Kadına şiddetin boyutları bilinmiyor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2008 12:06
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, ülke genelini kapsayacak, şiddet profilini ortaya koyacak nitelikte bir araştırma yapılmadığını, bu nedenle kadına yönelik şiddet olgusunun boyut ve özelliklerinin bilinmediğini belirtti.
Bakan Nimet Çubukçu, DSP Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı'nın soru önergesine yazılı yanıt verdi.
SHÇEK'e bağlı kadın konukevlerine kadınların kabul nedenleri arasında; en yüksek oranla fiziksel, cinsel ve duygusal istismarın geldiğini ifade eden Çubukçu, bunu, ekonomik ve sosyal yoksunluk, evlilik dışı hamile kalma ya da çocuk sahibi olma nedeniyle aile tarafından kabul edilmeme, istenmeyen evliliklere zorlanma ve diğer nedenlerin izlediğini bildirdi.
Çubukçu, kadınların en yoğun olarak yaşadığı, hissettiği şiddet türü sorulduğunda, büyük oranla fiziksel şiddet cevabı alındığını, bunu cinsel, duygusal ve ekonomik şiddetin takip ettiğini ifade etti.
Kadınlara şiddet uygulayan kişilerle ilgili istatistiki verilerde en yüksek oranı eşlerin oluşturduğunu, eşlerden sonra, baba, anne, kardeş, üvey baba, üvey anne, üvey kardeş ve diğer kişilerin geldiğini belirten Çubukçu, aile içi cinsel şiddet uygulayan kişilerin ise sırasıyla eşler, baba, kardeş, üvey baba ve diğer kişiler olduğunu vurguladı.
Çubukçu, SHÇEK'e bağlı olarak hizmetlerini sürdüren ve 2003 yılına kadar 8 olan kadın konukevi sayısının, bu tarihten sonra 23'e, kapasite toplamının ise 170'den 477'ye çıktığını kaydetti.
GEÇEN YIL 199 İHMAL VE İSTİSMAR OLAYI
Bakan Çubukçu, Türkiye genelinde, Şubat-Aralık 2007 döneminde ihmal ve istismara uğramış çocuk, genç ve kadın vakasının 199 olduğunu ifade ederek, “Aynı döneme ait kadın konukevi hizmeti için yönlendirilen kadın sayısı bin 362'dir. 2008 yılının Ocak-Şubat dönemine ait ihmal-istismar vakası 55'dir. Kadın konukevi hizmeti için yönlendirilen kadın sayısı ise 347'dir” dedi.
Ülke genelini kapsayacak, şiddet profilini ortaya koyacak nitelikte bir araştırma yapılamadığından, kadına yönelik şiddet olgusunun boyutları ve özelliklerinin bilinmediğini vurgulayan Çubukçu, kadına yönelik şiddet konusundaki bilgilerin, kurumsal ve akademik düzeyde yapılan çalışmalar, mahkemelere bu amaçla açılan davalardan oluştuğunu bildirdi.
Çubukçu, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce 2003 yılında yapılan bir araştırmaya göre, kadınların, ekonomik ve cinsel nedenlere dayalı olarak, kocanın, karısını dövmesini haklı bulduğunu belirtti. Çubukçu, araştırma kapsamındaki 15-49 yaş grubunda kadınların yüzde 39'unun, belirtilen nedenlerden en az birini, kocasının kendisini dövmesi için haklı bir neden olarak gördüğünü ifade etti.
Günümüzde aile kurumunun varlığını sürdürmesini olumsuz etkileyen sorunların başında aile içi şiddetin geldiğine dikkati çeken Çubukçu, şöyle dedi:
“Ülkemizdeki son durumu tespit etmek için bakanlığıma bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi kapsamında, kadına yönelik aile içi şiddeti izlemek ve mücadele etmek için göstergeler belirlenmesi amacıyla ilk kez ülke genelinde kadına yönelik şiddetin kaynağı ve türleri nelerdir sorusuna yanıt verecek, büyük ölçekli bir alan araştırmasının hazırlıklarına başlamıştır.”
“ÇOK YÖNLÜ MÜCADELE”
Kadına yönelik aile içi şiddetin, farklı sektör ve disiplinlerin katıldığı çok yönlü bir mücadeleyi gerektirdiğine işaret eden Çubuk, bu amaçla, kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadın grupları, kamu kurum ve kuruluşları arasında kalıcı bir iletişim ve bilgi ağı kurmaya, ortak politikalar oluşturmaya yönelik çalışmaların sürdürüldüğünü belirtti.
Çubukçu, ailenin birliğini, rol ve işlevlerini yerine getirmesini olumsuz etkileyen, özellikle şiddet gören aile bireyi ve çocukları olumsuz etkileyen şiddet olgusunun ortadan kaldırılması konusunda tüm taraflara önemli görevler düştüğünü ifade etti.
