Kılıçdaroğlu'ndan önemli açıklamalar

Güncelleme Tarihi:

Kılıçdaroğlundan önemli açıklamalar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2012 09:51

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerle kahvaltılı sohbet toplantısında bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, kendisi hakkında hakarete varan sözler söyleyen Levent Kırca'ya ''Kırca'nın sözlerine söyleyecek bir şey bulamıyorum. Sanatçılarla karşı karşıya gelmek istemem. Tehlikelidir'' yanıtını verdi.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eb0d94f018fbb8f8a7f92d
Toplantı bir sinevizyon gösterisi ile başladı. İlk olarak Başbakan'ın bir toplantıda gözleri kapalı görüntüsü ''Başbakan nasıl bir Türkiye düşlüyor bilmiyoruz ama..'' cümlesi ile verildi.

Ardından Türkiye'nin sorunları tek tek görüntülerle yer aldı. Toplumsal olaylar, polisin orantısız güç kullanımı, Uludere, sütten zehirlenen ilkokul öğrencileri, kadına şiddet, çocuk işçiler, uzun tutukluluk süreleri gibi konular sinevizyonda gösterildi. Arada da Başbakan Erdoğan'ın bu konularla ilgili açıklamaları yer aldı.

Kılıçdaroğlu daha sonra şu değerlendirmelerde bulundu:

ODTÜ'DEKİ OLAYLAR
* Siz bir düşman ülkesine mi giriyorsunuz? Üniversiteye giriyorsunuz? Üniversiteye neden 2500 polisle gidiyorsunuz?
* Hastanede yoğun bakımda yatan bir öğrenci mi? Öğrenci.
* Şiddeti kimse kabule tmiyor ama ODTÜ'de yaşanan olayları sadece Başbakan'ın gözğyle görmelerini doğru bulmuyoruz
* Onlara da üniversite hocası demek doğru değil.

Haberin Devamı

ERDOĞAN'IN OFİSİNDE BÖCEK BULUNMASI
* Yasadışı dinleme hepimizin ortak tepki göstermesi gereken bir suçtur. Bu bir Başbakan olabilir, sade bir yurttaş olabilir
* Yasadışı dinlemeyi yasal hale getiren uygulamalar var. Eğer siz bazı gazetecileri dinlemek için sahte isimlerle yargıdan karar çıkarıyorsanız bu da daha vahim bir suçtur
* Dinlemeden şikayet eden Başbakan buna ne tür bir tepki verdi.
* Yargıcı kandıran kamu görevlileriyle ilgili bugüne kadar AKP Hükümeti ne yaptı?
* Yasa dışı dinlemeler bir ülkenin Başbakan'ını dinleme noktasına gelmişse vahimdir. Orada devletin sırları tartışılır. Başbakan'ın etrafındaki kişiler kimlerdir, nasıl olmuştur. Bunu Başbakan'ın açıklaması lazım
* Başbakan dinlemeleri derin devlete bağladı. Önce Başbakan'ın derin devlet konusundaki düşüncesini netleştirmesi gerekiyor. Derin devlet nedir sorusunu yanıtlaması gerekiyor
* Devletin bekası açısından pek çok konu görüşülür. Ama siz devletin gücünü kullanarak yasadışı organizasyonlara detek verip bunu derin devlet olarak adlandırıyorsanız buna karşı çıkmamız lazım. Susurluk mesela
* Başbakan'la ilgili dinlemeyi hangi derin devlet yaptı? Yasal olan mı yasadışı olan mı? Kim bunlar biraraya getirdi. Yanıtlaması gereken Başbakan'dır
* Ulaştırma Bakanı TBMM'de 'dinlenmek istemiyorsanız telefonu kullanmayın' dedi. İşi bu kadar hafife almak Başbakan'ı dinlemeye kadar geldi.
* Bize gelen bilgiler devletin kurumlarının CHP'nin grup başkan vekillerini dinlediği yönündeydi. Hükümet de yalanlamadı. Sessizlik de ikrardır.

