Kayseri’ye Türkçe hazırlandı

Güncelleme Tarihi:

Kayseri’ye Türkçe hazırlandı
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 07, 2005 00:00

Türkiye’nin 3 Ekim’de müzakerelere baÅŸlama kararı alınmasından sonra ‘kutlama ve tebrik’ için Ankara’ya gelen AB Komisyonu’nun GeniÅŸlemeden Sorumlu Yüksek Komiseri Olli Rehn’in yolculuÄŸunda Hürriyet de vardı. Önceki gece kurmaylarıyla birlikte THY’nin ekonomi sınıfında Ankara’ya gelen Rehn, yolculuk sırasında DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri’ye bugün yapacağı ziyaretteki konuÅŸmasını hazırladı. Rehn, konuÅŸmasının ilk paragrafında yer alan Türkçe ifadeleri ne ÅŸekilde telaffuz edeceÄŸini çalıştı. Rehn’in danışmanları tarafından hazırlanan Türkçe bölümde, ‘Sayın BaÅŸbakan Yardımcısı, Sevgili Kayserililer, arkadaşım Abdullah Gül’ün memleketinde olmaktan mutluluk duyuyorum’ sözleri yer aldı. Rehn, Gül’ün memleketi Kayseri’ye de övgüler yaÄŸdırdı. Rehn, ‘Kayseri’yi Anadolu’nun kalbi olarak görüyorum. Türkiye’deki ekonomik ve sanayi dinamizmini temsil eden önemli bir ÅŸehir’ dedi. Gül de, Kayseri ziyareti talebinin Rehn’den geldiÄŸini söyleyerek, bundan dolayı ayrı bir mutluluk duyduÄŸunu belirtti. DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu’nun ekonomik ve sosyal geliÅŸmesini yakından takip ettiklerini ifade eden Rehn, ‘Orada bir barış ortamının saÄŸlanması lazım. AB terörizmin her türlüsünü kınıyor. Ancak bölge halkının geliÅŸmesine çok önem veriyoruz. AB’de çatışmaların barışçı yollarla çözülmesi esastır’ diye konuÅŸtu.KIBRIS’LA TÃœKENMEYELÄ°MRehn dün Gül ile görüşmesinde de müzakere sürecinin önemine deÄŸindi. Türkiye’ye gelmesinin üç nedeni olduÄŸunu belirten Rehn ‘Birincisi tarihi kararı kutlamak, ikincisi yapılan reformları tebrik etmek, üçüncüsü de bundan sonra Türkiye’nin tüm enerjisini reformların devamı, uygulanması için müzakerelere vermesi’ dedi. Rehn’in heyetlerarası görüşmede de, AB Komisyonu olarak enerjilerini Türkiye’nin AB ile bütünleÅŸmesini saÄŸlamaya vermek istedikleri, Kıbrıs sorununun enerjilerini tüketmesini istemediklerini belirttiÄŸi öğrenildi. Rehn ortak basın toplantısında da ÅŸu mesajları verdi:DAHA YAKINDAN TAKÄ°PMüzakerelerin baÅŸlatılması, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasinin güçlendirilmesini içeren cesur ve önemli reform sürecinin sonucudur. Elde edilen baÅŸarı, son 3 günün deÄŸil, son derece cesur ve önemli adımlar atılmış, reformlar gerçekleÅŸtirilmiÅŸ olması bakımından son 3 yılın baÅŸarısıdır. Türkiye artık bir ‘aday’ ülke deÄŸil, ‘müzakere sürecine’ girmiÅŸ bir ülke. Bu, sürecin AB’ye üye ülkelerin halkları ve parlamentoları tarafından daha da yakından takip ediliyor olmasını beraberinde getirecektir.AB TÃœM ÃœLKE İÇİNTürkiye bundan sonra AB için geçerli olan bütün normları, standartları ve deÄŸerleri AB müktesebatıyla birlikte tam anlamıyla kendine uygulayacak. Bu, insan hakları, hukukun üstünlüğü, din ve sendikalarla ilgili hakların bütün aÅŸamalarda, ülkenin bütün noktalarında geçerli olması anlamına geliyor. Ek protokolün TBMM’de onayının Türkiye tarafından gecikme olmaksızın iyi niyet gösterilerek halledileceÄŸi görüşündeyim. Bu çerçevede, malların Türkiye ile 25 üye ülkede serbestçe dolaÅŸması gerekir. Bunun sorunsuz uygulanmasını umuyorum ve sorunun müzakere sürecinde çözüleceÄŸini ümit ediyorum. Kıbrıs’ta Türkiye’nin yapıcı çözüm yolunda ÅŸimdiye kadarki katkılarını sürdüreceÄŸine inanıyorum. KKTC’ye mali yardım ve doÄŸrudan ticarete yönelik tüzükler üzerindeki görüşmelerin yeniden baÅŸlatılması için AB Dönem BaÅŸkanı Ä°ngiltere’nin baÅŸkanlığında bu tüzüklerin çıkarılmasını amaçlamış durumdayız.SENDÄ°KAL HAKLAR EKSÄ°KÄ°lerleme raporu 9 Kasım’da açıklanacak. Raporda kadın hakları, ifade özgürlüğü, adil sendikal haklar gibi AB standartlarına tam uyum gösterilememiÅŸ, geliÅŸme saÄŸlanması gereken konulara da deÄŸinilecek. Ä°lave etmem gerekiyor ki, bu, müzakerelerin baÅŸlatılmasıyla ilgili bir rapor deÄŸil. Daha önce açıklandığı gibi Türkiye müzakerelere baÅŸlamak için gereken Kopenhag kriterlerine yeteri kadar uyum göstermiÅŸ durumda. Ama burada altını çizmek istediÄŸim ibare, ‘yeteri kadar.’ Müzakereler sürecinde bu, ‘yeteri kadar’ uyumun, tam anlamıyla uyuma dönüşmesine çalışılacak ki, böylelikle önümüzde tam anlamıyla beyaz bir sayfa olsun.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!