Kıbrıs’ta son tango başlıyor

Güncelleme Tarihi:

Kıbrıs’ta son tango başlıyor
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2002 00:00

WashingtonDenktaş ile Klerides yaklaşık 35 yıldır Kıbrıs’a çözüm bulmak için müzakere yapıyorlar. Yarın son pazarlık dizisine oturacaklar. Çözüm bulamazlarsa, siyasetten silinecek ve tarihin karanlıklarında kaybolup gidecekler, tahminlerin aksine, çözüm için asıl zorlanacak ve kurşunu yutması gereken taraf Klerides olacak.Amerika’nın gündeminde, bu aşamada Kıbrıs yok. Dışileri Bakanlığının küçük bir odasında yaşayanlar ve yönetimde parmakla sayılacak kadar az kişi, yarın Denktaş ile Klerides arasında başlayacak olan görüşmelerle ilgililer. Bush yönetiminin dikkati başka yerlere çevrilmiş durumda. Kendi dertleri başlarından aşmış, gözleri farklı birşey görmüyor. Eğer çözüm bulunamaz ve sorun çıkmaza girerse, önümüzdeki ilkbaharda Kıbrıs Washington’un gündemine girmeye namzet. O zamana kadar, gelişmeler yakından izlenecek, demeçlerle desteklenecek. Kıbrıs artık onları da yormuş. Mutlaka bitmesi gerektiği söyleniyor ve orada duruluyor. Bütün gözler Denktaş ile Klerides’e çevrilmiş, bekleniyor.Genel kanı, Denktaş’ın çözüm istemediği ve topu taca atabilmek için elinden geleni yapacağı şeklinde. Denktaş yıllar içinde öylesine bir izlenim bırakmış ki, bundan sonra ağzıyla kuş tutsa ve itirazlarında haklı dahi olsa yine de sorumlu sayılacak.Toplam fatura da Türkiye’ye çıkarılacak.Denktaş, Uluslararası kamuoyunun hakemliği açısından, dezavantajlı durumda.Klerides ise, bu yönden avantajlı. Uluslararası kamuoyunun gözünde mazlum, hakkını arayan, ülkesini bir işgalden kurtarmaya çalışan lider konumunda.Ancak müzakere masasında durum farklı.Çözüme ulaşma açısından avantajlı durumdaki taraf Denktaş. Varılacak bir formülü kendi kamuoyuna kabul ettirme diye bir sorunu yok. Aksine, üstündeki baskı bir çözüm bulunması yönünde.Asıl sorun Klerides’in omuzlarında.KLERİDES’İN SORUNU DENKTAŞ DEĞİL, KENDİ MUHAFAZAKARLARI…Kıbrıs ve Yunanistan’daki tutucu çevreler 24 yıldan beni, sürekli şekilde “Türkiye’nin Elenizme karşı savaştığı ve Kıbrıs’ı haksız biçimde işgal ettiği” anlayışı ile beslendi. Kuşaklar buna inandırıldı. Gençler böyle eğitildi. Sonunda da çoğunluk buna inandı.Kıbrıs ve Yunanistan’daki tutucu kadrolar hiçbir özeleştiri yapmadılar. 1974’e kadar ki, dönemde hangi hataları işlediklerini sorgulamadılar. Kıbrıs’tan Türkleri atıp, Enosis’i (Yunanistan ile birleşme) gerçekleştirmek için nasıl komplolar kurduklarını, Grivas’lı yılları ve nihayet Makarios’u öldürme teşebbüsüne kadar giden darbe girişimlerini tartışmadılar. Ülkelerindeki liberal yaklaşımlı çevreleri, bu soruları ortaya atan düşünürleri de çarmıha gerdiler.Tutucu kadrolar için, yarın başlayacak olan pazarlık, Kıbrıs Rumlarının ne oranda 74 öncesindeki duruma dönebilecekleriyle ilgilidir. Eğer göçmenler eski evlerine yerleşebilir, adanın yönetiminin hiç değilse bir bölümünü geri alabilirlerse memnun olacaklar. Olası bir çözümü bu perspektiften görüyorlar.İşte Klerides’in en büyük sorunu bu çevrelerdir. Bunlar, gerçeklerin dışında yaşamakta fiili durumu görmezden gelmektedirler. Bunca yıl aynı yaklaşımla polikita yaptıkları, hatta yaşamlarını bu anlayışla sürdükleri için, şimdi değişmemekte direniyorlar.OYSA, GERÇEKLERİ KABUL ETMEK ZORUNDALAROysa, çözüm ancak, bugünkü gerçeklerin kabul edilmesiyle gerçekleşecektir.1974’ten sonra ortaya çıkan Türk bölgesinin Türklere bırakılacağı (oranı tartışılabilir) bu bölgenin herşeyi ile Türkler tarafından yönetileceği ve korunacağı, kurulmuş olan devlet mekanizmalarının aynen işleyeceği, kimsenin eski yerlerinde bir hak iddia edemeyeceği (ancak tazminatla zararlarının ödeneceği) gibi fiili gerçekler kabul edildiği taktirde bir çözüm bulunabilecektir.Klerides tutucu kadrolarına, işte bunları kabul ettirmekte zorlanacaktır. Vatana ihanetle suçlanacak, dayanılması güç baskılar altında tutulacaktır. Tek müttefiği Simitis-Papandreu ikilisi ve uluslararası kamuoyu olacaktır.Dektaş’a düşen görev -eğer gerçekten bir çözüm istiyorsa- Klerides’in elini güçlendirecek konularda yardım etmektir. Zira, nasıl Türk tarafının gerçekleri varsa, Rum tarafının da kendine göre gerçekleri bulunmaktadır. Denktaş’ın bu gerçekleri görmezden gelip, sadece kendi gerçeklerini kabul ettirmeye çalışması durumunda, bu pazarlık çıkmaza girer.SON TANGO’DA, SON KARTLAR OYNANACAKDenktaş ve Klerides, her iki tarafın gerçeklerini bir çözüm formülü içine sokabildikleri taktirde tarihe geçecekler, aksi halde birer kasaba politikacısı konumunu aşamayacaklardır.Bu pazarlık süreci, iki lider için de son buluşmadır.Artık siyasi yaşamlarının sonuna gelmiş durumdadırlar ve bir daha masaya oturma şansları yoktur. Ne yapacaklarsa bu defa yapacaklar ve tarihe de bu şekilde geçeceklerdir.Tarih, istediği kadar kendi ülkelerinin çıkarlarını koruma adına olursa olsun, barış yapmayan liderleri yüceltmez. Toplumlar, anlaşmazlıkları çözememiş liderleri pek hatırlamazlar. Buna karşılık, iyi veya kötü barış getiren, yeni bir başlangıç yapan liderler hiç unutulmazlar.Denktaş ile Klerides yaklaşık 35 yıldır sürdürdükleri bu dansa son defa kalkıyorlar. Son defa tango yapacaklar. Birbirlerini çok iyi tanıyorlar. Figürlerin ustası olmuşlar. Geriye bir tek niyetlerinin ne olduğu kalıyor.Eğer geçmişin saplantılarından kendilerini kurtarabilirler, bugünün gerçeklerini görebilirlerse, çözüm bulamamaları için bir neden yoktur.Eğer küçük hesaplarına ve kaprislerine mahkum olurlarsa, şunu çok iyi bilsinler ki, her ikisi de kamuoylarının önemli ve en etkin bölümleri tarafından suçlanacak ve cezalandırılacaklardır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!