Haberin Devamı

BAYKAL'A KASET KOMPLOSU
* Sorunun muhatabı Sayın Başbakan. Devleti yöneten o. Ben Başbakan olsaydım bu olayı çoktan açıklamış olurdum.

HÜKÜMET ÇİFTE STANDART UYGULUYOR
* Başbakan'ın dinlenme olayı vahim bir olaydır
* Yasadışı dinleme ve görüntüleme vahimdir.
* Siyasal iktidarın bu tür olayların üzerine kararlılıkla gitmeleri gerekir. Bu olmadı.
* Bir olay iktidara dokununca bundan yararlanılırsa bundan sonuç alamayız. Dinlemeler konusunda Hükümet çifte standart uyguluyor.
* Etme bulma dünyasıdır. Gelir Başbakan'ı da bulur.

BU BAŞKA BİR ULUDERE
* Olay bir yıl önce uygulanıyor, yeni açığa çıkıyor. Bu başka bir Uludere'dir.
* Başbakan bunu da derin devlete bağladı. O kişilerle Başbakan zaman zaman bir araya geliyor.
* Başbakan'ın konutunun etrafı yol geçen hanı değil herhalde
* ODTÜ'ye 3500 polisle gidiyor da evine giderken korunuyordur herhalde. Korunması da lazım onu söyleyeyim. Başbakan dinlemeden haberdar oluyorsa failleri açıklamak zorunda. Olayı kapatırsa Uludere ve Afyon patlaması olayı kapatmış olur.

Haberin Devamı

SLOGANA GAZ BOMBASI
* AİHM'in ifade özgürlüğü ile ilgili verdiği kararlardan bir cümle şu: Toplumu incitici, şok edici olabilir.
* Cumartesi anneleri gidip otururlar, o dabir ifade özgürlüğüdür. Sadece yazı olarak düşünmemek lazım
* Öğrenciler slogan atıyor. Polis gaz bombası atıyor. Slogana gaz bombası orantılı mı?
* Diğer rektörler yayınladıkları bildiride polisin şiddetinden söz ediyor mu? Hayır. Bunlara hangi çağdaş ülkede rektör denir.
* ODTÜ savaş alanına dönüyor. Öğrenciler mi yapıyor bunu? Hayır.
* Öğrenci slogan atabilir, protesto edebilir. Siz 3500 polisle, zırhlı araçla gideceksiniz, öğrenci tepki vermeyecek. Karşı görüş bildiren rektörlerein önce ''Başbakan üniversitelere 3500 polisle giremez. Burası bilim yuvası'' demesi lazımdı.
* 3500 kişiyle bir üniversiteye girerseniz protesto gelir. Sonra siz biber gazı, copla öğrencilerin üzerinde giderseniz doğru olmaz. Şiddetin arkasına saklanmayı doğru bulmuyorum.
* Üniversitelerin olayı iki boyutuyla görmesi lazım
* ODTÜ olayı iki boyutuyla fa görmüştür. Olayı yaşayanlar onlar.

Haberin Devamı

CHP'LİNİN ATTIĞI TWEET
* Tekirdağ'da tweet atan genç arkadaşımız partimizin üyesi. Disipline verildi, gereği yapılacak. Kimsenin bir olayı aşağılayıcı bir ifade ile dillendirmemesi lazım. HEle bir CHP'linin buna dikkat etmesi lazım

KIRCA'YA YANIT
* Kırca'nın sözlerine söyleyecek bir şey bulamıyorum. Sanatçılarla karşı karşıya gelmek istemem. Tehlikelidir. Sanatçıdır, herkesin sanatına saygı duyuyoruz

BATI, CHP’YE İLGİ GÖSTERİYOR
*Yurt dışında bilinen bir parti. İlişkilerimiz zayıftı. Onu güçlendiriyoruz. Türkiye’de özgürlüğü savunan parti CHP. Yeni bir sayfa açtık biz. Bu yeni sayfa içinde özgürlüğü, adaleti savunan bir partiyiz. Batı’nın pek çok ülkesi CHP’ye ilgi gösteriyor. Zaman zaman Ankara’da zaman zaman yurtdışında onlarla bir araya geliyoruz. Batı’da Türkiye’ye yönelik eleştiriler artıyor. AKP kanadından talepler çöp sepetine atılıyor. Biz ise dikkatle dinliyoruz. 

