Kader seçimi

“Türkiye�Geleceğini Belirliyor” görüşü özellikle batılı basının vurguladığı bir tema.

Örneğin Financial Times gazetesi bir başyazı yayınlamış.

Tüm batı sermaye çevrelerinin okuduğu Financial Times  ilginç bir başlık atmış :

“Türkiye geleceği için oy kullanacak” ( Sanki Türkiye’de hep seçimlerde geçmişe dönük oy kullanılırmış gibi,abartılı bir başlık .)  

Gazete Türkiyedeki çelişkinin , 'Yeni-İslamcı' hükümetle, ordu öncülüğündeki laik kesim arasında “,olduğunu düşünüyor .

"Başarısız İslami hareketlerin kalıntılarından yükselen AKP; kendini, muhafazakâr, dindar ve�seçkinlerin tekelindeki iktidarda söz sahibi olmak isteyen Anadolu'nun modernliğe açılan kapısı olarak kabul ettirdi.AKP 2002 seçimlerine AB mesajıyla girdi .Bu ordu ve Kemalistler için Atatürk'ün gösterdiği bir hedefti. Oysa AKP için AN ‘nin anlamı  Brüksel, generallere karşı koruma sağlayacaktı. Türk Ordusu  sonuncusu 10 yıl önceki’ postmodern  darbe’ olmak üzere dört hükümet devirdi.İlk zamanlarda  askerler AB üyeliğinin bedeli olarak demokratik haklar, insan hakları ve Kürtlerin haklarının genişletilmesine ve siyasetteki ağırlığını azaltmaya pek istekliydi. Ama son dönemde ortaya çıkan AB'nin Türkiye'nin üyeliği karşısında takındığı hasmane tutum, şiddetli bir milliyetçi tepki doğurdu.Askerler de tavır değiştirdiler.”

Gazete burada AB ilişkilerinde içine düşülen darboğaza değiniyor .AB’nin iki yönlü tavrını eleştiriyor .  Oysa Türkiye ‘de yükselen milliyetcilik akımı Irak ‘ın işgalinden sonra birdenbire alevlenmiştir.Bugünkü görünüm PKK ve terör kılıflı olup ,aldatıcıdır . Gazete yorumuna devam ediyor ve bir yerde batılı sermayenin seçimler konusundaki düşüncesini yansıtıyor.

"Türklerin laiklik ve cumhurbaşkanlığı gibi kurumlar üzerinden siyaset yapılmasından hoşlanmadıkları anlaşılıyor. Halk bu seçimlerde parlamentoda çoğunluğu hak ettiği gibi AKP'ye verecek. Ama aynı zamanda umarız, Meclis'teki cumhuriyetçi ve milliyetçilerin sayısını da artıracak. 2002'de AKP oyların üçte biriyle parlamentoda üçte iki çoğunluk elde etmişti. Orantılı bir sonuç daha sağlıklı olacak; Cumhurbaşkanı'nın uzlaşmayla belirlenebilmesi, tüm tarafların korkularını ve umutlarını açıkça dile getirebildiği demokratik dengenin kurulabilmesi ve İslamla demokrasinin uyum içinde olabileceğini dünyaya gösteren Türkler'in bunu kendilerine de hatırlatabilmesi için..."

Özetle Financial Times başyazarı�, daha ılımlı ve daha az güçlü bir AKP iktidarının seçimlerden galip çıkmasını tercih ettiğini, İslam ve demokrasinin birlikte varolabileceğini Türkiye’nin tüm dünyaya ispat edebileceği umudunda olduğunu dile getiriyor .

Dünya medyası gözüyle 22 Temmuz seçimlerimiz (1)