Japon intiharına kalkan Uluğbay, Tokyo'da çalıştı

Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın intihar girişimi, Japonya'da feodal dönemde başlayan ama 20. yüzyılda da süren ‘Onur intiharı-Harakiri’yi akla getirdi.

Uluğbay'ın intihar girişimini soruşturan Cumhuriyet Savcısı Tayfun Sağıroğlu'nun da soruşturmayla ilgili bilgi verirken, ‘‘Sayın Bakan çok onurlu ve haysiyetli bir insan’’ sözlerini kullanması da, bu düşünceyi güçlendirdi.

Uluğbay'ın, Tokya Büyükelçiliği'nde müşavir olarak görev yaptığı Japonya'da Harakiri, Samurailer'in uyguladığı onurlu bir intihar yöntemi olarak tanınıyor.

Samurailer, bir üstünün ya da bir yöneticinin uygulamalarını protesto etmek amacıyla ya da görevinde başarısızlığa uğrarsa Harakiri yolunu seçiyordu. Japonya'da yakın geçmişte de bir çok ‘onur intiharı’ örneği görüldü.

Samurai, ‘Onur intiharı’ sırasında, bu girişimini genellikle bir akrabası ya da yakınının tanıklığında yapardı.

UZMAN GÖZÜYLE

İsviçre'nin Bazel Üniversitesi'nde, 'Psikiyatrik Krize Müdahale Servisi' şefi olan Türk doktor Tarık Yılmaz, Uluğbay'ın intihar girişimini değerlendirirken, şu noktaları vurguladı:

‘‘İntihar girişiminde en çok tartışılan ihtimal, bizim 'reoksiyoner intihar girişimi' dediğimiz ve bir olay, bir sorun karşısında ani bir zorlanmaya bağlı olarak ümitsizlik duyguları ile ortaya çıkan psikolojik bir kriz halidir.

Bu durumdaki kişi intihar dışında başka bir çözüm olmadığı duygusuna kapılır. Ve kısa bir süre içinde intihar etmeye karar verebilir. Örneğin, gururunun kırılması, haksızlık ya da iftirayla karşıkarşıya kalma ve itibarının zedelenmesi ya da zedelenme ihtimali bunlar arasında sayılabilir.

İntihar girişimi herşeyden önce kişinin içine düştüğü ümitsizlik duygusunu gösterir. Bu tartışmada vurgulanması gereken nokta, böyle bir kriz halinde nasıl bir yardım imkanı veya müdahale imkanı olduğunu irdelemek ve müdahale imkanlarına önem vermek gereklidir.’’