Bakan Çubukçu, SHÇEK'e bağlı olanlar dışında, belediyeler tarafından hizmete açılan toplam kapasitesi 445 olan, 15 kadın konukevi bulunduğunu kaydetti.
SHÇEK'e bağlı kadın konukevlerine kadınların kabul nedenleri arasında; en yüksek oranla fiziksel, cinsel ve duygusal istismarın geldiğini ifade eden Çubukçu, bunu, ekonomik ve sosyal yoksunluk, evlilik dışı hamile kalma ya da çocuk sahibi olma nedeniyle aile tarafından kabul edilmeme, istenmeyen evliliklere zorlanma ve diğer nedenlerin izlediğini bildirdi.
Çubukçu, kadınların en yoğun olarak yaşadığı, hissettiği şiddet türü sorulduğunda, büyük oranla fiziksel şiddet cevabı alındığını, bunu cinsel, duygusal ve ekonomik şiddetin takip ettiğini ifade etti.
Kadınlara şiddet uygulayan kişilerle ilgili istatistiki verilerde en yüksek oranı eşlerin oluşturduğunu, eşlerden sonra, baba, anne, kardeş, üvey baba, üvey anne, üvey kardeş ve diğer kişilerin geldiğini belirten Çubukçu, aile içi cinsel şiddet uygulayan kişilerin ise sırasıyla eşler, baba, kardeş, üvey baba ve diğer kişiler olduğunu vurguladı.
Çubukçu, SHÇEK'e bağlı olarak hizmetlerini sürdüren ve 2003 yılına kadar 8 olan kadın konukevi sayısının, bu tarihten sonra 23'e, kapasite toplamının ise 170'den 477'ye çıktığını kaydetti.
GEÇEN YIL 199 İHMAL VE İSTİSMAR OLAYI
Bakan Çubukçu, Türkiye genelinde, Şubat-Aralık 2007 döneminde ihmal ve istismara uğramış çocuk, genç ve kadın vakasının 199 olduğunu ifade ederek, “Aynı döneme ait kadın konukevi hizmeti için yönlendirilen kadın sayısı bin 362'dir. 2008 yılının Ocak-Şubat dönemine ait ihmal-istismar vakası 55'dir. Kadın konukevi hizmeti için yönlendirilen kadın sayısı ise 347'dir” dedi.
Ülke genelini kapsayacak, şiddet profilini ortaya koyacak nitelikte bir araştırma yapılamadığından, kadına yönelik şiddet olgusunun boyutları ve özelliklerinin bilinmediğini vurgulayan Çubukçu, kadına yönelik şiddet konusundaki bilgilerin, kurumsal ve akademik düzeyde yapılan çalışmalar, mahkemelere bu amaçla açılan davalardan oluştuğunu bildirdi.
Çubukçu, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce 2003 yılında yapılan bir araştırmaya göre, kadınların, ekonomik ve cinsel nedenlere dayalı olarak, kocanın, karısını dövmesini haklı bulduğunu belirtti. Çubukçu, araştırma kapsamındaki 15-49 yaş grubunda kadınların yüzde 39'unun, belirtilen nedenlerden en az birini, kocasının kendisini dövmesi için haklı bir neden olarak gördüğünü ifade etti.
Günümüzde aile kurumunun varlığını sürdürmesini olumsuz etkileyen sorunların başında aile içi şiddetin geldiğine dikkati çeken Çubukçu, şöyle dedi:
“Ülkemizdeki son durumu tespit etmek için bakanlığıma bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi kapsamında, kadına yönelik aile içi şiddeti izlemek ve mücadele etmek için göstergeler belirlenmesi amacıyla ilk kez ülke genelinde kadına yönelik şiddetin kaynağı ve türleri nelerdir sorusuna yanıt verecek, büyük ölçekli bir alan araştırmasının hazırlıklarına başlamıştır.”
“ÇOK YÖNLÜ MÜCADELE”
Kadına yönelik aile içi şiddetin, farklı sektör ve disiplinlerin katıldığı çok yönlü bir mücadeleyi gerektirdiğine işaret eden Çubuk, bu amaçla, kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadın grupları, kamu kurum ve kuruluşları arasında kalıcı bir iletişim ve bilgi ağı kurmaya, ortak politikalar oluşturmaya yönelik çalışmaların sürdürüldüğünü belirtti.
Çubukçu, ailenin birliğini, rol ve işlevlerini yerine getirmesini olumsuz etkileyen, özellikle şiddet gören aile bireyi ve çocukları olumsuz etkileyen şiddet olgusunun ortadan kaldırılması konusunda tüm taraflara önemli görevler düştüğünü ifade etti.
Bakan Çubukçu, SHÇEK'e bağlı olanlar dışında, belediyeler tarafından hizmete açılan toplam kapasitesi 445 olan, 15 kadın konukevi bulunduğunu kaydetti.