizlik olur. Oysa, seçime kadar yaptıkları şey doğruydu. Çünkü, Hamas'ı bu vesileyle siyasal bir zemine çektiler. Silahlı bir mücadeleyi siyasal zemine çekmenin de önemli bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekir.”
Kirişçi, Türkiye'nin, bugüne kadar sergilediği politikaların hem ülke hem bulunduğu coğrafya hem Filistin ve İsrail hem de dünya barışı adına büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.