SEÇENEĞİ OLMAYAN SORUYA YANIT VERDİM (GÜL MÜ ERDOĞAN MI SORUSU İÇİN)
*"Başka hiç aday olmazsa nasıl oy verirsiniz?" diye sordular. Seçeneği olmayan bir soru sordular. Ben de seçeneği olmayan bir soruya yanıt verdim. Halk cumhurbaşkanlığına kesinlikle Erdoğan’ı seçmeyecektir. Türkiye’yi bu kadar kutuplaştıran birinden cumhurbaşkanı mı olur?

YEREL SEÇİMLER
*
Yazılan çizilenleri ben de medyadan öğreniyorum. Büyük bir kısmı gerçek değil. Arkadaşların yorumları var. Onlara da saygı duyuyoruz. Temel ilkemiz halkın sevdiği, saydığı kişileri belediye başkan adayı olarak çıkarmak. Bu konuda kamuoyu yoklamaları yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde eğilim yoklamaları yapacağız. Belli yerlerde adaylarımız belli zaten. Çalışmalarını yapıyorlar.

Haberin Devamı

KÜRT SORUNU
*Yol haritasını belirlemiştik. Bunu AKP’ye götürdük. Karşı görüş geldi. Biz görüşümüzü defalarca açıkladık.
Bu sorunun toplumsal uzlaşmayla çözüleceğini defalarca ifade ettik. Akil adamlar heyeti de olsun, fikirlerini alalım dedik.

*İki parti yan yana gelirse bu sorun çözülür demek doğru değil. Parlamentodaki çoğunlukla çözülecek olsa AKP’nin kendi siyasal çoğunluğu var. Çözülürdü. Bir toplumsal uzlaşma gerekiyor. Bütün siyasal partilerin bir araya gelmesi gerekiyor. Olay derin, kökleri olan bir olay. Yüzde 1’in bile önemi var bu sorunun çözümünde. Bunu gördüğümüz için AKP’ye gittik. Bugün olmasa yarın Parlamento’da bu sorunun çözümü için komisyon oluşturulacaktır.

EN VAHİM POLİTİKASI DIŞ POLİTİKA

İsrail’le kapalı kapılar ardına görüşme yapıyorsunuz dedim. İnkar etti. Ama sonra gerçek ortaya çıktı. Bu görüşmelerin yapıldığını gösteriyor geldiğimiz nokta. Bana AKP’nin izlediği en vahim politikanın ne olduğunu sorarsanız dış politikadır. Bir ülkenin dışişleri bakanı benim ülkeme gelirse ben onu tutuklarım diyor, Enerji Bakanı’nın uçağı indirilmiyor, İran’dan tehdide yönelik demeçler geliyor, Rusya’dan açık eleştiri geliyor.

AB sürecinin tümüyle tıkandığı noktaya geldik. Halbuki AB’yi bir çağdaşlaşma projesi olarak ele aldık. Hiçbir siyasal parti AB sürecine karşı değildi. AB’nin eleştirilerine bile tahammül edemiyoruz.

ÇAPSIZ EN HAFİF DEYİMDİ
*Kesinlikle Dışişleri Bakanı’nın o koltuktan kalkması lazım. Çapsız dedim alınganlık gösterdi. Kullandığım en hafif deyimdir o. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin bu hale düşmesini kabullenemiyorum. Sözde oyun kurucuyduk, oyuncak olduk.

HÜKÜMET DARBE TEMİZLİĞİNDE SAMİMİ DEĞİL
*Bu yasama döneminde kanun teklifi verdik. Ama hükümetin darbe temizliği konusunda samimi olduğuna inanmıyorum. Darbeye karşıyım ama darbecilerin çıkardığı yasaların arkasında duruyorum diyor. Bu olmaz. Darbecilerin getirdiği yasaların sivilleşmesi lazım. Darbe yasalarından nemalananlar darbeye karşı olamaz. Darbeye karşıyım deyip siz bildiri veren insana madalya vereceksiniz. Darbe yasalarını değiştirin. Size destek veririz.

