Ä°ÅŸte ödülleri toplayan kadın

Güncelleme Tarihi:

İşte ödülleri toplayan kadın
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 20, 2001 00:00

Bu yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin galibi en iyi film dahil beÅŸ ödül birden alan Handan Ä°pekçi oldu. Yalnız bu adı pek kimse bilmiyordu. Herkes Handan Ä°pekçi de kim diye soruyordu. Daha önce ne yapmıştı, hiç film çekmiÅŸ miydi? Ä°ÅŸin ilginci, ödül aldığı Büyük Adam Küçük AÅŸk filminin hemen herÅŸeyi olmasıydı: Senaristi, yönetmeni, yapımcısı. Ä°ÅŸte o kadın...Politik geçmiÅŸini, dünya görüşünü yaptığı iÅŸlere yansıtan biri Handan Ä°pekçi. O, 12 Eylül'ün üzerinden silindir gibi geçtiÄŸi bir kuÅŸaktan geliyor. 1974'de girdiÄŸi o zamanki adıyla Gazi Ãœniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nun Radyo Televizyon Bölümü'nde baÅŸta sinema yapmak gibi bir düşüncesi yokmuÅŸ. Politik mücadelenin içinde yer almış. Sanatı daha sonra yapılması gereken bir iÅŸ gibi düşünmüş hep. Okulun ikinci sınıfında evlenip okulu bırakmış ve Ankara'dan ayrılıp Ä°stanbul'a yerleÅŸmiÅŸ. Bu arada bir de çocuÄŸu olunca tam bir ev kadını olarak yaÅŸamış on yıl. Yemek, bulaşık, çocuk bakımı. Ve 12 Eylül'le paramparça olan politik hayaller.Handan Ä°pekçi, 1985'de yarım bıraktığı okulunu bitirmeye karar verip çocuÄŸunu da alıp Ankara'ya döner. Okuldan sonra TRT'deki televizyon dizilerinde altı yıl boyunca asistanlık yapar. Ä°lk yönetmenlik denemesi Kemençe'nin Türküsü adlı belgeseldir. Bu, ÅŸair YaÅŸar Miraç'ın Kültür Bakanlığı'ndan destek alarak yaptığı bir projedir ve yönetmenliÄŸini de Ä°pekçi'ye önerir. Altı yıl boyunca hayalini kurduÄŸu yönetmenliÄŸe böylece ilk adımını atmıştır.ÇOCUK GÖZÃœYLE 12 EYLÃœLHandan Ä°pekçi ilk uzun metrajlı filmini biraz da kendi yaÅŸadıklarından yola çıkarak yaptı. 12 Eylül dönemini küçük bir çocuk annesi olarak geçirmiÅŸti. O dönemde çocukların yaÅŸadıklarını anlatmak istiyordu. ‘‘Babam Askerde’’ böyle ortaya çıktı. Hapisteki babalarını askerde sanan üç çocuÄŸun yaÅŸadıklarını anlattı bu filmde. Gözü kara bir ÅŸekilde atılmıştı bu projeye. Aslında filmden pek de memnun kalmamıştı ama olanakların kısıtlılığı ile ancak bu kadarını yapabileceÄŸini de biliyordu:‘‘Filmi bitirdiÄŸimde bir hafta aÄŸladığımı hatırlıyorum, istediÄŸim gibi olmadı diye. Kültür Bakanlığı'ndan çok az bir destek almıştık. Bu paranın yetmeyeceÄŸini bile bile filme baÅŸladım. Film stüdyoda beÅŸ ay öylece kaldı. Bu arada sponsor aradım ve bulamadım ama borç buldum. O filmin yüzde altmış baÅŸarılı olduÄŸunun farkındaydım. Fazla seyirciye ulaÅŸamadı ne yazık ki. Vizyona giremedi ama kendi yaptığım organizasyonlarla 10 bin kiÅŸiye ulaÅŸtırdım. Türkiye'nin 45 yerinde gösterdim. O filmde senarist, yapımcı ve yönetmenliÄŸe bir de iÅŸletmeciliÄŸi eklemiÅŸ oldum. Filmden