Kerkük’e özel statü verilsin

Güncelleme Tarihi:

Kerkük’e özel statü verilsin
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2007 00:00

Başbakan Erdoğan, Kürt lider Barzani’nin açıklamalarını şık bulmadığını belirterek, Kerkük’te yapılacak referandumun ertelenmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Kerkük’ün özel bir statüye kavuşturulması şart. Eğer referandumla bir oldu bitti meydana getirilirse, çok korkuyorum, Kerkük büyük bir iç savaşa gidecektir" dedi.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Kerkük sorununun büyük bir iç savaşa neden olmasından çok korktuğunu söyledi. Erdoğan, Kanal 7’de önceki akşamki ’İskele Sancak’ programında, Türkiye’nin Irak’a karşı politikasız kalmasının mümkün olmadığını vurguladı. Erdoğan, Kerkük’te göz göre göre demografik değişim yapılırken, Anayasa’ya referandum konulmasının yanlışlığına dikkat çekti.

BARZANİ ŞIK DEĞİL Erdoğan "Kendimizi ağabey pozisyonunda görmemize gerek yok. Bizim tarihte neler yaptığımızı Talabani de, Barzani de bilir. Barzani’nin son zamanlarda yaptığı açıklamaları şık bulmuyorum, doğru bulmuyorum" dedi. Erdoğan, "Kerkük’te bu yıl içinde referandum yapılabilir mi" sorusuna da şu karşılığı verdi:

REFERANDUM ERTELENSİN Referandumun en azından ertelenmesi lazım. Çünkü Kerkük’ün özel bir statüye kavuşturulması şart. ABD hálá diretiyorsa ’Anayasa böyle diyor’ diye. Anayasa insanların yaptığı bir şey değil mi, oturursun yenisini yaparsın, ertelersin. Veya bunu Anayasa maddesi olmaktan çıkarırsın. Kerkük’e bir özel statü dersin. Kerkük tüm Iraklılarındır. Bunu bir etnik unsura vermek yanlış olur. Eğer böyle bir referandumla Kerkük’te bir oldu bitti meydana getirilirse ben çok korkuyorum, Kerkük büyük bir iç savaşa gidecektir.

’Hepimiz Ermeniyiz’ olmasaydı

BAŞBAKAN Erdoğan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in cenaze törenindeki ’Hepimiz Ermeniyiz’ pankartı için "Hepimiz Hrant Dink’iz, demek zaten yetiyordu" dedi. Erdoğan, Dink cinayetini değerlendirirken, bunun ülkeye ve ulusa sıkılan bir kurşun olduğunu tekrarladı. Cenaze törenindeki kalabalığın, uluslararası camiaya birlik ve beraberlik mesajı verdiğini, topluluğu provoke etmek isteyenlere karşı Dink’in eşinin ve Patrik Mutafyan’ın yaptığı olgun konuşmaların önemli olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Orada benim eleştirecek bir şeyim olabilir; O da temenni ederdim ki sadece ’Hepimiz Ermeniyiz’ ifadesi olmamış olsaydı çok daha mükemmel olacaktı" diye konuştu.

Köşk konusunun esasları kafamda

BAŞBAKAN Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin esasların kafasında olduğunu söyledi. Adaylarının kim olacağına ise istişareyle karar vereceklerini belirten Erdoğan, adaylarını nisanda açıklayacaklarını bildirdi. Erdoğan, adaylarını nasıl belirleyeceklerini de şöyle anlattı: "Bu istişarenin içinde başta teşkilatım, grubum olmak üzere, ülkedeki ilgili sivil toplum örgütleriyle görüşmeler yapmak suretiyle, kimlerden bir şeyler alabileceksek, bir uzlaşıyı sağlama noktasında istifade edebileceğimiz her kesimle süratle elimizden gelen görüşmeleri yapacağız. Hatta bu konudaki bir başka hedefim de en geniş manada kamuoyu araştırması yapmak suretiyle belki birkaç kez nabzı yoklayacağız, adımımızı ona göre atacağız."

Erdoğan, Türkiye’nin başkanlık sistemini tartışması gerektiğini de söyledi. Erdoğan, "Cumhurbaşkanını halk seçsin diyenler, aslında bunu söylemek istiyorlar da, gizliyorlar. Gelin bunun adını açık koyun" dedi.

Gençler tahrike alet olmasınlar

BAŞBAKAN Erdoğan, dün "Ya Allah Bismillah’ diyerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce 50 okulda yaptırılan 50 spor salonunu törenle açtı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, kimsenin, milli ve manevi duyguları istismar ederek gençler üzerinden sadist emellerini gerçekleştirmeye kalkışmaması gerektiğini söyleyerek, şöyle dedi: "Hiçbir yavrumuzun provokasyonlara, tahriklere alet olmamasını istiyoruz. Gençler sizler asla bu oyunlara gelmemelisiniz. Çocuk masumiyetinin arkasına saklanarak karanlık tezgahlar kuranlar, gençlerin tertemiz ruhlarını, lekelemek, kirletmek isteyenler var. O zehir tacirleriyle mücadele hepimizin. Zehir tacirleri her zaman silahla, uyuşturucuyla gençlerimizin kanına girmiyorlar. Bazen kin ve nefret tohumları saçıyorlar. Bazen en masum değerlerin arkasına saklanıyorlar. Son Hrant Dink olayı bunun bir örneğidir. Okul önlerinde, internet kafelerde yeşertilen şiddet tohumlarını kesmek bizim boynumuzun borcudur."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!