ULUDERE
*Uludere ile ilgili arkadaşlarımız bugün ordalar. Oradaki ailelerle buluşacak. Bu soruşturmanın zamana yayılıp unutturulma gibi bir hedefi olduğunu düşünüyorum. Sınır ötesi operasyon yetkisi TBMM’ye ait, Bu yetkiyi kime verdi? Hükümete. Öldürülen 34 yurttaşın sorumlusu kim? Siyasi iktidar. Pilotu mu suçlu bulacaksınız? O talimatı alır.

*Sakarya’daki tren faciasında kim sorumlu tutuldu? İki makinist. Burada pilotlar sorumlu olacak.Önce siyasi otoritenin kendi sorunluluğunu üstlenmesi lazım. Yeri zamanı gelince 33 kurşuna, ta Mustafa Muğlalı’ya giderler. Muğlalı bu ülkede hapis yattı. 33 kurşuna gidenler 34 yurttaşın hesabını vermekten kaçıyorlar. Onlar terörist olabilirmiş. Masum değillermiş. O zaman neden Parlamento’da onlarla ilgili yasa çıkardınız.

BAŞBAKAN’LA TARTIŞMALARI VE KULLANDIĞI İFADELER
*
Bu soruya yanıt vermeyeyim. Oturup düşünmem lazım. Ama şundan rahatsızım. Siyasette bir düzey olmalı. İnsanlar kızabilirler. Ama siyasetçinin öfkesini sınırlaması lazım. Bu konuda Türk siyasetinin başarılı bir sınav verdiğini söyleyemem.

MASADAN KALKMA NİYETİMİZ YOK
*Anayasa konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Hiçbir zaman masada oturan arkadaşlarım oradaki çalışmaları sabote etmek içinde olmadılar. Masadan kalkmak gibi bir niyetimiz yok. Türkiye’nin çağdaş bir anayasaya ihtiyacı var. Anayasa konusunda çok aceleci olmamak lazım. Eğer ben bir düzenleme yapayım arkası gelir anlayışı ile anayasa değiştirilecekse bu pek çok sorunu arkasında getiriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi tipik bir örneğidir.

AKP’NİN OYLARI DÜŞÜYOR
*Bizim gördüğümüz, bize aktarılan AKP’nin anketlerde yerini korumadığı, oylarının düştüğü.

AKP İLE DEĞİL AKP DEVLETİ İLE REKABET EDİYORUZ
*Biz AKP ile rekabet içinde değiliz. Biz AKP devleti ile rekabet içindeyiz. Vali, defterdar, rektör onun emrinde. Biz tek parti devletiyle mücadele ediyoruz. Devletle AKP’yi ayrıştıran bir tablo yok ortada. Toplumun üzerinde baskı var. Düşünceyi değiştirmeniz kolay değil. Bunun mücadelesini veriyoruz. CHP’ye yönelik yanlış algıları değiştirmeye çalışıyoruz. Yurtdışında algıları büyük ölçüde değiştirdik.  Sonuçları da önümüzdeki yerel seçimlerde göreceğiz.

BAHTSIZ BEDEVİ TARTIŞMASI
*Olmaması gereken bir olaydı.

OLAĞANÜSTÜ MAHKEMELERE KARŞIYIZ
*Olağanüstü mahkemelerin tümüne karşıyız, onların yaptığı yargılamalara karşıyız. Yeniden yargılama başlarsa ona da destek veririz. Mağdur kim olursa olsun olağanüstü mahkemelerde yargılanıyorsa bu mahkemelerin adalet dağıtmadığı kanısındayız.

İMRALI SENARYOLARI
Hükümet değişik kanallardan farklı bir ortam yaratmak istiyor. Bunun için bazen bakanları, bazen STK’ları kullanıyor

ABD SEYAHATİ OLUR MU?
*ABD’ye davet gelirse gideriz


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!