kazandığım para buna raÄŸmen borçları ödemeye yetmeyince baÅŸka iÅŸler yapmaya baÅŸladım. Tanıtım katalogları hazırladım. Buradan kazandığım parayla borçlarımı kapatabildim.’’YARGIÇ VE KÜÇÜK KIZBütün bunlar onu yıldırmamış, aksine kamçılamıştı. ‘‘Büyük Adam Küçük AÅŸk’’ı, 1998'de, Cumhuriyet'in 75. yılının kutlandığı yıl, Türkiye'nin içinde bulunduÄŸu ÅŸartlardan etkilenerek yapmaya karar verdi: GüneydoÄŸu'daki savaÅŸ, televizyon ekranlarına yansıyan cenaze törenleri...Bu korkunç görüntülerin nedenini sevginin eksikliÄŸine, insanların birbirlerini anlamak istememelerine baÄŸlıyordu. Kafasında hemen bir öykü oluÅŸturdu. Emekli yargıç tipi zaten hazırdı. Büyük ölçüde kendi babasından esinlenmiÅŸti o karakterde. Öyküyü etkili kılabilmek için de karşısına küçük bir kız çocuÄŸu koydu.Kültür Bakanlığı ve Eurimages da filme maddi destek çıkınca oldukça rahat çalışarak tamamladı filmi. Türk, Yunan ve Macar ortak yapımı olarak Büyük Adam Küçük AÅŸk ortaya çıktı. Emekli bir yargıç ile anne ve babasını kaybetmiÅŸ küçük bir Kürt kızının Türkçe ve Kürtçe üzerinde inatlaÅŸmalarıyla baÅŸlayan, sonra da aralarında sıcacık bir iliÅŸkinin doÄŸmasını anlatan filmde, Şükran Güngör, Dilan Erçetin, Füsun Demirel, Ä°smail Hakkı Åžen ve Yıldız Kenter rol alıyorlar. KÃœRTÇE'NÄ°N SERBEST BIRAKILMASI ÅžANS OLDUKendi halinde bir yönetmenken ÅŸimdi ödüllü bir yönetmen oldum. Ödül aslında çok da önemli deÄŸi. Ben filmimden genelde memnundum. Ama yarışmaya katılan diÄŸer filmleri bilmediÄŸim için tam bir tahminde bulunamıyordum. DiÄŸerlerini izledikçe rahatlamaya baÅŸladığımı itiraf etmeliyim. Ben aslında Şükran Bey'e mutlaka ödül bekliyordum ama o olmadı. Kürtçe, Anayasa'da yapılan deÄŸiÅŸiklikle serbest bırakıldığında tam da gündemi yakalamış oldu. Bu da filmim için bir ÅŸans. Filmde Kürtçe diyalogların olması ve konusu nedeniyle çekim aÅŸamasında hiç tanıtım yapmadık. Bu bilinçli bir ÅŸeydi. Çekimde aksilik olabilir düşüncesiyle yapmadık bunu. Gerçekten de bugün bunun doÄŸru olduÄŸunu görüyoruz. DÄ°LAN GAZETE Ä°LANIYLA BULUNDUÇocuk oyuncu bulmak hayli zordu. Önce sokak sokak dolaşıp aradım çocuk oyuncuyu. Birkaç tane de buldum ama aileler çekiniyordu. Daha sonra Yeni Gündem gazetesine ilan verdim. Ä°lanı okuyan herkes bizimle ilgili bir film çekilecek diye çocuÄŸunu elinden tutup getirdi. 150 çocuk geldi ilk baÅŸta. Ben Dilan'ı görür görmez, inÅŸallah bu çocuk istediÄŸim gibi çıkar diye düşünmüştüm. O 150’nin içinden on çocuk seçtim önce. Filmin Kürtçe diyaloglarını ailelerine verdim ve ezberletmelerini istedim. Bu elemenin de ardından üç çocuk seçtim. Daha sonra aileleriyle görüşüp evlerinde senaryo çalışmaya baÅŸladık. Dilan çok iyi sonuç verdi bu dönemde. Sonra filmi de onunla tamamladık.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!